CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin Göztepe’deki mitingi öncesi düzenlediği yürüyüşe on binlerce kişi eşlik etti. İnce yurttaşlara seslendi. İnce Göztepe’de düzenlenen mitingdeki konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Haziran’da kaybedersen bırakmaya hazır mısın sözlerine yanıt vererek, ”Kabul ediyorum ama tek bir şartla. İstediğin televizyon kanalında istediğin saatte istediğin sunucuyla karşıma çık.” dedi.
“Bırakırım, Ama Bir Şartım Var”
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce , İstanbul Kadıköy’de gece mitingi düzenledi. İnce, miting öncesinde kendisini Şaşkınbakkal’da bekleyen binlerce kişiyle buluşarak Bağdat Caddesi üzerinden Göztepe Parkı’na yürüdü.
İşte İnce’nin açıklamalarından satırbaşları:
– Şuanda 360 derece miting yapıyoruz ve caddenin ucunu göremiyorum. Akın akın hala geliyorlar.
– Kadıköylüler siz hani büyük bir değişim başlattınız ya, aynısını 24 Haziran’da da bekliyorum
– Gençler dedim gelecek dedim hukuk dedim barış dedim o ise meydanlarda kavga etti.
“İstediğin bir TV kanalında karşıma çık ondan sonra”
– Erdoğan gelin diyor 81 milyon helalleşelim diyor ve bana bir çağrıda bulunuyor. ‘İnce birinci olamazsan siyaseti bırakacak mısın diyor’? Erdoğan sana sesleniyorum iddialı insanları severim. Seni de beğendim iddialısın. Sana söz veriyorum bu seçimi kaybedersem siyaseti bırakacağım söz. Ama benimde bir şartım var. İstediğin bir TV kanalında karşıma çık ondan sonra. Kanalı sen seç. Sunucuyu sen seç. Saatini sen seç. Gününü sen seç, Yanına iki üç danışman al. Yetmedi prompterını al. Karşıma çık senden bunu istiyorum.
– Üretim ekonomisini oluşturalım. Merkez Bankasını bağımsız kılalım. Eğitimimizi yeniden düzenleyelim. Ama o diyor ki kıraathane açacağım. Seçildiğim zaman Erdoğan’a kıraathane açacağım
– Bir cumhurbaşkanı 81 milyonu keklemeye çalışır mı? Ya FETÖ’cüler önerdi bunu, ya da bıktı yoruldu cumhurbaşkanlığını Muharrem İnce ‘ye teslim etmek için uğraşıyor. Bedava kek isteyenler Erdoğan’a yatırım isteyen iş isteyen İnce’ye oy versin.
– Karne günü 17-18 yaşındaki çocukları dövdüler. Ben de Erdoğan’a karne veriyorum. Beni demi döveceksiniz. Hadi gelin bakalım. O çocuklar CHP’li değildi.
– Biz iktidara gelmeden önce ambulansları köpekler çekiyordu diyor. Herhalde bu aralar Sibirya ile ilgili fazla belgesel izledi. Bir şey daha söyledi. Tek parti döneminde 75 kişilik sınıflarda okumuş. 1951’de Demokrat Parti iktidar oldu. Erdoğan 54 doğumlu. Dünya tarihinde doğmadan ilkokula giden tek adam Erdoğan. Türkçe bilgisi desen CE-HA-PE diyor. Ha diye bir şey yok Türkçe’de. Türkçesi de sıfır.
– Erdoğan Aleviler’i sevmiyor. Erdoğan Kürtler’i sevmiyor. Erdoğan öğrencileri sevmiyor. Erdoğan kendine biat eden insanları seviyor. Oysa ben uzlaşalım diyorum.
– Bütün sorunları 3B ile çözeceğiz. Barışacağız. Ekonomik olarak büyüyeceğiz. Üretim ekonomisine geçeceğiz. Adil şekilde bölüşeceğiz
– Hep birlikte adil bir sistem kuracağız. Bütün cumhurbaşkanı adaylarını ziyaret edip başarılar diledim. Ayrım yok. Hepsine gittim. Zaten Muharrem İnce ‘nin farkı o olacak. Ayrımcılığı kaldıracağız.
– Bu dört adayı ziyaret ettikten sonra Hakkari’ye gittim. Erdoğan’ın Akşener’in Karamollaoğlu’nun Demirtaş’ın sizlere selamı var dedim. Erdoğan bu videoyu almış. Sadece Demirtaş’ı almış diğerlerini kesmiş. Montaj yapmış montaj. Ben zannediyordum ki montajı sadece FETÖ’cüler yapar. Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan kapar. FETÖ’cüler eski arkadaşları.
– Bu 35 günde içimi acıtan olayı anlatayım. Bir vekilim kağıt toplayan bir çocuk görmüş. Demiş ki hayalin nedir? Çocukta cevap vermiş; büyük kağıt toplayabilmek. Erdoğan çocukların hayal kurabilmesini bile engellemiş. Ben çocuklarınıza hayal kurduracağım!
– Şeker fabrikalarını zarar ediyor diye kapatıyor. Bir fabrikayı mı yönetmek kolaydır. Bir fabrikayı mı? Elbette fabrikayı yönetmek kolaydır. Sen daha fabrikaları kar ettiremiyorsun. Türkiye’yi nasıl idare edeceksin?
– Meydanlarda ben 3 beyaz 3 siyah diyorum. O meydanlarda dört yapıyor dört. Bu dördü anlatayım size. Erdoğan’ın döneminde 1- yolsuzluk, 2 – yoksulluk 3 – Yasaklar 4 – yalanlar İşte bu…
– Her yerde bağırıyor, ‘Ey Almanya, Ey Hollanda, Ey Kılıçdaroğlu’ diye. Sakin ol kardeşim. Niye bağırıp duruyorsun meydanlarda?
