07 Ocak 2023 Cumartesi
Ana sayfa » Erdoğan’ın Mezhep Ateşiyle Tehlikeli Dansı
Erdoğan’ın Mezhep Ateşiyle Tehlikeli Dansı

Erdoğan’ın Mezhep Ateşiyle Tehlikeli Dansı

Erdoğan, Arabistan’daki Şii din adamlarından Şeyh Nemr Bakır En-Nemr dahil 47 kişinin idam edilmesine açıkça taraf oldu. Erdoğan böylece hükümetin temkinli açıklamaları ile hem çelişti hem de Türkiye’yi mezhep ateşinin ortasında bıraktı.

2 Ocak’ta Şii din adamlarından Şeyh Nemr Bakır En-Nemr dahil 47 kişinin idam edilmesinden sonra Tahran ile Riyad arasında gerilim tırmanırken Türkiye başlangıçta sessiz kaldı. İlk açıklama
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’tan , 4 Ocak’ta geldi. Kurtulmuş, Çankaya Köşkü’nde, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, , “Suudi Arabistan ve İran arasında yaşanmakta olan ve maalesef Orta Doğu’da var olan gerilimlere çok ilave ve sert bir gerilim şeklinde gireceği belli olan bu gerilimden her iki ülkenin biran evvel çıkmasını isteriz. Bölge zaten barut fıçısı halinde. Bu bölgenin daha büyük gerilimleri kaldıracak takati kalmamıştır. Her iki ülkeyle de dost olan bir ülke olarak söyleyeceğimiz şu; her iki taraf da teenni içinde hareket etmek durumundadır. Suudi Arabistan ve İran’ın birbirilerine karşı hasmane tutum içerinde hareket etmesi her iki ülkeye de zarar verir, bölgeye zarar verir” dedi.

Kurtulmuş’un açıklamasından sonra Dışişleri Bakanlığı da bir açıklama yaptı. Resmi açıklamada sadece İran’ın yükümlülüklerine vurgu yapıldı, iki tarafa da “teenni” ile hareket etme çağrısı yapıldı.
ve şunlar söylendi;

“Suudi Arabistan’ın İran’daki diplomatik ve konsüler misyonlarına yönelik saldırılardan endişe duyulmaktadır. Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Hakkındaki Viyana Sözleşmeleri uyarınca diplomatik ve konsolosluk misyon binaları tam dokunulmazlık hakkına sahip olup, kabul eden devlet bu misyonların güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Bu bakımdan, Tahran ve Meşhed’deki Suudi Arabistan misyonlarına yönelik saldırılar kabul edilemez. Türkiye iki ülke ýarasındaki gerginliğin bölge güvenliği, istikrarı ve barışı üzerinde olumsuz yansımalara sebebiyet vermemesini, bir an önce tehdit dilinin bırakılarak diplomasi diline dönülmesini ve teenni ile hareket edilmesini istemektedir.”

Ahmet Davutoğlu da 5 Ocak’ta AKP Meclis Grup toplantısında temkinli konuştu;

“Diplomatik misyonlar uluslararası anlaşmaların koruması altındadır. Her türlü gerilim ortamında bile koruma altına alınmalıdır. Hangi gerekçeyle olursa olsun diplomatik unsurlara yönelik saldırılar kabul edilemez. Ne yazık ki bölgede yaşanan kargaşalar nedeniyle bu hassasiyet korunamıyor. İran ve Suudi Arabistan İslam dünyasının iki önemli ülkesidir. Bu gerilim, bölgemizdeki mevcut gerilimi büyütecek bir potansiyele sahiptir. Aklı selim yaklaşması, gerilimi artırıcı değil düşürücü davranması gerektiğini düşünüyoruz.”
Ve Erdoğan 6 Ocak yani bugün Arabistan’daki idamlar için iç hukuku gösterdi ve gerilimi ateşleyecek açıklama yaptı;

“Mezhep gerilimini bir üst akıl idare ediyor”

– Mezhep fitnesi, bir kez daha İslam dünyasını sarsıyor. Müslümanları karşı karşıya getiriyor. Bunu bir üst akıl aslında idare ediyor. Suudi Arabistan’ın büyükelçiliğinin roket atarlarla yakılması, yıkılması aynı şekilde Irak’taki Suudi Arabistan’ın büyükelçiliğinin yakılıp yıkılması asla uluslararası münasebetler açısından kabul edilebilir bir yaklaşım değildir.Mezhep görüntüsü altında sergilenen tavırların gerisinde bölgesel iktidar inşa etme çabası olduğunu gayet iyi biliyoruz.

“İdamlar Suudi Arabistan’ın iç hukuk meselesidir”

– 47 kişi idam mahkum edilmiştir. Türkiye’de bir idam müessesi yok. Doğrudur veya yanlıştır ayrı mesele. Ama Suudi Arabistan’da var. İran’da da bu müessese var. Şu anda Suudi Arabistan’da atılan bir iç hukuk meselesidir bana göre. Almıştır böyle bir kararı bunların 46’sı Sünni’dir. El Kaide ile bağlantılı oldukları için idam edilmişlerdir. Bir tanesi de Şia bunun kararı da daha önceden verilmiş adımını da bu şekilde Suudi Arabistan atmıştır. Bunların kararıdır tasvip etmemek ayrı bir konu.

Kısaca Erdoğan’ın Arabistan Sevgisi

-Ocak 2015’te Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz el-Suud’un vefatı sebebiyle bir günlük milli yas ilan edildi.Bayraklar yarıya indirildi.

-Mekke’deki aralarında Türklerin de bulunduğu 753 kişinin öldüğü izdihama ilişkin Erdoğan, Suudi yönetime yönelik saldırgan eleştirileri doğru bulmadığını söyledi.
-Türkiye, Aralık ayı ortasında “Sünni itifak” olarak adlandırılan Suudi Arabistan öncülüğünde 34 ülkenin oluşturduğu “Teröre karşı İslam İttifakı”na katıldı.
-Erdoğan 2015 son ziyaretini Suudi Arabistan’a yaptı. Kralın özel emriyle açılan Kabe’de şükür namazı kıldı