02 Temmuz 2024 Salı
Ana sayfa » “Ben ‘Adalet’ O ‘Atlet’ Diyor”
“Ben ‘Adalet’ O ‘Atlet’ Diyor”

“Ben ‘Adalet’ O ‘Atlet’ Diyor”

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu NTV canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu, atletli fotoğrafı üzerinden kendisini eleştiren  AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’a “Ben adalet diyorum, o atlet diyor” sözleriyle tepki gösterdi.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından başlıklar şöyle:

“Erdoğan ilginç bir insan, Kılıçdaroğlu hastalığından muzdarip”

“Erdoğan ilginç bir insan, Kılıçdaroğlu hastalığına muzdarip. Bu ülkede demokrasi olacaksa ben olacağım. 20 Temmuz’daki sivil darbeyi oraya taşırsa o ayrı bir şey. Benim her söylediğime laf yetiştiriyor, bundan şikayetçi değilim. Havuz medyasına çıkamayacağız yoksa. Böylece benim ne kadar haklı olduğumu görüyorlar. Onun konuştuğu düzeyde konuşuyorum bu benim ağırıma gidiyor.”

“Herkesin bildiği devlet sırrı mı olur?”

“Oturup senin söylediğin bir televizyonda konuşalım’ diyorum. ‘Sen yarım saat konuş ben 10 dakika konuşacağım’ diyorum. Bir şey söyleyeceğim ve susacak. Enis Berberoğlu bizi radyodan dinliyor. Suç mu işledi Enis Berberoğlu? Enis Berberoğlu’nun MİT TIR’ları ile ilgisi yok. Herkesin bildiği devlet sırrı olur mu?”

“MİT TIR’ları birilerinin sırrıdır, devletin sırrı değil”

“Meşru bir devleti gayrimeşru yapamazsınız. Devlet sırrı olması için valinin de haberi olması lazım. Bunlara müdahale edilmeyecek diye uyarılması gerekiyor. Size ihbar gelse müdahale etmez misiniz, edersiniz yoksa başınız belaya girer. MİT TIR’ları birilerinin sırrıdır, devletin sırrı değil. Bu ülkede adalet yoktur. Bu ülkede hiçbir vatandaşın can ve mal güvenliği yoktur. Bütün savcı ve hakimleri aynı kefeye koymuyor. Emek harcayan savcıları başımızın üzerinde taşıyoruz. Sen talimat almaya başladığından beri ne savcı olursun ne hakim.”

“Kozmik odayı FETÖ’ye açan Enis Berberoğlu muydu?”

“Milyonlarca belgeyi FETÖ’ye teslim ettiler. Bunu yapan kimdi, Enis Berberoğlu mu? Kim açtı kozmik odayı? Terör örgütüne devletin kozmik odasını niçin açtınız? Cumhuriyet’ten önce yayınlanan haber dolayısıyla tutukluyorsunuz. Belge de yok. Ben ana muhalefet partisinin başkanıyım. Devletin her kanadından haber gelir. Zaten bildiğimiz olaylar. Bunun devlet sırrı olmadığını AYM söylüyor. Can Dündar ve Erdem Gül kararı ile bunu söylüyor. Darbe dönemlerinde hukukun üstünlüğü yoktur. Biz şu an sivil darbe dönemini yaşıyoruz.”

“Bir devleti bir çete yönetmez”

“Biz bir şey söylüyorsak gözü kapalı söylemiyoruz. Kontrol ediyoruz doğru mu değil mi diye.Bir devleti bir çete yönetmez.”