– Birinci dönemi çıralık dönemiydi. İkinci dönemi kalfalık dönemiymiş. Üçüncü dönemi ustalık dönemiymiş. Şimdi dördünü dönemi büyük ustalık dönemiymiş. Dördüncü dönemi emeklilik dönemi. O dönem de ona kıraathane açacağım. Kekleri göndereceğim. Ama kusura bakmasın. Kilosu 4 bin 500 olan beyaz çaydan içiyor. Onu veremem. Siyah çay vereceğim.
– Dünyanın her yerinde zenginler mutlu fakirler mutsuzdur. Türkiye’de fakir de mutsuz zengin de. cumhurbaşkanı olduğumda beyin göçünü beyin gücüne döndüreceğim.
– Erdoğan bana çırak diyorsun. Ama sen usta-çırak ilişkisini bile bilmiyorsun. Çırak, ustrayı geçmezse meslek ölür derler.
– AKP’li kardeşlerim vicdanlarınıza sesleniyorum. Bu ahlaki değil bu ekonomik değil. Umut yeşerince gelecek İnce. Ben Erdoğan gibi koltuk meraklısı değilim. Hem bana çırak diyorsun gel korkma. Gel televizyona çıkalım. Ama çıkamaz. Çünkü Türkiye’nin büyük sorunları var. Büyük sorunları yorgun adamlar çözemez.
– Siz sandıklara sahip çıkın ben YSK’nın önünde 50 bin cübbeli avukatla olurum hiç merak etmeyin.
“BİR ÇOCUĞUN DİNDAR OLUP, OLMAMASINA DEVLET KARAR VEREMEZ, AİLE KARAR VERİR”
“Bir neslin, bir çocuğun dindar olup, olmamasına devlet karar veremez. Aile karar verir. Dindar nesilden hiç bir korkum yok. Dindar nesille bir sorunum da yok. Dindar neslin hiç bir sakıncası yok. İsteyen çocuğunu dindar yetiştirebilir. Ama kindar nesil istemiyorum. Demokrat, eleştiren, sorgulayan bir nesil yetiştireceğiz. Bütün öğrencilere resmi dil olarak Türkçe’yi öğreteceğiz. İkinci olarak anasının dilini öğreteceğiz. Evinde konuştuğu dil neyse onu öğreteceğiz. Son olarak uluslararası dil öğreteceğiz. İngilizce, Almanca, Japonca, Rusça, Çince. Din dersi konusunda isteyene seçmeli olarak bu imkanı sağlayacağız. Zorunlu din dersini istemeyenlere de vermeyeceğiz. Din dersini seçmeli yapacağız.”
“CHP’Lİ BELEDİYELER BAYRAM YAKLAŞIYOR DİYE CAMİLERİ DETERJANLA YIKIYORLARMIŞ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “CHP’nin camileri yıktığı” sözlerini hatırlatan İnce, “Uçaktan inince beni Kadıköy belediye başkanı karşıladı. Başkana camileri yıkıyor musun? diye sordum. O da “Bayram yaklaştığı için deterjanla yıkıyorum” dedi. Erdoğan doğru söylüyor. CHP’li belediyeler bayram yaklaşıyor diye camileri deterjanla yıkıyorlarmış” dedi.
“BEYİN GÖÇÜNÜ BEYİN GÜCÜNE DÖNÜŞTÜRECEĞİM”
İnce, cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dördüncü dönemi hakkındaki açıklamalarına karşılık, “Dördüncü dönemini büyük ustalık dönemi olarak söylüyor. Öyle değil. Dördüncü dönemi emeklilik, kıraathane dönemi. Dördüncü döneminde onun sarayına yakın bir tane kıraathane açacağım. İster üzümlü, ister çikolatalı kek olsun ona göndereceğim. Ama kusura bakmasın kilosu 4 bin beş yüz lira olan beyaz çaydan içiyor. Onu veremem. O çok pahalı. Normal siyah çay içecek. Dünyanın her yerinde fakirler mutsuz, zenginler mutludur. Türkiye’de farklı. Türkiye’de fakir de mutsuz, zengin de mutsuz. Çünkü zengin geleceğine dair bir güvence görmüyor. Ve Türkiye’de ki en parlak çocuklar yurt dışına gidiyor. Beyin göçü var. Allah’ın izniyle, milletimizin izniyle cumhurbaşkanı olduğumda beyin göçünü, beyin gücüne dönüştüreceğim” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’YE TAZE KAN LAZIM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı televizyonda programa davet eden İnce, “Kazanamazsam siyaseti bırakırım. Ben senin gibi koltuk meraklısı değilim ki. Ben iddialı adamı severim. Sen de iddialısın. Türkiye’nin büyük sorunları var. Türkiye’nin büyük sorunlarını yorgun adamlar çözemez. Türkiye’ye taze kan lazım” dedi.
“35 GÜNDÜR YEMEKTEN ÇOK MEŞALE DUMANI YEDİM”
Öte yandan, mitinge katılan bazı kişilerin ellerindeki meşaleleri yakmasıyla çıkan dumandan etkilenen Muharrem İnce , mitinge katılanlardan meşaleleri söndürmelerini isteyerek, son 35 günde yemekten fazla meşale dumanı yediğini söyledi. İnce’nin bu sözleri katılımcıları güldürdü.
İşte KAdıköy mitinginden karaler;