02 Temmuz 2024 Salı
Ana sayfa » Cumhuriyet’i Saray’a Alev Coşkun İhbar Etmiş
Cumhuriyet’i Saray’a Alev Coşkun İhbar Etmiş

Cumhuriyet’i Saray’a Alev Coşkun İhbar Etmiş

Cumhuriyet Davası’nın 3. duruşmasında yurt dışından gelip ifade verdiği halde ‘kaçma şüphesiyle’ 330 gündür tutuklu bulunan, Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, duruşmada tanık olarak dinlenen Alev Coşkun’un emniyete götürdüğü 23 Mayıs 2015 tarihli gazete kupürü ile Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne gönderilen isimsiz ihbar metninin ekindeki kupürün aynı olduğunu kanıtladı. Atalay, mahkemede Saray’a mektubu kendisinin göndermediğini söyleyen Alev Coşkun’un, “Yalan tanıklık”tan yargılanması gerektiğini belirtti.

 

Cumhuriyet’i Saray’a Alev Coşkun İhbar Etmiş

Cumhuriyet davasının dünkü tanıklarından biri de yıllarca Cumhuriyet’te görev yapmış olan, Turizm eski Bakanı ve İBB Genel Sekreteri görevini üstlenen Alev Coşkun ‘du. Coşkun, 31 Ekim 2016 tarihinde Cumhuriyet çalışanları Vatan Emniyet Müdürlüğünde gözaltına alındığında, tanık ifadesi vermek için, aynı binaya elinde Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan ve beğenmediği bazı başlıkların olduğu kupürlerle birlikte gitmişti. Aynı belgeleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Cumhuriyet yönetimini şikayet etme gerekçesiyle mektup olarak yolladığı ortaya çıktı.

Alev Coşkun, Avukat Tora Pekin’in “siz gazeteci misiniz” sorusuna , ‘Hayır’ yanıtını verdi.

Avukat Tora Pekin’in “Gazeteci değilseniz, gazetenin mizanpajı ve haberleri hakkında nasıl değerlendirme yapıp şikayetçi oluyorsunuz, ifade vermeye nasıl böylesine hazırlıklı geliyorsunuz” sorusuna Alev Coşkun , önce belge vermediğini inkar etti, ardından sıkışınca kabul etti.

Coşkun, “Cumhuriyet gazetesi’nde logonun üstüne başlığın gelmeyeceği” gibi şartların olduğunu iddia edince, Avukat Pekin, Alev Coşkun ‘un Cumhuriyet yönetiminde olduğu yıllarda logonun yanına ve üstüne atılmış başlıklardan örnekler gösterdi.

Yalan ifade belgelerle ortaya çıktı

Ardından, Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay , soru sormak için söz aldı. Atalay, “Bu Cumhuriyet Vakfı davası, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde devam ederken 22 Mart 2016’da Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne isimsiz şikâyet dilekçesi verildi. Bundan haberi var mı?” diye sordu.

Mahkeme Başkanı, bunun dava ile ilgisi olmadığını söyledi. Bunun üzerine Akın Atalay , Saray’a gönderilen mektupta, Cumhuriyet Gazetesi’nin tekrar kendilerine verilmesi için son ümidimiz sizsiniz’ ‘Ne olur, devreye girin ve Cumhuriyet Gazetesi’ni bize verin’ dediklerini hatırlattı. Akın Atalay , “İçeriğinde burada söylemekten utanacağım çok aşağılık sözlerin bulunduğu bu mektubu size burada polis ifadesine götürdüğü belgelerle birlikte ispatlayacağım” dedi.

Atalay, salondaki barkovizyonda Alev Coşkun’un emniyete götürdüğü 23 Mayıs 2015 tarihli gazete kupürü ile Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne gönderilen isimsiz ihbar metninin ekindeki kupürün aynı olduğunu belgeleri üst üste getirerek ortaya koydu.

Alev Coşkun’un polis ifadesinde verdiği belgelerin üzerine yazdığı yazı ile Saray’a gönderdiği şikayet mektubundaki belgede bulunan yazı aynı.


Alev Coşkun’un yemin etmesine rağmen yalan tanıklık yaptığını kanıtlayan ve bunun cezası olduğunu hatırlatan Akın Atalay şöyle konuştu: “Bu gazetenin tarihine geçecek bir yargılama yapılıyor. Hukuk davasına girmemek için özellikle kaçınıyorum. Anlatsaydım bir ilkokul öğrencisine anlatır gibi anlatırdım hukuk davasını.”

“Sadece Alev Coşkun para aldı”

Atalay, ayrıca, Alev Coşkun’un Yeni Gün A.Ş’de yönetim kurulu üyeliği ve başkan vekilliğinin 2004 yılında bittiğini belirterek, şunu sordu: “Cumhuriyet Vakfı’nın resmi muhasebe kayıtlarına göre vakfın kuruluşundan bu zaman kadar vakıf yönetim kurulunda başkanlık, başkanvekillliği, genel sekreterlik, genel saymanlık ve üyelik yapan kişiler arasında başkaca kimse olmadığı halde huzur hakkı adı altında kendi para almıştır. Doğru mudur? Şikâyet etme motivasyonu açısından soruyorum.”

Alev Coşkun ise bu konudaki teklifi İnan Kıraç ve Akın Atalay’ın yaptığını öne sürerken, “21 yıl en az maaş alan veya telif hakkı alan benim” dedi.