“O fotoğraf Anadolu’da sıradan bir insanın fotoğrafı”

“Adalet yürüyüşü pek çok kişinin ezberini bozdu. Önce inanmıyorlardı. Ezberlerin tamamı bozuldu. Adalet yürüyüşüne benim düşündüğümden fazla destek geldi. Yüzde 73 adalete güveniyor. Bizim yürüyüşümüz bütün dünyada ses getirdi. Gölgede 40 derecede yürüdüm, siste yürüdüm.Ama bu ülkenin insanının adalete ihtiyacı var. Her gün 3-4 gömlek, ayakkabı değiştirdim. O fotoğrafta yapmacıklı toplu iğne ucu kadar bir şey göremezsiniz. O fotoğraf Anadolu’da sıradan bir insanın fotoğrafı. Öyle yetiştim. Ben o tür koşullardan geldim, evimde de öyle oturuyorum. Sıradan bir vatandaşım. Kızıyor, köpürüyor. Sen kendi insanını unuttun. Sen sade vatandaşın nasıl olduğunu unuttun. Kayseri’de gencecik biri işsizlik nedeniyle kendini yaktı. Son 15 yılda 24 milyon kişi işsizlik için başvurdu. Fındık üreticilerine, hububat üreticilerine bakın. Ben o insanların arkadaşıyım. Yer sofrasında da otururum. Yediğim yemeğe bozuluyordur. Ekmeğim de naylon bir poşette duruyor. Ondan sonraki yürüyüşe hazırlanmam lazım.”

“Ben ‘adalet’ diyorum o ‘atlet’ diyor.”

“Ben ‘adalet’ diyorum o ‘atlet’ diyor. O fotoğrafta kibir asla yoktur. Sıradan sade bir vatandaş olmaktan gurur duyuyorum. Atatürk’ü tanıyor mu acaba? Atatürk yüzyılda bir toplumlarda yetişmiş bir insandır. Kurtuluş savaşı bilmiştir. Düne kadar Atatürk adını almazdı, fotoğrafla Atatürk’ün adını ağzını aldı. Nadir Nadi Kenan Evren’e derdi ki ben gardırop Atatürkçüsü değilim. Bir sürü şeyi uyduruyorlar. O sofra üzerinden bana saldırmasıyla elinden çok büyük kozu aldım. Vatandaş Kemal’i gördü. Ötekileştirseniz düşmanlaştırırsınız. Her görüşten her siyasi partiden vatandaş geldi. Bu ne demektir, herkes adalet istiyor. Biz dedik ki hiçbir partinin bayrağı olmayacak. Suçlu biri gelirse polis gider yakalardı. Yürüyüşte provakatörler de soktular, onları cımbızla bulduk. Bu yürüyüşün kavgaya dönüşmesini kabul edemeyiz. Kendi ülkemizde huzur içinde yaşamak istiyoruz. Düşünceyi ifade özgürlüğü vardır.”

 

“Faizden şikayetçilerdi, AK Parti 15 yılda hiçbir Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ödemediği faizi ödedi”

“Faizden şikayetçilerdi, AK Parti 15 yılda hiçbir Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ödemediği faizi ödedi. Faiz lobisine çalışan bir hükümet. Faiz yüksekse düşürün. Şikayet ediyorsan koltuktan çıkacaksın. 142 milyar dolar dışarıya faiz ödeniyor. Ekonomide, gelirde adalet vb. taşınacak. 8 ayrı ana konu olacak. Çok sayıda küçük çalıştay yapılacak. Bütün ayrıntılar tartışılacak. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu yoğunlukta yapılan bir çalışma. Tamamı banda alınacak, kitap haline getirilecek.”

Akşener’in partisi

“Ben siyasi parti açısından önemli olacağını düşünüyorum. Kendisine başarı dilemek benim görevim.”

“Aksakallı’nın pasif bir göreve atanmasının orduda huzursuzluk yaratacağı bellidir”

