02 Temmuz 2024 Salı
Ana sayfa » Niye vergi ödemiyosun. Niye Şirketini Vergi Cennetlerinde Kuruyorsun?
Niye vergi ödemiyosun. Niye Şirketini Vergi Cennetlerinde Kuruyorsun?

Niye vergi ödemiyosun. Niye Şirketini Vergi Cennetlerinde Kuruyorsun?

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Paradise Papers skandalı ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. “Cumhuriyet çok önemli bir gazetecilik yaptı” diyen Kılıçdaroğlu, “Binali Yıldırım’a içten teşekkürlerimi sunuyorum. Şimdi arkadaşlarım, vergi cennetlerinde kimin ne kadar parası var, kimin ne kadar şirketleri var ortaya çıksın diye araştırma önergesi verecekler. Umarım Sayın Başbakan verdiği sözün arkasında durur” dedi.

“Niye vergi ödemiyosun. Niye Şirketini Vergi Cennetlerinde Kuruyorsun?”

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:

Mehmet Alkan aramıza hoşgeldi, şeref verdi. Kardeşi Yüzbaşı Ali Alkan, Beytüşşebap’ta şehit oldu. O bütün şehitler gibi, gaziler gibi bizim onurumuz. Bir şehit yakını ordudan atıldı. Sadece ve sadece böyle konuştuğu için bir KHK ile ordudan atılıyorsa, bütün gazilere, şehit yakınlarına sesleniyorum; Bu tabloyu içinize sindiriyor musunuz? Elinizi vicdanınıza koyacaksınız ve oyunuzu öyle kullanacaksınız.

Sadece ordudan atılmadı, pasaport verilmedi, beylik tabancası verilmedi, emekli ikramiyesi verilmedi, OYAK’taki birikimine el konuldu, kredi kartı bile verilmedi. Sivil ölüme mahkum oldu. Bunları yapanların yatacakları yeri yok.

Eski Yarbay Mehmet Alkan CHP’ye üye oldu

Şırnak’ta şehit olan kardeşi Yüzbaşı Ali Alkan’ın Osmaniye’deki cenazesinde feryadı ile gündeme gelen ve 1 Eylül’de çıkan KHK ile TSK’dan ihraç edilen eski yarbay Mehmet Alkan, CHP’ye üye oldu. Kılıçdaroğlu, grup toplantısındaki konuşması öncesinde Alkan’a üyelik rozetini taktı.

“İki gazimizi darp edebiliyorlar. Cesareti kimden alıyorlar”

İki gazimizi darp edebiliyorlar. Cesareti kimden alıyorlar. Bunun sorgulanması lazım. Vicdan sahibi olan herkese sesleniyorum. Gazileri darp etmek nedir? Yeri gelir askere gitmezsin, yeri gelir çocuğunu göndermezsin, yeri gelir arkana bakmadan kaçarsın. Bütün gazilerimize sahip çıkacağız. Onlara kalkan her el millete kalkmış eldir.

“Asıl şaklaban sensin”

Havuz medyasından bir köşe yazarı gazilere şaklaban diyecek kadar aklını yitirmiş. Aslında kendisi şaklaban. Sen bu kelimeyi kullanamazsın diye kapının önüne mi koyacaklar? Merak ediyorum. Bir şaklaban bir gazetede yazı yazamaz. Gazilere sahip mi çıkacaklar, yoksa geçmişte şehitlere kelle dedikleri gibi aynı tavırlarını sürdürecekler mi?

Sabah yazarı Engin Ardıç, bugün “Çakma Gaziler” başlığıyla bir yazı yazmıştı

“Sözcü ile FETÖ’nün ne ilgisi var?”

Bugün Sözcü gazetesinin davası var. Tirajı en yüksek gazetelerden birisidir. Yazarları özgürdür. Birilerinin önünde diz çökmezler. Onurlu insanlardır Sözcü yazarları. Burak Akbay, FETÖ’yü yönetme, silahlı terör örgütü propagandası yapmaktan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılmak isteniyor. Bunlar ülkeyi yönetemiyorlar. Açın gazetenin birinci sayısından bugünkü sayısına kadar bakın. Siz Sözcü’yü de, yazarlarını da asla ve asla mahkum edemezsiniz. Asla ve asla o gazeteyi ve gazetecileri yok edemezsiniz.

Daha önce FETÖ’nün paralel yürüdüğü dönemlerde, iktidarla aynı menzile paralel yürüdükleri dönemde vergi denetim elemanlarını görevlendirdiler. Sözcü’yü nasıl cezalandırırız diye. 10 milyon 687 bin lira ceza kestiler. Bu FETÖ’cü ise cezayı niye kessinler ki? Cezayı kesen hapiste ama Sözcü FETÖ’cü diye yargılanıyor. İktidar içine sindiremediği için yargılanıyor.

