Gezi Dİrenişi sırasında Kabataş Yalanlarını ortağı Balçiçek İlter, “Karşıt Görüş” programını hazırlayıp sunduğu Habertürk TV’ye veda etti. Star TV’ye transfer olduğunu açıklayan İlter, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda “Haber zorlaştı, doğru cümleleri söylemek imkansız hale geldi, meslektaşlar içeri alındı, inandığım savunduğum doğrular bir bir yanlış çıkmaya başladı. Ardından kendi kendini sorgulama, işine heyecan duymama, nefes alamama hissi geldi. Diyorum ya yol bitti” ifadesini kullandı.

BOL SIFIRLI TRANSFERLE DOĞRU YOLU BULDU

Instagram hesabından açıklama yapan İlter şu ifadeleri kullandı:

“Gazeteciliğe adım attığımda 17 yaşındaydım. Dinç Bilgin ve Ercan Arıklı gibi iki özel insanla çalıştım. Dinç Bilgin’in gazetecilik heyecanına ortak olan ve o koşuşturmaya katılabilen şanslılardanım. Genç yaşta grup koordinatörü, Ankara temsilcisi oldum. 7 yıl Başkent’te yaşadım, siyaseti kokladım, Meclis koridorlarında koşturdum. Ardından Ciner grubuyla tanıştım. Yine iki özel insan Turgay Ciner ve Kenan Tekdağ. 29 yaşımda Sabah Gazetesi’nin ilk kadın yazıişleri müdürü oluvermiştim. Turgay Bey ilk toplantıda ‘Gazeteleri iyi insanlar yapsınlar, her şeyden önce iyi olun demişti’ canla başla sarılmıştım işime. Ardından yine aynı grupla Habertürk ve ekran macerası. Sevgili Kenan Bey adeta zorla stüdyoya itti beni, kapıyı kilitleyip, dışarıda bekledi. Ekranda konuk bile olmayı sevmeyen bana ‘Sende ekran ışığı var’ dedi, ‘Çok iyi olacağını biliyorum’. Önce marka haline gelen ‘Sözsende’ ardından ‘Karşıt Görüş’ ve ‘Memleketin Hali’ programı derken. Yine Kenan Tekdağ, ‘Ana haberimizi sun, yaparsın’ dedi. Prompter okumayı da orada öğrendim yani. Uzun lafın kısası yaklaşık 27 yıldır haberin içindeyim. Röportajlar, köşe yazıları, gelip geçen genel müdürler derken yol aniden bitiverdi.

“İNANDIĞIM SAVUNDUĞUM DOĞRULAR BİR BİR YANLIŞ ÇIKMAYA BAŞLADI”

“Haber zorlaştı, doğru cümleleri söylemek imkansız hale geldi, meslektaşlar içeri alındı, inandığım savunduğum doğrular bir bir yanlış çıkmaya başladı. Ardından kendi kendini sorgulama, işine heyecan duymama, nefes alamama hissi geldi. Diyorum ya yol bitti. Tekrar derin bir nefes alıp baştan başlayabilmek için radikal bir karar gerekiyordu, sanırım aldım. Uzun zamandır bana adeta ev olan Ciner grubundan izin istedim. @haberturktv @haberturk macerasında güzel işler de yaptık, sürçü lisan da ettik, hatasıyla sevabıyla onca yıl canlı yayın, köşe yazıları derken şimdi @startv de yepyeni bir maceraya atılıyorum, Allah utandırmasın. Yöneticilik dönemlerimde de çok önem verdiğim 3. Sayfa haberlerinin içinde olacağım, memkeketin siyaset dışı haberlerinde her gün 16.00-19.00 arası @olayyeristartv programıyla karşınızdayım. Hadi bakalım,başlayalım, sonrasına hep beraber bakarız.”

BALÇİÇEK KABATAŞ YALANLARI İÇİN NE YAZMIŞTI?

Gezi Direnişi sırasında AKP’li Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu’nun gelini Zehra D. Kabataş’ta deri pantolonlu, üstleri çıplak kalabalık bir grup tarafından tacize uğradığını ve dayak yediğini iddia etmiş, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın da dillendirdiği yalana yandaş gazetecilerle birlikte Balçiçek İlter de destek vermişti. olmak üzere yandaş gazeteciler de

İşte o dönem Zehra Develioğlu ile konuşup yalanı köşesine taşıyan Balçiçek İlter kaleme aldığı yazısı;

“(…) Ben cesur bir kadın tanıdım o gün…

Kalabalık bir grup tarafından darp edilen, tacize uğrayan, bebeği ve kendisi için ölümüne korkan, olur da şikayette bulunursa sokakta tekrar başına bir şey gelir mi kabusu gören…

Morluklarını da gördüm, ille de meraklıysanız, ama benim tanıklığıma ihtiyaç yok ki, raporu var zaten. Yaşadığı travmaya tanık oldum, konuşmasına, bana bakamayışına, olayı konuşurken bebeğini odada istemeyişine… Ellerini hiç bir yere koyamayışına… Geç gelen ama sonrasında hiç bitmeyen gözyaşlarına…

Kabuslarına, sütten kesilmesine değinmiyorum bile…

Ruhunda telafisi imkansız darbeler yaratmış bir şey yaşadı Zehra!

Hemen konuşamadı, neden sonra cesaretini topladı, ağzını açtı…”

İlter, Kabataş görüntülerinin ortaya çıkmasının ardından tepkiler üzerine kendisini sosyal medya hesabından şöyle savunmuştu;