Tayyip Erdoğan, İstanbul’da yapılan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Genel Kurulu toplantısında konuştu. Erdoğan, “Terörden arındırılmış güvenli bölge diye bir tezimiz var. Dertleri ne? Kuzey Suriye’de yeni bir devlet kurmak. Biz böyle bir devletin kurulmasına izin vermeyeceğiz. Şüphesiz ki şehitlerimiz canımızı yakıyor ama şunu da bileceğiz ki bir toprağın vatan olabilmesi için şehide ihtiyacı var, gaziye ihtiyacı var” dedi.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından başlıklar;
“Ben dertliyim, dertli…”
“Milli seferberlik dediğim olay, eline silahı al sokağa çık durumu değil.Bugün terör örgütleri karşısındaki kararlılığımızı, ekonomimize yönelik saldırılara karşı da göstermemiz gerekiyor. 3,5 yıldır ülkemize yönelik her saldırının ekonomik kriz çabasıyla birlikte gerçekleştirildiğine şahit olduk. Faizin düşmesi lazım. Bakın burada tekrar söylüyorum, kamu bankalarında dahi faizlerin düşmesi lazım. Faizler düşecek ki yatırımcı iş yapacak. Girişimcinin yatırım yapmasına fırsat hazırlamazsak nasıl olacak? Ben dertliyim. Derdim var. Bu ülkede yatırım yapılması lazım. Az önce içeri girerken bir kardeşim, “100 milyon dolar bozdurduk” dedi. Mesele bu.”
“Bir toprağın vatan olabilmesi için şehide ihtiyacı var”
“Bizim ‘terörden arındırılmış güvenli bölge’ diye bir tezimiz var. Başından beri bunu söylüyoruz. Eğer bu hallolmazsa Gaziantep her zaman tehditte, Kilis her zaman tehditte, Şanlıurfa her zaman tehditte. Dertleri ne? Kuzey Suriye’de yeni bir devlet kurmak. Biz böyle bir devletin kurulmasına müsaade etmeyeceğiz, bu böyle bilinmeli. Şüphesiz ki şehitlerimiz canımızı yakıyor ama şunu da bileceğiz ki bir toprağın vatan olabilmesi için şehide ihtiyacı var, gaziye ihtiyacı var. ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır’ diyor şair. Buralara böyle geldik. Bu 780 bin kilometrekare bize durup dururken lütfedilmedi. Son, cumhuriyetin kuruluşundan önce şöyle 10 yılı bir ele alırsak, 10 yıl içinde biz 2 milyon, 3 milyon kilometrekareden 780 bin kilometrekareye düştük. Ve bize Sevr’i dayattılar, Lozan’a razı olduk. Yoksa biz buna layık mıyız Düşünebiliyor musunuz 17’nci, 18’inci asrın bir numarası olan bir devletiz, oradan bu bakiyeye kaldık.”