Sen ne yaparsan yap, Sözcü bu ülkede sonuna kadar yaşayacaktır. Burak Akbay diyor ki, bende Bylock yok, şifreli 1 dolar da yok, mali hiçbir bağlantım yok diyor. FETÖ okullarında okumadım, yurtlarında kalmadım, sosyal medya paylaşımlarım yok ama iftira üzerine beni yargılıyorsunuz diyor.

“Maden işçilerinin takipçisi olacağız”

Zonguldak’ta maden işçileri Torba Kanunu protesto etmek için eylem yaptılar. Takipçisi olacağız. Maden işçileri başımızın üzerindedir. İşçi kardeşlerimizin haklaırna sonuna kadar sahip çıkmak hepimizin görevidir. İster yerin altında çalışsın ister yerin üstünde…

“Bakan değişiyor, sistem değişiyor”

Sınav sistemi değişiyor. Her bakan değiştiğinde değişiyor. Her bakan değiştiğinde bir sistem değişiyorsa o sistem milli değildir. Bakana göredir. Aileler de perişan. Çocuklarımızın iyi okumasını isteriz. İyi okullarda okumalarını isteriz. Dünyayı sorgulamalarını isteriz. Çocukların hakları da var. O hakların neler olduğunu onlara öğretmek isteriz. İyi öğretmen olmasını, iyi öğretmenlerin çocuklarımızı eğitmesini isteriz. Adı milli ama bu bakanlık milli değil. Vatandaşın, eğitimcilerin haberi yok. Bu nasıl milli?

Bir çocuk heyecan duyar, memnun olur, hayata umutla bakar. Siz çocukları mutsuz ediyorsunuz. Bu dönemde orta öğretim kurumlar sınavı geldi uzun uzun anlattılar. Bakan değişti, SBS geldi bunu da reform diye sundular. TEOG geldi, bu da yapıldı, büyük reform diye sundular. 15 Eylül 2017, AK Parti Genel Başkanı dedi ki başbakana söylerim TEOG kalkar. Bütün velilere sesleniyorum. Senin çocuğun bu kadar değersiz mi? Birisi kalkıyor, eğitimci değil, eğitimi de bilmiyor, başbakana söylerim bu kalkar diyor. Milli Eğitim Bakanı taksi durağında TEOG’un kaldırıldığını açıklıyor. Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi? Neye göre koydun, neye göre kaldırıyorsun.

TEOG yerine geçecek modeli de bakan açıkladı. Tarihi bir hata yaptı. Öğrencilerin yüzde 10’unun nitelikli okula alınacağı öngörülmüştür dedi. Yani okulların yüzde 90’ı niteliksiz. Nitelikli okullar sadece yüzde 10. Eleştiriyoruz da ne yapmamız lazım.

CHP, siz neyi öneriyorsunuz diye soracak. Bütün taraflar Milli Eğitim Şurası’na davet edilir. Devlet ortak akılla yönetilir. Herkesi davet edeceğiz. Bunu zamanında Finlandiya yaptı. Finlandiya eğitimde fırsat eşitliği sağladığı için başarılıdır diyor Milli Eğitim Bakanlığı. Biz o reformu yapan bakan yardımcısını Türkiye’ye davet ettik.

Her okulun bir bütçesi olmalı. Öğretmen kalitesli ise eğitim de kalitelidir. Taşımalı eğitime son vermemiz lazım. Nerede çocuk varsa orada okul, öğretmen olacak. Tıpkı her köyde bir ziraatçinin olmasını nasıl öngörüyorsak her köyde bir öğretmen olacak. Gerekirse yemeyeceğiz, bütün parayı eğitime aktaracağız.

Türkiye’de ilkokul öğrencilerinin yüzde 50.5’i ikili eğitim yapan okullara devam ediyor. Bu konuda MEB tarafından güncel ve bölge il temelinde veri paylaşılmıyor. Vatandaştan gizliyorlar. Eleştiriyoruz ama ne yapılması gerektiğini de söylüyoruz. Gül gibi ülkeyi samana muhtaç ettiler bunlar.

