Yeni anayasa paketi komisyondan geçerek TBMM Genel Kurulu’na geçti… Ancak komisyonda kabul edilen maddeler üzerinde tartışmalar hala sürüyor. Kabul edilen maddelerden birine göre, partili aday cumhurbaşkanı seçilir” konusu… Seçimde partisi sandıktan ikinci çıkarsa cumhurbaşkanı “ana muhalefet lideri” mi olacak sorusu gündemde.. Yei anayasa paketini eski TBMM başkanı Hüsamettin Cindoruk değerlendirdi. Cindoruk “Böyle garabet olmaz” dedi…
Sözcü gazetesinden Emin Özgönül yeni anayasa paketini Hüsamettin Cindoruk’a sordu. İşte Cindoruk’un çok tartışılacak o açıklaması;
Hüsamettin Cindoruk:
“Sabah cumhurbaşkanlığı, öğleden sonra muhalefet liderliği mi yapacak? “
“Bu sistemin tutar tarafı yok. Paketin tümü problemli… Bu madde ise beraberinde birçok sakıncayı getiriyor. İki seçim bir arada yapıldı, Cumhurbaşkanı seçildi ama genel başkanı olduğu parti TBMM’de çoğunluğu sağlayamadı. Bu durumda başkan ya da cumhurbaşkanı, aynı zamanda ana muhalefet partisinin de lideri olacak. Sabah cumhurbaşkanlığı, öğleden sonra muhalefet liderliği mi yapacak? Bakanları kendisi atayacak ve kabineyi kuracak ama parlamentoda en çok sandalyeye sahip partinin genel başkanı başkası olacak. Böyle bir durumda en mantıklısı cumhurbaşkanının genel başkanlık görevinden ayrılması olur.”
CHP eski Milletvekili ve AİHM eski Yargıcı Rıza Türmen de “Başkanınız neyi temsil edecek?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
“Şimdi alamadığı hangi önlemi alacak?”
İşte o yazı:
“Seçilecek başkan Türkiye’deki istikrarsızlığı ortadan kaldırmak için şimdi alamadığı hangi önlemi alacak? Bugünkü istikrarsızlığın en büyük nedeni hükümet politikaları sonucu yaratılan kutuplaşma. Başkanlık sistemi ise kutuplaşmayı artırıcı bir etken. (…) AKP önerisinde, bütün güç tek bir kişinin elinde toplanacak. Oysa başkanlık sistemi sert bir güçler ayrılığına dayanır. (…) Siyasi Partiler Yasası’na göre, partiyi temsil yetkisi genel başkana ait. Oysa anayasa, cumhurbaşkanının Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil ettiğini belirtiyor. Bir kişi hem partiyi, hem devleti nasıl temsil eder? Başkanın hangi sıfatıyla hareket ettiğini nereden bileceğiz? Özetle, başkanın partisiyle ilişkisinin kesilmemesi, başkanlık ve milletvekilliği seçimlerinin aynı zamanda yapılması, başkana tabi bir Meclis’in meydana gelmesi sonucunu doğuracak. (…) Başkanlık sisteminin bu sakıncasını önlemenin yolu, bütün iktidarı tek bir elde toplayarak diktatoryal bir rejim mi kurmaktır?”