Ankara’da yaşamını yitiren HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesine saldırıyla ilgili açılan davada, 3’ü tutuklu, 19 sanığın yargılanmasına Gölbaşı 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Mahkeme, 3 tutuklu sanığı ilk duruşmada serbest bıraktı.
Mezarlık Barbarlarına İlk Duruşmada Tahliye
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesinin defni sırasında yaşanan olaylarla ilgili olarak Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan dava Gölbaşı 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Haklarında, ‘İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme; Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma ve Hakaret’ suçlarından dava açılan 3’ü tutuklu 19 sanığın yargılanmasına bugün başlandı. Duruşmaya, HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve sanık avukatları katıldı. Davanın görüldüğü Gölbaşı Adliyesi’nin çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Adliye çevresinde çok sayıda Çevik Kuvvet ekibi görevlendirilirken, binaya gelenlerin üzerleri üst arandı.
Gölbaşı 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Hatun Tuğluk ‘un cenazesine saldıranların davasında tutuklu bulunan 3 sanığın tahliyesine karar verdi.
Evrensel’de yer alan habere göre, tutuklu HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesine saldıranlar hakkında açılan davanın ilk duruşma Gölbaşı 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sabah saatlerinden itibaren adliye sadece bu duruşma için kapatılırken, adliye çevresinde polis TOMA’larla yoğun önlemeler aldı.
Sırrı Süreyya Önder daha sonra dinlenecek
Mahkemeye katılmak isteyen HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder hâkimin talebiyle daha sonra tanık olarak dinlenmek üzere salondan çıktı. Salona tutuklu ve tutuksuz sanıkların yanı sıra 2 gazeteci ile sanık ve müşteki avukatları alındı. İddianamenin okunmasının ardından yargılamaya geçildi.
Mahkemede kayıt sistemi yok
Avukatlar, iddianamenin yetersiz olduğuna dair beyanlarda bulunmak istedi ancak hâkim avukatların beyanda bulunmasına “usul kurallarını” gerekçe göstererek reddetti. Avukatların sesli ve görüntülü kayıt yapılması talebine mahkeme heyeti, “Duruşma salonunda sesli ve görüntülü kayıt sisteminin bulunmuyor” sözleriyle cevap verdi.
Soylu’yla fotoğrafı çıkan Alp savunma yaptı
Saldırı sonrası İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile fotoğrafı ortaya çıkan Murat Alp, mezarlığa gittiğinde orada arkadaşlarının olduğunu söyledi. Alp, “Mezarlıkta Yaşar Kaplan, Osman Karakaya, Osman Alp, İsa Kaya, Ersin Kaya orada dikiliyordu” dedi. Alp, “Necat Abimiz” diye hitap ettiği Necat Alp’in mezarlığa Onur Demir’i de beyaz bir jiple mezarlığa getirdiğini söyledi.
“Bu cenazeyi buraya gömmeyin diye rica ettik”
“Necat Abi kibar bir şekilde rica etti” iddialarında bulunan Alp, “Nejat Abi, ‘Bu cenazenin sahibi kim? Bu cenazeyi buraya gömmeyin’ diye rica etti” dedi. Daha sonra uzun boylu takım elbiseli bir cenaze yakınının kendilerini tehdit ettiğini savunan Alp, “Takım elbiseli bir kişi Nejat Abi’ye ‘Sen kimsin?’ dedi. Tehdit etti, küfür etti” şeklinde kendisini savundu.
“Cenazeyi terörist cenazesi diye biliyordum” diyen Alp, “Yemin ederim Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesi olduğunu bilmiyordum” diye konuştu. “Kanunen mahallemizde 1 yıldan fazla oturmayan kişinin mezarlığa gömülmesinin yasal izni yok” iddiasında olan Alp, “3 gün önce ikametgahı buraya alınmış bir kişinin cenazesi oraya gömülemez” dediğini söyledi. Pişman olduğunu ve cenaze sahiplerinden özür dilediğini söyleyen Alp, “Her gün şehit cenazelerinden sıkıldığımız için bunu yaptık” şeklinde konuştu.
“İkametgahın yeni alındığını nereden öğrendiniz?”