“Et fiyatları”

Et ithal ediyorlar. Onların deyimi ile kemiksiz et ithal ediyorlar. Bununla eti ucuzlatacaklar. İlk et ithalatı 2010’da başladı. 2017’deyiz. 7 yıldır et ithal ediyorlar, 7 yıldır bu ülke pahalı et yiyor. 2 mağazada etleri satacaklar. 70 bin kasap isyan ediyor. Niye isyan ediyorsunuz. Yarın önünüze sandık gelecek, demokratik yollardan hesabını soracaksınız. Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanvekili açıklama yapıyor, “ele vereceğinze bize verin satalım dedik” diyor. O paraya sahip çıkıyor, köşeyi dönene sahip çıkıyor, kasaba mı sahip çıkacak. Et fiyatlarını düşürmenin yolu besiciyi desteklemekten gelir. Bunları bilmiyorsan, git kardeşim Amerika’ya bak, Almanya’ya bak, Fransa’ya bak, Hollanda’ya bak nasıl yapıyor. Devlet akılla, sabırla yönetilir dedik. Devleti yönetmek için ya kanun çıkarırsınız, ya tüzük ya da yönetmelik çıkarırsınız.

Cam filmi tepkisi

Yönetmeliğe göre otomobillere cam filmi takılması serbest bırakıldı. 5 milyon vatandaş arabasına cam filmi taktı. Ödenen para 1 milyar liranın üstünde. Aradan 1 yıl dahi geçmedi kararı değiştirdiler. Dediler ki, cam filmi taktırmak yasak, sökeceksiniz. Söküm parası da 150 lira. Niye serbest bıraktılar, niye yasakladılar. Açıklayan, hesabını soran yok. Ben o 5 milyon vatandaşıma sesleniyorum. Filmi tak dediler taktın, sök dediler söktün. Sandıkta bunun hesabını soracağım diyeceksin.

Balıkesir Belediye Başkanı ağlayarak istifa etti. Şöyle dedi: “Yolsuzluğunuz yok, usulsüzlüğünüz yok, FETÖ bağlantınız yok, aileniz ve evinize kadar tehdide varan müdahaleler var. AK Parti’de siyaset yapma imkanımız ortadan kalkmıştır. AK Parti’den ve belediye başkanlığından istifa ediyorum”

Aileni kim tehdit etti diye soruşturma açtılar mı? Açmadılar. Hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur değerli arkadaşlar.

Erken seçim için yeni çağrı

Teklifimi yumuşatıyorum, gel istifa eden belediyeler için seçim yapalım. Hodri meydan demeye devam edeceğim.

Faiz lobisi

Sadece yabancılara 15 yılda 145 milyar dolar faiz ödediler. Şimdi diyorlar ki IMF’ye borçlanmadık. Ben şimdi soruyorum bu 145 milyar doları kime ödedin? Çıkıp şunu demiyorlar ama “Ey Kılıçdaroğlu senin söylediğin rakam doğru değil biz 145 milyar dolar ödemedik” diyemiyorlar. Yerli faiz lobisine de ödüyorlar. 620 milyar lira içerde bir avuç adama faiz ödediler. Kime ödediler bunu öğrenmek zorundayız.

Sadece karayolları müteahhitlere ödenene para 182 milyar lira. 2018’de ödenecek para sadece karayollarına. Devletin cebinden para çıkmıyor. Diyorlar sen yap parayı ben sana vereceğim, vatandaş parasını ödeyecek. Eğer ödemezse artan parayı sana vereceğim. Şehir hastanelerine hasta garantisi veriyorlar. Ama hapishanelerde böyle bir garanti yok. Az önce bir kardeşimiz harp okulu öğrencileri için seslenin diyorlar. Tamamı çıkacak, hiçbirinin günahı yok.

“Türkiye uçacak dediler. Evet uçtu! “

Referandumda ‘evet’ deyin Türkiye uçacak dediler. Evet uçtu! Dolar, terör, enflasyon hepsi uçtu. Enflasyon başını aldı gitti, emekliye ne verdiler yüzde 10.9, memura 10.1, asgari ücretliye yüzde 7,9. Hepsi enflasyonun altında kaldı.

“Vatandaştan vergi istiyorsun, sen neden ödemiyorsun?”

Ne diyorlar, ey vatandaş vergini öde, altınlarını çıkar, döviz varsa bozdur. Değerli arkadaşlar, siyasetçi halka örnek olmak zorundadır. Halktan bir şey istiyorsan önce senin yapman lazım. Sen niye vergi ödemiyosun. Niye şirketini Malta’da vergi cennetlerinde kuruyorsun? Yastık altından altınları çıkar lafı ne zaman ortaya çıkar; Ekonomi yönetilmediği zaman ortaya çıkar. Sen niye döviz bozdurmuyorsun, yurt dışında tutuyorsun. Neden onlar yurt dışındaki bankalarda dövizlerini tutuyorlar. Bu soruyu herkesin kendi vicdanına sorması lazım.

Binali Yıldırım’a içten teşekkürlerimi sunuyorum. Şimdi arkadaşlarım, vergi cennetlerinde kimin ne kadar parası var, kimin ne kadar şirketleri var ortaya çıksın diye araştırma önergesi verecekler. Umarım Sayın Başbakan verdiği sözün arkasında durur.