Ankara Adliyesi’nde görevli 4 memur, Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (Bİ- MER) yapılan “isimsiz” ihbarın işleme konulması sonucu bir anda “vatan haini” ve “terörist” suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı.
İhbarla Soruşturma: Terörist Olmadığını İspatla
Cumhuriyet gazetesinden Alican Uludağ’ın haberine göre, Ankara Adliyesi’nde görevli 4 memur, Başbakanlık İletişim Merkezi’ne (Bİ- MER) yapılan “isimsiz” ihbarın işleme konulması sonucu bir anda “vatan haini” ve “terörist” suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı. Ankara Adalet Komisyonu Başkanlığı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyesi 4 kişi hakkında disiplin soruşturması başlattı. 4 memur, “terörist” ve “vatan haini” olmadıklarını ispatlamak için savunma hazırlamak zorunda kaldı. Komisyon başkanlığı, ihbar metnini adli soruşturma için Anayasal Suçlar Bürosu’na da gönderdi. Hükümet, son KHK ile, soyut ve dayanaksız ihbarlarla kişilerin mağdur olmaması için “lekelenmeme hakkı”nı Ceza Muhakemesi Yasası’na koymuştu.
Kasım ayında BİMER’e başvuran bir kişi, Ankara Adliyesi’nde çalışan 4 memuru “ihbar” etti. İhbarda, “Fatma Ekin Narin, Esin Alkan, Turgay Akçay ve Kamuran Emir isimli memurların DHKP-C ve MLKP gibi terör örgütlerine üye avukatlara, gözaltındaki şahıslara ve dışardan gelen destekçilerine yardım ettikleri ve bu kişilerle bilgi paylaştıkları” öne sürülü. BİMER, söz konusu ihbarı gereği için Ankara Adliyesi’ne iletti. Adalet Komisyonu Başkanlığı, mahkeme çalışanı Kamuran Emir, Ankara Başsavcılığı ise diğer üç memur hakkında idari soruşturma başlattı. Her iki birim de adliye çalışanlarından savunma istedi. Kamuran Emir, komisyon başkanlığına savunma gönderdi.
‘Çamur at izi kalsın’
Emir, hiçbir ad veya adres bilgisi içermeyen ihbarın Dilekçe Hakkının Kullanılması Hakkında Yasası’na aykırı olduğuna dikkat çekti. Ad ve adres bilgisi olmayan dilekçelerin işleme konulmayacağını anımsatan Emir, “Hakkımda soruşturma yapılmasına gerekçe olan başvuru metninde ihbar ve şikâyetin soyut olduğu, iddianın ciddi bulgu ve belgelere dayanmadığı, dilekçe sahibinin adı, soyadı ve imzasının bulunmadığı görülmektedir. Şikayet iletisinde, isnat edilen fiillerin ne zaman, nerede, kime ya da kimlere yapıldığına ilişkin somutlaştırılmış bir bilgi de yer almamaktadır” diyerek hakkındaki soruşturmanın kaldırılmasını istedi. İhbarcının “çamur at izi kalsın mantığıyla” haraket ettiğini vurgulayan Emir, üyesi olduğu sendikanın kararı uyarınca bir çok basın açıklamasına ve eyleme katıldığını anlattı. Emir, “Katıldığım eylem ve etkinlikler şiddet içermeyip, yasal ve demokratik bir hakkın kullanılmasından ibarettir. Sendikacı kimliğimden dolayı hedef gösterildiğimi düşünmekteyim. Şikâyet dilekçesinde ismi geçen diğer meslektaşlarımın da aynı sendikaya üye olması şikâyetle amaçlananın ne olduğunu göstermeye yeter” dedi. Emir, ihbarcı hakkında iftira suçundan soruşturma açılmasını istedi.