Çapraz sorgusu yapılan sanık Alp’a Avukat Nuray Özdoğan, “Hatun Tuğluk’un 3 gün önce adresini oraya aldığını nereden öğrendiniz?” sorusuna sanık Alp, “Cevap vermek istemiyorum” diye cevap verdi. Özdoğan’ın “Adresini 3 gün önce oraya aldığını biliyorsanız orada bir terörist olmadığını da biliyorsunuz” sorusuna da cevap vermeyen Alp, “Ben terörist cenazesi zannettim” şeklinde kendini savundu. Sanık Alp, Özdoğan’ın bundan sonra sorduğu tüm sorulara cevap vermek istemediğini söyledi.
Fotoğraf sorusuna cevap vermedi
Soruşturma aşamasında verdiği ifadelerle çelişen sanık Murat Alp, “Polisleri çekip ‘Bunlar sizin yarın bir gün doğuda kafanıza sıkacak çocuklarınız yetim kalacak’ dedim’ diye konuştu. Cenaze sahiplerine de sinkaflı küfürler ettiğini kabul eden Alp, “O kalabalığın vermiş olduğu şeyle söyledim” dedi. Soylu ile çektiği fotoğraf ima edilerek, kendisiyle siyasi bir partiden yetkilinin görüşüp görüşmediği sorulan Alp, “Bu soruya cevap vermek istemiyorum” diye konuştu.
Sanık avukatları sorgulara müdahale etti
Süleyman Soylu ile karakolda çekilmiş fotoğrafı gösterilen Alp, fotoğraftaki kişinin kendisi olduğunu kabul etti. Alp, önce fotoğrafı anlatacağını söyledi ancak avukatının “Gerek yok” işareti yapmasıyla Alp, açıklama yapmaktan vazgeçtiğini ve zamanı geldiğinde o fotoğrafa ilişkin açıklama yapacağını belirtti. Alp, pişman olduğunu cenaze sahiplerinden özür dilediğini ifadelerine ekledi.
“Burası Ermeni değil Türk toprağı”
Tutuklu sanık Cemih Özdemir sorgusunda, “Mezarlığa terörist gömdüklerini söylediler. Kalabalığın yüzde 80’ini tanırım, ‘Şehitler ölmez vatan bölünmez’ diye bağırdık. ‘Burası Ermeni toprağı değil Türk toprağı’ dedim. Pişmanım” dedi. Sözleşmeli eleman olarak Gölbaşı Belediyesi’nde temizlik görevlisi olarak çalıştığını söyleyen Özdemir, avukatların “Sosyal medya hesabınız var mı?” sorusuna sinirlenerek, “Neden soruyorsunuz?” dedi. Özdemir, sosyal medya hesabının özel hayat olduğunu söyledi.
Tutuklu sanık Barış Şimşek ifadesinde, “Mezarlığın etrafında kalabalığı görünce ben de gittim. ‘Terörist gömülüyor’ dediler. Bende bağırdım, ‘Burada terörist cenazesi gömülmez’ diye” dedi. Karşı taraftan küfür edildiğini iddia eden Şimşek, “Bende tahrik oldum, onlara küfür ettim. Köyümüzden bir sürü insan vardı. Hepsi slogan atıyordu” şeklinde konuştu. Suçlu olduğunu kabul eden Şimşek, pişman olduğunu söyledi.
“Polis uyarmadı”
Olay yerine gittiğinde 20-30 kişilik polisin olduğunu söyleyen Şimşek, “Polis mezarlığın içindeydi. Tahminen bizden 100 kişi vardı” şeklinde konuştu. Polislerin kendilerini uyarmadığını söyleyen Şimşek, “Çok sonra söylediler bir anne cenazesi olduğunu” dedi.
Mahkemeye verilen 5 dakikalık aranın ardından tutuksuz sanık Yaşar Kaplan’ın ifadesi ile devam edildi. Kaplan ifadesinde, karşı taraftan topraklarına sinkaflı küfür edildiğini iddia etti. Esmer kalın bıyıklı bir kişinin kendilerini tehdit ettiğini savunan Kaplan, “Biz insanları ayırdık, köylüleri karşıya geçirdik, ben sloganı atmadım zaten olaylar sona ermeden ben olay yerini terk ettim. Pişmanım” şeklinde sözler söyledi.
