1-PATLAYAN TANKERDEN ÖLENLER HABERLERE NASIL YANSIDI?
Sosyal medyada kullanılan bir fotoğrafta bir sahilde yere dizilmiş kişilerin katledilen Müslümanlara ait olduğu öne sürülüyordu. Bu fotoğraf 2004’te hükümetle çatıştıktan sonra tutuklanan Taylandlıları gösteren Reuters imzalı bir fotoğraftı. Yanmış bedenlerin olduğu fotoğraf ise Nijerya’da yaşanan bir petrol patlaması sonra çekilen fotoğraflardı ve patlama nedeniyle yaklaşık 200 kişi hayatını kaybetmişti.”
Çin devlet başkanını protesto amacıyla kendini yakan bir Tibetlinin fotoğrafı da bu konuyla ilgiliymiş gibi paylaşılarak sosyal medyada kullanılmıştı.
2- GAZİANTEP DEĞİL ŞİŞLİ
Hürriyet muhabiri tarafından 2012 yılı 19 Mayıs kutlamaları sırasında İstanbul Şişli’de çekilen Türk Bayrağı fotoğrafı sanki Gaziantep’te çekilmiş gibi Facebook’ta yayınlandı ve kısa sürede binlerce kişi tarafından paylaşılmıştı. Haber Hürriyet Gazetesi’nde şu şekilde yer aldı;
Özellikle Diyarbakır’daki Nevruz kutlamaları sonrası fotoğraf ırkçı yorumların da artmasına neden oldu. Fotoğrafı çeken Mustafa Küçük sosyal medyadaki dezenformasyona dikkat çekti ve fotoğrafın öyküsünü anlattı. Facebook’taki “Biz Yalvaçlıyız” adlı bir grup, Hürriyet muhabiri Mustafa Küçük’ün 19 Mayıs 2012’de Şişli’de çektiği, 20 Mayıs 2012’de Hürriyet’te manşet olan fotoğrafının altına, “Gaziantep’teki bu görüntüler hiç bir kanalda verilmedi. İbretle kınıyoruz ve biz paylaşıyoruz. Eğer imkanınız varsa siz de paylaşın” yazıp 24 Ağustos 2012’de grup sayfasında paylaştı. Özellikle Diyarbakır’daki nevruz kutlamaları sonrası fotoğraf bir anda milliyetçiliğin sembolü haline getirildi.Facebook’ta kısa sürede 46 bin kişi tarafından paylaşılarak rekor kıran fotoğraf, 500 bin kişi tarafından da beğenildi. Fotoğrafın altına ise yorum yağdı. Çeşitli gruplarda da paylaşılan fotoğrafa olan ilgi çığ gibi büyüdü
Bir arkadaşının fotoğrafı paylaşması sonucu tesadüfen farkına vardığını belirten Mustafa Küçük, “Fotoğrafın altında yazanı görünce çok şaşırdım. Girip yorumları okuyunca işin dozunun kaçtığını ve güzel bir fotoğrafı paylaşmaktan öte işin provokasyona dönüştüğünü gördüm. Her foto muhabiri çektiği fotoğrafı gördüğü anda tanır. Ben de bu fotoğrafı görünce hiç tereddüt yaşamadım. Yine de gazeteci refleksi olarak çektiğim fotoğrafla yayınlananı karşılaştırdım. Benim karemin kadrajını sağ taraftan bir Atatürk portresi daraltmışlar. Zaten o fotoğrafı başkasının çekmesine imkan yok. O gün belediyenin afiş asmak için kullandığı vinçle yerden yaklaşık 30-40 metre yükseğe çıkıp çekmiştim” dedi.
Hürriyet’in deneyimli foto muhabiri Mustafa Küçük, fotoğrafın kendisine ait olduğunu, fotoğraftaki yerin Gaziantep değil Şişli olduğunu yazdığını belirterek şöyle dedi:
“Fakat kimse umursamadı bile. Demek ki bilgi kirliliğinde insanlar doğruyla yanlışı ayırt edemiyor ya da işine nasıl geliyorsa öyle devam ediyor. Özellikle sosyal paylaşım sitelerinde bu tür yalan yanlış bir çok haber ve fotoğraf yayınlanıyor. Benim tesadüfen yaşadığım bu olay bu tür durumlara çok güzel bir örnek oldu. İnsanlara tavsiyem, özellikle sosyal paylaşım sitelerinde yazılıp çizilen her şeye araştırmadan inanmamalarıdır”
3-İÇİŞLERİ BAKANI HELİKOPTERDEN NEREYE BAKIYORDU?
