02 Temmuz 2024 Salı
Ana sayfa » “Yolsuzluğun Hesabı Sorulur Demiştim. Şimdi Onun Acısını Çekiyorum”
“Yolsuzluğun Hesabı Sorulur Demiştim. Şimdi Onun Acısını Çekiyorum”

“Yolsuzluğun Hesabı Sorulur Demiştim. Şimdi Onun Acısını Çekiyorum”

FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan ve hakkında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemi bulunan Nazlı Ilıcak cezaevi yaşamını Pınar Türenç’e anlattı.

İşte Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’in, Bakırköy Kadın Tutukevi’nde ziyaret ettiği Nazlı Ilıcak’a dair röportaj ve izlenimlerinden başlıklar;

 

“Neden o adamın başımıza geçmesini isteyeyim ki!”

“İnanabiliyor musun, benim kimliğim teokratik bir darbeye uyar mı? Suudi Arabistan misali bir ülkede yaşayabilir miyim? Neden o adamın başımıza geçmesini isteyeyim ki! Çıldırmış olmalıyım. Sadece her zaman muhalif kimliğimle konuştum, yazdım. Kimsenin de düşmanı olmadım, karşısında konuştum. Bu duruşumla darbeye nasıl zemin hazırlayabilirim ki! Sadece muhalif gazeteci oldum. Bu süreçte herkes gibi ben de geç fark ettim. İtiraf ediyorum. Burnumun dikine gittim. Uyarılara da dikkat etmedim. Demokrattım. Dindar kesimlere hep duyarlıydım. Ama bu FETÖ’de itiraf edeyim ki yanıldım. Başka bir yapılanma karşımıza çıktı. Sadece benim değil, devletin en üst katından, Genelkurmayı’na kadar.”

“Torunlarımı okullarına da göndermedim”

Yazılarımda suç unsuru yok. Benim için FETÖ’cü olmamakla birlikte darbenin asli unsurlarından deniyor. 3 kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyorum. Oysa Yargıtay’ın kararı çok açık. Okunup görülmesi lazım. Cebir ve şiddet deniyor kararda. Oysa yazılarımda ve sözlerimde nerede? İşsizdim. Zaman gazetesine gitmedim. Bugün’de çalıştım. Bu yayın organları yasal izinliydi. Can Erzincan TV’nin sahibi bile suçlanmadı. Nasıl FETÖ’cü olabiliriz. Bu mantıkla herkes suçlu. Kısaca, hep dürüstçe davrandım, konuştum. Ama kaybettim. ByLock’um hiç olmadı. Banka hesabım da. Evimde 1 dolar da bulunmadı. Torunlarımı okullarına da göndermedim. Örgüt üyesi olmamakla birlikte darbeye zemin hazırlamak. Bu suçla tutuklandım.’

“Yeterince yattım, artık serbest kalmak istiyorum”

“’12 ay değil, 15 aydır tutukluyum. Bunu yaşayan bilir. Yeterince yattım, artık serbest kalmak istiyorum. Torunlarımı çok özledim. Onlar canlarım benim. Ama gelemiyorlar. İnfaz memurları ve polislerden ürktüler ilk geldiklerinde. 5 ve 12 yaşlarındalar. Şimdi gelemiyorlar. Kızım ve oğlum geliyor. 2 ayda bir açık görüş izni var. Mektup yazmam da yasak. Bu yasaklar terör suçlularına. Avukatımla da haftada bir kez görüşebiliyorum. Nasıl savunmamı yazacağım bu şartlarda?”

“Yolsuzluğun ve hukuksuzluğun hesabı sorulur demiştim. Şimdi bunun acısını çekiyorum”

‘TV’lerde ‘Gün gelecek yolsuzluğun, hukuksuzluğun da hesabı sorulur’ demiştim. Şimdi bunun acısını çekiyorum. Bu sözlerim ifade ve basın özgürlüğüne girerken, nasıl darbeyi çağrıştırır. TV ve gazeteler terör örgütü sayıldı. O zaman hepsine niçin izin verildi? İzin verildiyse bize mi tuzak kuruldu! O yayınlara izin verenlerin, bu durumu ispat etmesi gerekir. Darbe girişimine çok şaşırdım. Aklımın ucundan geçmeyen bir olaydı.”

 

“Ben hiç yer silmedim. Şimdi koğuşumun yerini sopalı bezle silmeyi öğrendim”

“Hep umutlu olmak zorundayım. İyi olmam lazım. Torunlarım beni bekliyor. Sabahları zor. Saat 08.00’de sayım için o demir kapının gözetleme deliği korkunç bir sesle açılıyor ya… Beynimiz dağılıyor. Yataktan fırlıyorum, ‘Geldim geldim’ diye bağırarak. Sonra yine yatıyorum. 11.00’de kalkıyorum. Avluda yürüyüşümü yapıyorum. 3 kişiyiz avluda. Cimnastik yapıyorum. Plastik su şişelerini doldurup ağırlık çalışıyorum. Biliyorsun ben hiç yer silmedim. Şimdi koğuşumun yerini sopalı bezle silmeyi öğrendim. O kovaların nasıl kullanıldığını bana öğrettiler. Yaşım nedeniyle süpürge yaptırmıyorlar. Kendim saçımı boyuyorum. Sürekli dua ediyorum. Vakte bağlı kalmadan 10 rekât namaz kılıyorum oturarak, dizlerim iyi değil. Allahıma dua ediyorum; kalbime öfke verme. Nefret verme Allahım. Beni çocuklarımla torunlarımla imtihan etme. Hastane yerine hapishaneye şükrediyorum Allahım. Beni bir an önce kurtar, suçlu olmadığımı anlatabilme fırsatı ver Allahım.'”