Sanıklar birbirini yalanladı
Sanık Murat Alp’in, “Yaşar Kaplan oradaydı” sözlerini Kaplan’a hatırlatan Avukat Nuray Özdoğan’a sanık Kaplan, “Murat Alp yanlış görmüş o geldiğinde ben orda değildim” diye savundu. Kaplan, kolluk kuvvetlerinin kendilerine yaptıklarının suç olduğunu söylemediğini dile getirdi.
Mezarlık aslında Ermeni toprağıymış
İncek köyü ihtiyar heyetinde bulunan sanık Necmi Bilgen, “Erdinç Alp beni telefonla aradı, ‘Olaylar var mezarlığın orda’ dedi. Bende mezarlığın oraya gittim” dedi. Karşı taraftan kadın sesi geldiğini garipsediğini belirten Bilgen, “Karşı yandan bayan sesi geliyordu, bize küfür ediyorlardı” şeklinde konuştu. Kaymakamın kendisinden biraz sonra gelerek muhtarı ve ihtiyar heyetini sorduğunu söyleyen Bilgen, “Muhtar neden bu cenazeye izin verdi diye sinirlendim. Biz o mezarlık arazisini bir Ermeni’den aldık, 14 kişinin arazisine 3 bin 500 kişiyi sokmaya çalışırsanız tabi böyle olur” şeklinde konuştu.
“Aslında basit bir olay”
Olayın aslında basit bir olay olduğunu söyleyen Bilgen, “Bu kadar uzayacağını bilsem hiç gitmezdim” şeklinde konuştu. Bilgen, son olarak “Karşı tarafın tehditlerini duydum, ancak bizimkiler de küfür etti ama kim etti bilmiyorum” diye konuştu.
“Terörist söylemi meşrulaştırmaz”
Sanıkların kendilerini “Terörist cenazesi zannettik” şeklinde savunmasına tepki gösteren Avukat Nuray Özdoğan, “Cenazenin kimin cenazesi olduğu hiçbir şeyi meşrulaştırmaz. Bu durum insanlığımıza sığacak bir durum değildir” şeklinde konuştu.
Sitelerde esnaf olduğunu söyleyen tutuksuz sanık Osman Karakaya, “İşten döndükten sonra aracım ile dolaşmak için dışarı çıktım mezarlığın orda kalabalığı görünce ben de gittim” şeklinde konuştu. Mezarlığın oraya gittiğinde babasını gördüğünü söyleyen Karakaya, “Babam olayı yatıştırmaya çalışıyordu, beni görünce bana ‘Ne işin var burada’ diyerek tokat attı” diye konuştu. Saldırganların “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diye slogan attığını söyleyen Karakaya, kendisinin de onlara eşlik ettiğini belirtti.
“Emniyet Müdürü gelip koluma girdi…”
“Karşı taraf küfür etmeye başladı” diyen Karakaya, “Bizi polislerle karşı karşıya getirmek istediler, biz 15 Temmuz’da polislerle kol kolaydık” şeklinde kendini savundu. Kaymakamın ve İl Emniyet Müdürünün geldiğini söyleyen Karakaya, “İl Emniyet Müdürü geldi benim koluma girdi, ‘Arkadaşları toplayıp karşıya geçirelim, sohbet etmek istiyorum’ dedi. Biz de karşıya geçip polis abilerimizi dinledik” diye konuştu.
“Küfür ettiğimi düşünmüyorum, sadece oraya cenaze gömerlerse sıkıntı olabileceğini kendilerine anlatmak istedim” diye kendini savunan Karakaya, “Pişman oldum, bilsem böyle yapmazdım” şeklinde konuştu. Sosyal medya hesabının olduğunu ancak adresini vermek istemediğini söyleyen Karakaya, “Polis abilerimiz gelip bizi uyardılar, ama genel bir anons yapmadılar. Herhalde üstlerinin bir şey demesini bekledi polis abilerimiz” şeklinde konuştu.