İçişleri Bakanlığı’ndan, I. Meclis önündeki kutlamalara ilişkin, ‘İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in, helikopterle denetim yaptığına dair bazı internet sitelerinde yer alan montajlı fotoğrafı, kasıtlı ve gerçeği yansıtmayan bir içeriğe sahiptir’ açıklaması yapılmıştı.
Bakanlık açıklamasında, bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarınca, I. Meclis önünde gerçekleştirilen kutlamaya polisin müdahalesini, dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in helikopterle havadan izlediğini ima eden bir fotoğrafın bazı basın yayın organlarında kullanıldığı belirtildi.
Söz konusu fotoğrafın, Bakan Şahin’in daha önce helikopterle yaptığı bir seyahat sırasında çekilen bir fotoğrafının kurgulanmış hali olduğu ifade edilerek, ‘Polisin müdahalesi sırasında Bakan Şahin, AKM’deki törende bulunuyordu. Söz konusu fotoğraf, Bakan Şahin’in, polisin müdahalesini helikopterden izliyormuş algısı oluşturuyor. Bakan Şahin, müdahalenin ardından, grubun Anıtkabir’e yürüyüşü sırasında havadan incelemeler yapmıştır. Şahin’in, helikopterle denetim yaptığına dair bazı internet sitelerinde yer alan montajlı fotoğrafı, kasıtlı ve gerçeği yansıtmayan bir içeriğe sahiptir.
Hürriyet Gazetesi’nin okur temsilcisi Faruk Bildirici, Hurriyet.com.tr’de kullanılan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in kolajlı fotoğrafı için savunma yazdı:
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in, Cumhuriyet Bayramı’nı Birinci Meclis önünde kutlayanlara polisin müdahale etmesinin ardından alanın üzerinde helikopterle dolaşırken fotoğrafı çekilememişti. Hürriyet İnternet, Şahin’in bir süre önce Güneydoğu’da yaptığı denetim sırasında helikopterde çekilen fotoğrafıyla, Birinci Meclis önündeki polis müdahalesi sırasında çekilen bir fotoğrafı birleştirip, “Bakan Ankara’daki olayları havadan denetledi” başlığıyla yayınladı. 29 Ekim de öğle saatlerinde sayfaya konulan montaj fotoğrafın altına da büyük puntolarla “Fotoğraf: Arşiv/Kolaj” yazıldı.
Hürriyet Web TV’de de Şahin’in Güneydoğudaki helikopter görüntüsü ile Ulus’tan çekilen görüntüler montajla birleştirilmişti. Görüntünün başlığı, “Bakan havadan böyle denetledi” şeklindeydi, ama alttaki notta, “Şahin helikopterli denetimlerini bir süre önce Güneydoğu’da gerçekleştirmişti Bakan Şahin, helikopterin penceresinden aşağıya böyle bakmıştı(!)” bilgisi veriliyordu.
Bu kolaj, internette ve sosyal medyada yoğun şekilde eleştirildi. Okurun yanıltıldığı, Şahin’in polisin kalabalığa biber gazı ve tazyikli su sıkmasını havadan izleyip, polisi yönlendirdiği izlenimi verildiği görüşü dile getirildi.
Okurlardan da eleştiriler geldi bu kolaja. Hüsamettin Demir adlı okur da “Yıllardır Hürriyet’in sitesini güvenle okurdum. Bakanın fotoğrafına fotomontaj yapmanız üzerine ‘çok takip edilmediğiniz için bu işe imza attığınızı’ düşünüp haber ve fotoğraflarınıza inancımı kaybettim” diyordu. Arif Canlı adlı okur da fotoğrafın montaj olup olmadığının açıklanmasını istiyordu; “İçişleri Bakanı’nın Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını helikopterden gözlediği fotoğrafın montaj olduğu iddiası hakkında lütfen bir cevap yazınız. Yanlış yapıldıysa gerekçesiyle yazınız.” Oysa fotoğrafın kolaj olduğu altında yazıyordu, gizlice yapılmamıştı bu fotomontaj. Gizlice yapılmış, sonradan birilerinin açığa çıkardığı bir gazetecilik numarası yoktu. Samimi bir çaba söz konusuydu.
