Diyarbakır’da OHAL dönemi de dahil 8 yıl görev yapan eski Diyarbakır Emniyet Müdür Yardımcısı İlyas Burunak, PKK’nın çözüm sürecinde güçlendiğini ve istihbarat birimlerinin hendeklerin kazıldığından, silahların depolandığından, örgütün şehri ve kırsalı terk etmediğinden haberdar olduğunu öne sürdü. Burunak “Sultanahmet saldırısında da istihbarat zaafiyeti var” dedi.

Çözün süreci başladığında 2009- 2012 yılları arasında Diyarbakır’da Terörden Sorumlu il emniyet müdür yardımcısı olan Burunak,Cihan Haber Ajansı’na verdiği röportajda son dönem yaşanan terör olaylarında MİT ve istihbaratın sorumluluğu olduğunu öne sürdü. İşte o röportajdan başlıklar;

“Sultanahmet saldırısında istihbarat zafiyeti var”

-Başta MİT olmak üzere tüm istihbarat birimleri dışarıdan gelen ve içteki terör faaliyetlerinin sorumlusudur. Bunlar hakikaten bütün terör faaliyetlerinden, teröristlerin şehirde yapacakları eylemlerden bizzat sorumlular. Bir canlı bomba şehir merkezine gelip patlatıyorsa, siz bunu gelip patlatmadan önce almak zorundasınız. Eğer alamıyorsanız burada bir zafiyet vardır. Bir hafta önce Numan Kurtulmuş, bir açıklama yapıyor. Parmak izi Zeytinburnu’nda Göçler Müdürlüğü’nde alınmış. Onun akabinde de şöyle bir açıklama yapılıyor, deniliyor ki; ‘Bizim canlı bomba listesinde yoktu. Takip ettiğimiz kişilerden değildi.’ Bizim isim listemizde yoktu diyerek bu sorumluluktan kaçınılamaz. Sizin listenizde de olacak, listeniz dışında da olan bütün terör örgütlerinin faaliyetlerini takip etmek zorundasınız. Bu ülkenin güvenliği için. Bu ülkede terörün bitirilmesi için. MİT ve istihbarat daire başkanlığı bunun için kurulmuştur.

“MİT ve Emniyet istihbaratın PKK’nın şehirde yığınak yaptığından haberi vardı”

-istihbarat birimleri, hendeklerin kazıldığından, silahların depolandığından, örgütün şehri ve kırsalı terk etmediğinden haberdardı. Devletin ilgili birimleri bunu gördüğü halde operasyon yapmıyorsa, operasyona dönüştürmüyorsa ve bunlar yakalanmamışsa, imha edilmemişse bu süreçte sorumludurlar.

“PKK barış sürecinde daha da güçlendi”

Barış süreci’nde de,  Habur girişinde de ben oradaydım, deneme tahtasıyla ‘tekrar tecrübe edelim, yine tekrar masaya oturalım bu insanlarla’ deyip bu arada da örgütün güçlenmesine göz yumalım böyle bir şey olmaz.

“Güneydoğu’da olağanüstü hali aratacak bir süreç yaşanıyor” 

O dönemle bu dönemi mukayese ettiğimde, Olağanüstü Bölge Valiliği var, Güneydoğu olağanüstü şartlar içerisinde, gözaltı süreleri 15 gün, ek süre alıyorsun 1 ay. Etkin bir mücadele yapılıyordu. Şu anki sürece baktığımda hakikaten olağanüstü dönemi aratacak bir dönemden geçiyoruz.”