“Aksakallı’nın pasif bir göreve atandığı doğru, oradan alınıp bu göreve atanmasının ordu içinde huzursuzluk yaratacağı bellidir. Yenikapı’da konuşurken orduya, adliyeye, camiye siyaset girmesin demişti. Üçünde de siyaset var, üçü siyaset kaldıracak yer değil. Bu devletin temeline dinamit koymaktır. Rütbe sistemi vardır orduda. Sivil hayatta tartışıldığı gibi tartışılamaz. Siz orduya siyaset sokarak dengeleri bozdunuz. Balyoz, Ergenekon ile orduyu perişan ettiniz. Bunların kumpas olduğu ortaya çıktı, kendileri itiraf etti. İdam olsaydı belki de tamamı idam edilecekti. Bunun hesabını kim verecek. O davaların savcıları hesap verdiler mi? Başsavcı nerede, asıl FETÖ’cü o değil mi? Sonra da diyeceksin Kılıçdaroğlu FETÖ’cü. Hayatımda böyle bir düzenbazlık görmedim. Hesap vermesi gereken adam hesap soruyor. Devleti yöneteceksin, devletin ipini çekeceksin, Kozmik Oda’yı FETÖ’ye teslim edeceksin sonra Enis Berberoğlu’nu tutuklayacaksın. Sonra yargıya müdahale edemiyoruz diyeceksin. Adil Öksüz’ü neden serbest bıraktınız diye sorunca Kılıçdaroğlu FETÖ’cü. Bu adam ayrıldıktan sonra neden izlenmedi, telefonla konuşulmasına kim izin verdi. O yüzden diyorum ki gelsin ben bu soruları sorayım, milletin önünde cevap versin.”

“Cumhurbaşkanlığı adayını bugünden söylemek yanlış”

“Cumhurbaşkanlığı seçimlerine çok zaman var. CHP’nin elbette bir adayı olacak. Bugünden söylemek yanlış bence. Milli iradenin Meclis’e tam yansıması lazım. Her kuruşunun hesabı verebilecek bir adayımızın olması lazım. Bugünden aday vermek gibi bir şeyimiz var. Parti içinden de parti dışından da olur. Belki bir ekip olarak çıkacaktır. Bu bugünden netleştirmesi gereken bir tablo değil. Önümüzde bir kurultay var. Bugünden balıklama atlamak yerine sakin, güven veren bir politika izlemek gerek. Tanınmış biri çıkacak. Toplumun güvendiği, mütevazı, saygılı bir aday olacak.”

“CHP, kişi partisi değildir”

“Devleti bir kişiye teslim edemezsiniz. O kişi her şeyde olursa her şey onunla birlikte yıkılır. CHP, kişi partisi değildir. Şu anda bir zaman yok adayımızın açıklama için. CHP’lilerin aklından geçen pek çok seçeneği vardır. Bütün ayrıntıları düşünmek gerekir. Makul, ortak aklı egemen olan, temiz, saf, halkını seven kucaklayan bir cumhurbaşkanı adayı olmalı. Dünyayla da barışık bir aday olmalı. Bizim amacımız sadece Türkiye’yi yönetmek değil, komşularla da iyi geçinmeli.

Biz cumhurbaşkanının tarafsız olmasını isteriz, partili. Erdoğan Cumhurbaşkanı değil aslında parti başkanı. Şahsen benim cumhurbaşkanım değil, taraflı. Parlamenter sisteme dönüşü bu yüzden istiyoruz. Darbe hukukundan arınmış olmalı hukuk. Darbe yönetimi dönemindeyiz. Yarın isterlerse sizin patronun mal varlığına el koyabilirler. El koydukları televizyonları yandaşlarına verdiler.”

“FETÖ silah dedi diye o TIR’dakilere baklava mı diyelim?”

“FETÖ silah dedi diye içindekilere baklava mı diyelim. “Ne istediler de vermedik” ben demedim, onlar dedi. Devleti bunlara parsel parsel satan bunlar. FETÖ’nün ağzıyla ne dedim ben? Aynı paralel yapı aynı menzile gidiyorduk diyordu. Bir ipte iki cambaz oynamaz. Cambazın biri düştü, diğeri hala ipte.”