Ama bu tür durumlarda okuru yanıltmamak esastır. Fotomontaj yapıyorsanız, bunu okura anlaşılır şekilde bildirmelisiniz. “Arşiv/Kolaj” notunun, çoğu okur için yeterince açık olmadığını sanıyorum. Keşke “Arşiv/Kolaj” yerine “Şahin’in Güneydoğu’da helikopterde çekilen eski fotoğrafı ile Ulus’taki müdahalenin fotoğrafını montajla birleştirdik” gibi net bir bilgi notu konulsaydı.
Bir de böyle bir kolajı neden oluşturduğumuz sorusu var. Gerçeğin aktanlmasına katkıda bulunmak, haberi geliştirmek olsa gerek bu sorunun yanıtı.
Tabii aslolan gerçeği deforme etmemek.
Ama ortada bilmediğimiz bir gerçeklik var. Şahin’in “helikopterden öyle baktığı”na nasıl emin olabiliyoruz?
Dahası Şahin’in polisin müdahale ettiği dakikalarda havada olduğu bile şüpheli.
Haberi zenginleştirdik
İçişleri Bakanı Şahin’in kolaj fotoğrafı ile ilgili eleştirileri Hürriyet Mobil-Web Koordinatörü Bülent Mumay’a iletip, yanıtını sordum: “Gazetecilikte, haberi en etkili biçimde okura ulaştırmak esastır. Bunun için görsel unsur eksik olduğunda, haberi zenginleştirmek için arşiv fotoğrafı, grafik, illüstrasyon, kolaj gibi malzemelerden yararlanma yoluna gideriz. Burada önemli nokta, görsel unsurun zamanlaması ve nasıl üretildiğine ilişkin bilginin olup olmamasıdır. Son örnekte de ajanslardan gelen ‘Bakan helikopterle denetledi’ haberinin aktüel fotoğrafı yoktu. Bunu hele internet gibi bir mecrada görseliyle sunabilmek için arşiv fotoğrafı ile aktüel fotoğrafları birleştirdik. Bunu da hem kapakta, hem de haberin içinde net bir biçimde ‘Arşiv/Kolaj’ diye vurguladık. Bu nedenle gerçeğin deforme edildiği görüşüne katılmıyoruz.”
4- BİR VİRAL ÖRNEK OLARAK; İKİ KUPONDA BÜYÜK İKRAMİYE
Haber basında şu şekliyle yer almıştı: “İzmir’in Bayındır İlçesi’nde oturan, 25 yaşındaki Ferdi Sılay, birer gün arayla aynı maçları oynadığı iki ayrı kuponla 468’er bin 512’şer lira, toplamda 937 bin 24 lira ikramiye kazandı. Bu rakamın futbol iddia firmasının bugüne kadar verdiği en büyük rakam olduğu bildirildi. Talihli Ferdi Sılay’ın ikramiyesini aldıktan sonra ortadan kaybolduğu öğrenildi.”
Sosyal medyada büyük ilgi gören bu haber, meraklılarına bolca ihtimal üzerinden tartışma yaptırdıktan sonra gerçekliği ortaya çıktı. Haber bir viral reklam idi ve bir bahis firması, içinde markasının da geçtiği böyle bir haber yayarak insanların kupon yapmaya heveslerini artırmıştı. Bu da sosyal medyada hızla ve yoğun şekilde yer bulan, viral olarak adlandırılan reklam çalışmalarından bir tanesi idi.
5- PERVİN BULDAN’IN İSVİÇRE’DE OKUYAN KIZI
6-7 Ekim 2014’de Güneydoğu’da gerçekleşen Kobane gösterilerinde ölen insanların haberlerinin gelmesiyle birlikte sorumluluk çeşitli kanallardan HDP’ye yüklenmeye çalışılırken sosyal medyada da bu konuda çalışmalar yapılmakta, HDP’li vekillerin kendi çocukları sanki lüks içinde yaşarken kürt çocuklarının güneydoğuda ölüme terk edildiğine dair haberler çıkarıldı. Sosyal medyada “İşte Pervin Buldan’ın İsviçre’de Okuyan Kızı” şeklinde başlıklarla genç insanların fotoğrafları paylaşıldı. Günlerce süren bu kara propagandanın üzerine Buldan isyan etti ve tweetlerinde resimlerde görüntüsü olan kişilerin kendi çocukları olmadığı gibi, İsviçre’de okuyan bir kızı olmadığını da belirtti. Bu örnekte de görüldüğü gibi kötü niyetli insanlar sosyal medyada iftira kampanyası gerçekleştirerek insanları etkilemeye devam etmekteydiler.