Gazeteport
Nedim Şener ile İsmail Küçükkaya arasındaki kavgaya eski Akşam gazetesi yazarı Oray Eğin de karıştı. Eğin Akşam gazetesinin eski yayın yönetmeni İsmail Küçükkaya için “En yakın arkadaşı Akif Beki’ydi. Birlikte müteahhit otellerinde bedava kalıyorlardı, onu yazar yapacaktı.” dedi. Oray Eğin’in 2007 yılında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın Kamboçya gezisine katılması tartışmalara neden olmuştu.
Posta gazetesi yazarı Nedim Şener ile Fox Tv Çalar Saat programı sunucusu ve eski akşam gazetesi genel yayaın yönetmeni İsmail Küçükkaya arasında Twitter’da başlayan kavgaya Oray Eğin de girdi.
Oray Eğin, Akşam gazetesinin eski yayın yönetmeni İsmail Küçükkaya için “En yakın arkadaşı Akif Beki’ydi. Birlikte müteahhit otellerinde bedava kalıyorlardı, onu yazar yapacaktı.” dedi.
İşte Oray Eğin’nin twitter hesabından İsmail Küçükkaya için yazdıkları;
“Odatv davasında polisin sızdırdıklarını beni de hedef alarak üstelik rağmen basan bir karaktersiz o, boşuna nefesini tüketme @nedimsener2010. Zamanında hem Cemaat’e hem AKP’ye oynadığı için dışlandı, zoraki muhalif oldu. Yoksa kucağa oturmakta onun üzerine yok. En yakın arkadaşı Akif Beki’ydi. Birlikte müteahhit otellerinde bedava kalıyorlardı, onu yazar yapacaktı. Aksam’ın onun zamanındaki 1. sayfalarına bakın, Cengiz İnşaat, Makyol övgüleri. Her yeri kirliliğe batmış bir zavallı o.
Emniyet iyi besledi İsmail’i, gazeteye FETÖ’cü muhabirler doldurdu. O ajanlar patronları bile tehdit etti. Yarına yazdım. Ekrem’in ve M. Karaali’nin emir eriydi. Ne zaman gazeteci olmuş, hadi oradan. Ettiğim her küfrü hak eden bir zavallı.”
Oray Eğin’in Kamboçya’daki cemaat okulu gezisi tartışma yaratmıştı
Akşam gazetesinde yazdığı 2007 yılında Oray Eğin Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın cemaat okulları içim düzenlediği Kamboçya gezisine katılmış, o gezi tartışmalara neden omuştu, Eğin tartışmaların ardından gezinin detaylarını köşesinde şöyle anlatmıştı;
“Uçak biletini ben aldım”
“Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’ndan beni ve birkaç başka gazeteciyi Gülen okullarını göstermek için Kamboçya’ya çağırdı birkaç sene önce. Önce kimlerin katılacağını sordum, ardından da okulları yerinde görmek için geziye katılmayı kabul ettim.
Ancak şöyle bir durum oldu: Ben böylesi uzun bir yolculukta business uçabileceğimi söyledim, Vakıf da böyle bir bütçeleri olmadığını ama dilersem bileti kendimin alabileceğimi söylediler. Ben de öyle yaptım, ve İstanbul-Bangkok-İstanbul arasında business class biletimi kendim temin ettim. Gezi boyunca ekipten ayrı takıldım zaten; mesela Vakıf kendilerine uygun yemeklerden oluşan bir mönü hazırlamıştı, bense yerel tatları merak ettiğim için bütün yiyecek içeceklerimi ‘ekstra fatura’ olarak yazdırdım ve bunları da kendim karşıladım. Aynı şekilde Bangkok’ta da kendi imkanlarımla daha uzun kaldım. Dönüşte de Cemaat veya Türk Okulları hakkında reklam ya da hanut olabilecek tek bir satır yazmadım.”
