02 Temmuz 2024 Salı
Ana sayfa » Hüseyin Gülerce Yüzsüzlüğü
Hüseyin Gülerce Yüzsüzlüğü

Hüseyin Gülerce Yüzsüzlüğü

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dün açıkladığı ‘FETÖ Raporu’na 35 yıl boyunca Fethullah Gülen’in en yakınındaki isim olarak Gülen Cemaati içinde yer alan Hüseyin Gülerce’den sitem geldi. Gülerce, Diyanet’in FETÖ’yü deşifre etmekte geç kaldığını savundu.

Hüseyin Gülerce Yüzsüzlüğü

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından “Kendi Dilinden FETÖ-Örgütlü Bir Din İstismarı” başlığı altında hazırlanan rapor açıklandı. Diyanet’in “Kendi Dilinden FETÖ Örgütlü Bir Din İstismarı” raporunda, FETÖ elebaşı Gülen’in kendisini olağanüstü bir şahsiyet olarak algılatmak için çok büyük ve sistematik bir çaba gösterdiği, incelenen kitap ve ses kayıtlarından ise örgüt mensuplarına “Fetullah Gülen sıradan bir kimse değildir. O, ahir zamanda İslam’ı ihya etmek için Allah tarafından seçilmiş özel bir kişidir” telkininde bulunduğu belirtildi.

Diyanet’in raporunda, FETÖ elebaşının “uykuda veya uyanıkken, insanlar içinde, kısaca her durumda Hz. Peygamber ile görüştüğünü ima ettiği, ondan talimatlar alıp bunları örgüt mensuplarına Hz. Muhammet’in emirleriymiş gibi yansıttığı” kaydedildi.

35 yıl Gülen’in karşısında el pençe divan duran Gülerce: Geç kalınmış bir açıklama

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırladığı ‘FETÖ Raporu’na en ilginç tepki, 35 yıl boyunca söz konusu yapıya hizmet eden ve katıldığı bir programda ‘FETÖ’ye destek’ suçlaması ile yargılanan yazarımız Kadri Gürsel’e karşı Fethullah Gülen ve cemaatini savunan Hüseyin gülerce’den geldi.

‘FETÖ’ye destek suçlaması ile yargılanan yazarımız Kadri Gürsel, Gülen Cemaati’nin yapılanmasını eleştirirken en büyük itiraz Hüseyin Gülerce’den geliyordu. Bu gün ise Kadri Gürsel’in de aralarında olduğu Cumhuriyet çalışanlarının yargılandığı davanın tanığı da Hüseyin Gülerce…!

Gülerce, Diyanet’in raporunun olumlu ancak geç kalmış bir rapor olduğunu belirterek sitem etti.

Gülerce’nin “Ah Diyanet…” başlıklı yazısındaki satırları şöyle:

“Sayın Görmez, “Fetö elebaşını daha önceden neden ifşa etmediğimiz sorgulanmak istenmektedir, sorgulanmalıdır.” diyerek insaflı bir özeleştiri yapıyor.

Yine de ah Diyanet diyeceğim.

FETÖ terör örgütü halktan hüsnü kabul gördü ise, bugün açıklanan rapordaki çok önemli hususların zamanında Diyanet tarafından söylenmemesindendir. Diyanetin suskun kalmasından dolayıdır.

Suskunluğun da ötesinde F. Gülen camilerdeki vaazlarını Diyanet’in izni ile verdi. Diyanet devre dışı kaldığı gibi Diyanet’in görevlendirmeleri ile F. Gülen, cami kürsülerini kullandı, kirletti.

Derin bir hipnozla genç beyinlere ipotek kondu, mütevelli yapılan saf insanların hüsnü zanları istismar edildi, bir sapığın beklenen kurtarıcı sapkınlığına milyonlar alet edildi. Ağlaşmalar, hıçkırıklar eşliğinde küresel bir senaryonun sahneye konduğunu şimdi Gülen’in Pensilvanya’da CIA ile işbirliği yapmasıyla net olarak görüyoruz..

Şimdi artık Diyanet İşleri Başkanlığı’nın inisiyatif alma dönemi başlamalıdır. FETÖ tabanının rehabiletisi açısından da Diyanet’in bundan böyle çok önemli fonksiyonu olmalıdır.

Sadece o da değil, akademi dünyası ile birlikte artık milletimizin arasına nifak sokmak isteyen başka FETÖ heveslilerine de imkân ve fırsat verilmemelidir.”