02 Temmuz 2024 Salı
Ana sayfa » “Bu Toplum İçin Çok Kötü Bir Sürece Dönüşebilir”
“Bu Toplum İçin Çok Kötü Bir Sürece Dönüşebilir”

“Bu Toplum İçin Çok Kötü Bir Sürece Dönüşebilir”

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland,Cumhuiryet gazetesinden Duygu Güvenç’e konuştu. Türkiye’de yeniden artan işkence iddialarından çok endişeli olduğunu söyleyen Jagland, Türkiye’nin OHAL sürecinde de taahhütleri olduğunu hatırlattı.

İşte o röportajdan çarpıcı başlıklar;

 

Jagland’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

“İçtihatlarımız OHAL sürecinde de, soruşturma başlarken de geçerlidir”

“Sorgulamalarda kanunları doğru uygulama üzerine olacak. Çünkü bu süreçte net koruyucu tedbirler oluşturulmalı. Tüm bunlar AİHS’ne ve içtihatlara uygun olmalı. Gözaltına alındığı zaman, soruşturma başlarken kişilerin haklarıyla ilgili sözleşmede tanımlanan çok detaylı bir içtihatımız var. Bunlar çok çok önemli çünkü bu içtihatlar OHAL sürecinde de, soruşturma başlarken de geçerlidir. Bu kararnamelerin bizim standartlarımızla uyum içinde olup olmadığını görmek için çıkartılan tüm KHK’leri inceliyoruz.”

“Ölüm cezasını getirirseniz Avrupa komisyonu’na üye olamazsınız”

“Ölüm cezası benim için bir konu değil. Çünkü eğer ölüm cezasını getirirseniz AK’ye üye olamazsınız. Ölüm cezasını kabul etmek için aynı zamanda Meclis’te anayasal çoğunluk olmalı. İki protokolün, (idam cezasıyla ilgili 6 ve 13) feshedildiğini duyurmak zorundalar. Ki bu da anayasal çoğunlukla yapılmalı. Dolayısıyla sanırım bunu geçebiliriz.”

 

“Psikoloji çok değişti”

“Biz Avrupalılar öncelikle burada çok emsalsiz bir şeyin olduğunu anlamalıyız. Bu başka bir Avrupa ülkesinde olmadı; askerler savaş uçağını alıp insanlara saldırmaya başlıyor, parlamentoya saldırıyor. Önce bunu anlamalıyız; ondan sonra da Türkiye ile konuşmalıyız. Çünkü burada psikoloji çok değişti ve ben bunu çok iyi anlıyorum.”

“Erdoğan’a ve diğerlerine de söyledim”

“Bunu uzun zamandır duyuyoruz. Bir şeyin içinde bir şey ama ‘Bu ne?’, ‘Ne ölçüde?’, ‘Arkasında kim var?’ bunu söyleyemem ama burada yanlış şeyler olduğunu inkâr da edemem. Benim için çok önemli bir şeyi daha söylemem lazım; bunu Erdoğan’a ve diğerlerine de söyledim. Bunun kapsamını çok geniş tutmamalısınız. Geniş tutarsanız bununla hiç ilgisi olmayan insanları da içine alma tehlikesi var. Örneğin Gülen’in okullarında çalışan insanlar, öğretmenler, akademisyenler, onların kurumlarında çalışan gazeteciler… Oralarda çalışıyor olmanız sizin bir suça ortaklık ettiğiniz anlamına gelmez.”

“Gazeteci özgür olmalı, insanlar o zaman yazdıklarınıza inanır”

“Bu gazetecilerin çoğu Gülen’in medya kurumlarında çalışıyordu ve bu bir suç değildir. Benim için bu bir etik meselesi, bir gazeteci insanların bilmediği gizli bir ağın parçası olmamalı. Gazeteci özgür olmalı. Ancak o zaman insanlar sizin yazdıklarınıza inanır.”

“Bu toplum için çok kötü bir sürece dönüşebilir”

“Eğer bu süreç oluşmuş Avrupa standartlarına uygun olarak, kuvvetler ayrılığı ilkesine göre, tüm yargı garantileri sağlanarak yapılmazsa bu toplum için çok kötü bir sürece dönüşebilir. Eğer kapsamı çok geniş tutulursa, masum insanlar hiçbir bağı olmadan bu süreçte yargılanırsa bu çok kötü olur. Bir noktada durmalısınız ve bunun gerçek sorumluların peşinden gitmelisiniz. Sağlıklı bir devlette, ordudaki insanlar dışardan emir alamaz; asker seçilmişlerden emir almak zorundadır. Bir hâkim gizli bir ağın mensubu olamaz; hâkim tamamen bağımsız olmalı, ancak o zaman insanlar hâkimin tarafsız karar verdiğine inanır. Tarafsızlık hukukun üstünlüğünün sağlanması için temel prensiptir. Türkiye de temel prensiplere bağlı kalmalı ve devleti ona göre düzenlemeli.”

“Bu kadar ileriye gidebileceklerine dair bilgim yoktu”

“Evet bunu duymuştuk. Ama bu kadar ileriye gidebileceklerine dair bilgim yoktu. Kimse onların devletin tanklarını alıp insanlara, uçakları alıp parlamentoya saldırabileceğini düşünemezdi. Ama durum bu ve bu Türkiye için büyük bir sorun.”

 

 

 

“Ergenekon ve Balyoz için net tutum belirlemek zordu”

“Evet sanırım… Yeterli bilgimiz yoktu ve neler olduğu konusunda net tutum belirlemek zordu. Biraz sürece müdahil olmaya çalıştık. Anımsayacaksınız; Ahmet Şık ve Nedim Şener’i ziyaret için izin aldım. Onlar sayesinde birçok bilgi aldık ve yanlış şeyler olduğunu anlamaya başladık.”