“15 Temmuz’u fırsata çevirdiler”

“Devletin bütün kurumları işgal edilmiştir. İki 15 Temmuz vardır, birinden halkın parlamentonun 15 Temmuz’udur. Bir de sarayın 15 Temmuz’u vardır. 15 Temmuz’u fırsata çevirdiler. Sarayın 15 Temmuz’una karşıyız. Sorumlu olan hükümettir. 15 Temmuz’dan önce FETÖ darbe yapabilir deniyor, bu iddianame varken biz bunu sorarız. Bütün boyutlarını açığa çıkmasını istiyorum. Halkın 15 Temmuz’unu fırsata çevirenleri affetmeyeceğiz. KHK ile herkesin mal varlığına el konulabilir, itiraz edebileceğiniz yollar da kapalı. Kolektifi suçu icat ettiler. Ceza hukukun evrensel kurallarına aykırıdır. Anneleri hapiste, çocukları da onlar ile orada büyüyor. Ben bu ülkenin sade vatandaşıyım, kim mağdursa onun yanındayım. İtaat et, rahat et diyorlar. Bu hükümet bana “Hak, hukuk, adalet” sloganını attırıyorsa bundan onlar sorumludur. Niye yürüyosun diyorlar, adalet var diyemiyorlar. Beni istedikleri gibi suçlasınlar, ben ülkenin insanlarına güveniyorum.”

“Kadro vermemek için gerekçe uyduruyorlar”

“Kadrolar var devlette. Kadro vermemek için gerekçe uyduruyorlar. Bunun parasını taşerona veriyorsun. Sen devlet olarak ver. Taşeron işçilerine adalet istiyorsanız adaletin yerinde dur. Emekli perişan, memura enflasyonun altında zam verdiler. Ekonomi büyüdü diye alkışlıyorlar. Büyüdü de parayı kim götürdü, kim aldı? 142 milyar dolar bir avuç faiz lobicisine gitti hesabını soran var mı? IMF’ye ödenenin kat kat fazlası verildi. Faiz için de KHK çıkarsana, elinden tutan mı var?”

“Devleti nasıl yöneteceklerini bilmiyorlar”

“Rıza Sarraf’ın iadesi için 100’ün üzerinden dosya göndermek bize iade etmeyin anlamına geliyor. Devleti nasıl yöneteceklerini bilmiyorlar. Dışişleri Bakanlığı’na yabancı dil bilmeyenleri aldılar, sonradan da kurs verdiler. FETÖ’cüleri aldılar. Dışişleri Bakanlığı’nın bu hale kim getirdi? Bütün radikal unsurları Türkiye üzerinden Suriye’ye gönderen kim? Yarın Esad’a gidecekler, Putin’e de gittiler yalvar yakar. Lafla peynir gemisi yürümez diye bizim güzel bir atasözümüz var. Gazze’ye gideceklerdi, ne oldu? Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni küçük düşürüyorsun, benim ağırıma giden bu.”

“Suriye demek Rusya demekti, bunu göremediler”

“Türkiye kendi güvenliğini sağlamak zorundadır. Bugünü değil yalnızca geleceğini de. Ortadoğu politikasını tek başına belirleyemez, bunun farkında olmak lazım. Ben istediğimi yaparım derseniz bedeli ağır olur. Diplomasinin bir temeli var. Dünya dengelerini iyi bilmek lazım. Suriye demek Rusya demekti, bunu göremediler. Bodoslama girersen bugünkü tablonun sorumlusu olursun.”

“Oğlum askere gidecek”

“Ben halktan biriyim. Oğlum bedelli askerlik yapabilirdi ama yapmadı. Diğerleri gibi kısa dönem askerliğine gidecek, birliği belli oldu.Oğlum Ankara, İstanbul, İzmir’de askerlik yapmayacak onu söyleyebilirim.”

Tarım işçilerinin durumu

“Orman köylüleri ile mevsimlik işçiler de zor durumda. Orman köylülerine işveren muamalesi yapılıyor. Tarım işçileri zeytin,pamuk, fındık toplamaya giderler ailecek. Kamyon kasası ya da traktör kasasında giderler. O kazanın da nasıl olduğunu sordum. Bu felaketler başımıza geldiğinde hatırlıyoruz. Ölmeden önce onların sorunlarını çözmeliyiz. Barınma sorunları var. Devlet sosyal devlet olduğunu unuttu. Hakları lütuf gibi veriyorlar. Bunu toplumun her kesimine anlatmalıyız. Uygar bir şekilde tartışabilsek keşke. Her 5 üniversite mezunun biri işsiz. Atanamayan öğretmen ölümleri var. Bunun sorumluları hala koltukta.