Tayyip Erdoğan’ın Washington ziyareti öncesinde ABD Kongresi’nde bir grup Cumhuriyetçi ve Demokrat, Başkan Donald Trump’a Türkiye’ye dönük uyarı ve talepler için bir mektup imzaladı. Ohio’lu Cumhuriyetçi Kongre üyesi Bill Johnson ve Illinois’li Demokrat Kongre Üyesi Brad Schneider’ın kaleme aldığı mektubun içeriği üzerinde iki parti de anlaştı. Mektubu imzalayan kongre üyelerinin sayısı Erdoğan’ın Washington’a geldiği Pazartesi akşamı itibarıyla 62 olmuştu.
Referandum Şaibeli, Medya Baskı Altında
Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel’in haberine göre Başkan Trump’a hitaben yazılan ve Dışişleri Bakanı Rex Tillleson’a da gönderilecek olan mektubun içeriği şöyle:
Öncelik vermeniz gereken konular;
Türkiye’deki demokratik gerileme ve insan hakları erozyonu
– Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı karşılamaya hazırlandığınız şu günlerde Türkiye’deki demokratik değerlerin dramatik olarak gerilemesinden ve insan haklarının uğradığı erozyondan duyduğumuz rahatsızlığı dile getirmek için size yazıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmenizde şu konulara öncelik vermenizde ısrarlıyız.
Türkiye ile ittifak önemli
– Türkiye’nin demokratik kimliği uzun yıllardır Türk-Amerikan ilişkilerinin ve bu ülkenin bölgedeki rolünün bir parçası. Türkiye NATO ittifakına ilk çok partili seçimlerinin yapıldığı yıldan iki yıl sonra 1950’de katıldı. Türkiye’nin demokrasisi hem ittifak için önemli bir güç, hem de Balkanlar ve Ortadoğu’da istikrar kaynağı oldu.
Mahkemeleri kullanarak ifade özgürlüğünü boğdular
Ancak son yıllarda Erdoğan ve yandaşları, ifade özgürlüğü gibi temel hakları boğmak ve demokratik olmayan eylemlerine her türlü muhalefeti engellemek için mahkemeleri kullanarak hukukun üstünlüğüne yönelik saldırılarını sürdürüyor. Binlerce Türkü – özellikle de gazetecileri – hapse attılar ve kendi vatandaşlarını – hatta ülkedeki Amerikalıları – kendi geleceklerinden korkan bir duruma soktular.
Referandum şeffaflıktan uzak bir ortamda yapıldı
Erdoğan’ın demokratik kurumları hepten zayıflatması için temel oluşturan ve şeffaflıktan uzak olarak gerçekleştirilen son anayasa referandumundan özel olarak endişeliyiz. Referandum medya ve sivil toplumdan eleştirel seslerin hapse atıldığı, medya üzerinde sıkı kontrollerin uygulandığı bir olağanüstü hal altında yapıldı. Referandumun meşruiyetini izlemekle görevli AGİT’in seçim gözlemcileri, yaygın biçimde usulsüzlük tespit ettiler.
Medya Erdoğan’ın sansür ve sindirme çabalarına maruz kalıyor
Türk medyası Erdoğan hükümetinin sansürüne ve sindirme çabalarına maruz kalırken gazeteciler hedef alıyor. Sınırsız Gazeteciler Örgütü’nün 2017 dünya basın endeksinde Türkiye 180 ülke arasında 155 sırada yer alarak dünyanın basın özgürlüklerinde en kötü ülkeleri arasına girdi. Uluslararası Af Örgütü verilerine göre 120 gazeteci hapiste ve 150’den fazla medya kuruluşu güç kullanılarak kapatıldı.
Muhalif siyasetçiler hapiste
Hükümet terörle mücadele adı altında siyasi muhalefet gruplarına ve etnik Kürtlerin de aralarında olduğu azınlık topluluklarına yönelik doğrudan tehditlerini arttırdı. Muhalif siyasi parti liderleri ve milletvekilleri hapse atıldılar. Medya haberlerine göre 16 Nisan referandumundan sonra da hükümet bu gruplara yönelik baskılarını sürdürdü.
ABD’nin önceliği demokratik değerler ve insan hakları olmalı
Türk-Amerikan ilişkileri böylesine kritik bir andan geçerken ABD Türkiye’deki demokratik değerlere ve insan haklarına saygının desteklenmesi noktasında samimi ve kararlı davranmalıdır. Bu hem Türkiye’nin kendi geleceği hem de ABD ve NATO’nun bölgedeki uzun vadeli çıkarları için gereklidir. O nedenle de Türkiye’nin demokrasisini hem Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağınız görüşmenin hem de ABD’nin ondan sonraki süreçte Türkiye politikasının önceliği haline getirmenizi bekliyoruz.