Vampirler ve Kurtadamlar Kan İçin Savaşıyor
Çizgi roman serisi Karanlıklar Ülkesi’nin beşinci bölümü olan Kan Savaşları’nın yönetmenliğini Anna Foerster üstlenmiş. Filmin senaryosu ise The Last Witch Hunter’ın senaristlerinden birisi olan Cory Goodman’a ait.
Underworld: Blood Wars
Güzel vampir savaşçısı Selene (Kate Beckinsale), kurt adamlar soyundan olan Lycan’lar ve vampir ırkı arasındaki savaşta kilit niteliği üstlenmeye devam etmektedir. Fakat bu kez her iki türün hedefi olmuştur. Lycanlar’ın lideri Marius (Tobias Menzies), Selene’in ortadan kaybolan güç sahibi kızı Eve’in izini sürmekte ve onun kanı sayesinde vampir ırkını yok edecek büyük bir güce sahip olacağına inanmaktadır. Bu yüzden Selene’in peşine düşmüştür. Semira (Lara Pulver) ve Varga (Bradley James) adlı vampirler iktidar sahibi olabilmek için önlerindeki tek engelin Selene’yi ortadan kaldırmak olduğu düşüncesiyle vampirler arasında savaşa neden olurlar. Bu sırada Selene’in tarafında olan vampir David (Theo James) ise annesiyle ilgili hayatını etkileyecek bir sır öğrenecektir. Selene kendisini bu seride Kuzey ve Doğu kalelerinde bulunan konseyler ve liderlik arasındaki savaşın içerisinde bulur.
Kanlı Kontes
Underworld serisi gotik/ karanlık görselleri ve mimariyi içerisinde barındırması izleyici oldukça yoğun olan karanlık bir atmosfere sokuyor. 1764 yılında İngiliz yazar Horace Walpole’un yazdığı Otranto Şatosu adlı kitap gotik edebiyatı başlatan yapıttır. Filmde her ne kadar bunun izlerine rastlansa da karanlık mahzenler, tüneller ve şatolar bana 19. yüzyıl Alman gotik/korku yazarı E.T.A Hoffmann’ın yarattığı dünyayı anımsattı. Thomas karakterine derin sesiyle ve muhteşem karizmasıyla hayat veren Game of Thrones’un Tywin Lannister’ı Charles Dance’in filmde olması bile Underworld serisine bir derinlik katmış. Charles Dance’in karizmatik sesi bu ara o kadar popüler ki İngiltere’deki Channel 4 adlı TV kanalında bestseller kitapları seslendirerek bir nevi masalcı dede rolü üstleniyor. Lara Pulver’in hayat verdiği Semira karakteri bana 16. Yüzyıl da yaşamış ‘Kanlı Kontes’ olarak anılan Macar asıllı Elizabeth Batory’i anımsattı. Batory, yaşlanacağı ve güzelliğini kaybedeceği korkusuyla kurbanlarını öldürüp kan banyosu yapan ve güzelliğini buna borçlu olduğuna inanan bir seri katildi.
Underworld: Blood Wars filmi serinin güçlü halkalarından birisi olmasa da teknolojinin ve günümüzün görsel efektleri eklenince (Underworld) fanları için ikinci yarıda heyecan dolu sahnelerin olması sevindirici. Önceki bölümlerde daha yoğun işlenen melez ve saf kan terimleri bu sefer kendini konsey ve liderlik temalarına bırakarak gelecek olan diğer halkaların temeli atılmış. Film seriyi severler için izlenebilecek nitelikte.
İyi Seyirler Dilerim
Efe TEKSOY