'Kadınlar çiçektir, annedir dövülür mü'
İzmir’in Bornova İlçesi’nde, eşinden ve yakınlarından şiddet gördükten sonra vücudundaki morlukların fotoğraflarını Facebook’ta paylayıp canına kıyan bir çocuk annesi 29 yaşındaki Fatma Sarıaslan Görgülü’nün suçlanan eşi Harun Görgülü, DHA muhabirine konuştu. ‘O çiçektir, annedir’ dediği eşinin çok sinirli olduğunu anlatan Harun Görgülü, gözyaşlarıyla yaptığı açıklamasında, “Eğer ona bir kez bile elimi kaldırdıysam ellerim kopsun. Eşim kavga çıkacağını bile bile yakınlarımın evine gitti. Orada kuzenimin çektiği saçları koptu. Vücudu hassastı, kavgayı ayırmak istediğimiz sırada kollarını sıkınca da morluklar oldu” dedi.
Altındağ’da önceki gün yaşanan olayda, 29 yaşındaki Fatma Sarıaslan Görgülü, eşi Harun Görgülü’den ve yakınlarından şiddet gördüğü gerekçesiyle, bunalıma girdi. Fatma Sarıaslan Görgülü, yaşadığı şiddetin acısına ve eşinin boşanma kararı almasına daha fazla dayanamayıp ilaç içip canına kıydı. Fatma Sarıaslan Görgülü’nün annesi onun intihar etmediğini, cinayete kurban gittiğini öne sürdü.
SUÇLANAN KOCA HEM GÖZYAŞI DÖKTÜ HEM ANLATTI
Eşi intihar ettiği sırada çalışmak için gittiği İstanbul’da bulunan, şiddet uygulamakla suçlanan Harun Görgülü, DHA muhabirine konuştu. Kamyon tamirciliği ve şoförlüğü yaptığını söyleyen Harun Görgülü, eşinin ailesinin tepkisinden dolayı çok istemesine rağmen cenazesine bile katılamadığını ve saklandığını anlattı. Eşiyle üç yıl önce mutluluk içinde evlendiklerini çeşitli nedenlerle üç kez ev değiştirdiklerini söyleyen Harun Görgülü, “Son olarak kayınvalidemlerin üst katına taşındık. Ama bizim üstümüzdeki komşular çok gürültü yaptığı için bebeğimiz uyuyamıyordu. Eşim de bundan dolayı psikolojik olarak sorunlar yaşamaya başladı. Zaten çok sinirli bir yapıya sahipti. Sinirlendiği zaman kolay kolay sakinleşemiyordu. Doktora gidip psikolojik ilaçlar kullanmaya başlayınca, benim ailem de gelip yanımızda kaldı ve bebeğe bakmaya başladılar. Ancak dünürler arasında yaşanan anlaşmazlıktan dolayı, annem ve babam gitti. Bebeğe tekrar biz bakmak zorunda kaldık. Eşim bu süreçte çok sıkılmıştı. Sinirleri düzelir diye, Manisa’nın Kırkağaç İlçesi’ne, ailemin köyüne gittik” dedi.
KUZENLER ARASINDAKİ TELEFON KAVGASI ACI OLAYI HAZIRLADI
Kırkağaç İlçesi’ne gidip içerisinde evlerinin olduğu dağdaki arazilerine çıktıklarını da anlatan Harun Görgülü, eşinin Facebook’ta yayınladığı şiddet fotoğraflarının da orada yaşandığını ileri sürdü. Eşinin ilk olarak burada, çocuğa işinden dolayı bakamayacağını söyleyen annesiyle tartışıp İzmir’e dönmek istediğini söyleyen Harun Görgülü, “Anneme kızınca, eşyaları toplayıp dağdan merkeze doğru yürümeye başladı. Ben arabayı alıp gelince kadara başka bir yakınımıza ait arabayla Kırkağaç merkezindeki teyzemin yanına gitmiş. Burada teyzemin kızıyla dolaştıkları sırada şeker hastalığı bulunan halamın kızıyla yolda karşılaşmışlar. Ancak ikisi de sinirli olduğu için aralarında selam verme ve konuşma üsluplarını bahane edip tartışmışlar. Tartışmaları telefonda devam etti” dedi.
Aynı günün gecesi eşinin yine çok sinirlendiğini ve onu sakinleştiremediğini ileri süren Harun Görgülü, “Hem teyzem hem de ben karşı çıktık. Ama dinletemedik. Halamın evine gittik. Burada eşim ilk olarak tartıştığı halamın kızından özür diledi, ancak kendisine müdahale eden diğer kuzenimle tartıştı. İkisine de engel olamadık. Birbirlerine girdiler. Saç saça baş başa kavga ettiler. Saçlarını çektiler. Zorla onları ayırdık. Bu sırada eşimin saçının bir bölümü, kuzenim çektiği için koptu. Kavgadan sonra, biz evden ayrıldık” dedi.
VÜCUDU HASSAS OLDUĞU İÇİN MORLUKLAR OLMUŞ
Eşine hiçbir zaman şiddet uygulamadığını vücudu hassas olduğu için hemen morluklar olduğunu da savunan Harun Görgülü, “Ben kavgadan sonra eşimi hastaneye götürdüm. Bana sürekli kızıyordu. Kendisini korumadığım için. Darp raporu alıp kuzenimden şikayetci olmak istediğini söyleyince, ben de olaylar daha da büyümemesi için bundan vazgeçirmeye çalıştım. Ama yine beni dinlemedi ve polise çağırıp darp raporu aldı ve şikayetçi oldu. Ben yaşananlara artık dayanamaz hale geldim. Bu nedenle de boşanmak istediğimi söyledim. Eşim önce kabul etti. Sonra İzmir’e gelince, ailesiyle birlikte beni vazgeçirmeye çalıştılar. Ancak ben artık yaşadıklarımın düzelmeyeceğine inandığım için boşanmakta ısrar ettim. Biraz da sakinleşmek için taşımacılık işi bulup birkaç günlüğüne İstanbul’a gittim. Yolda sürekli eşimle konuştum. Sonradan bana gönderdiği mesajlara cevap vermedim ve boşanmak istediğimi yineledim. İstanbul’dan, dönüşe geçtiğimiz ise kayınvalidem aradı ve eşimin intihar ettiğini söyledi” dedi.
‘OĞLUMA NASIL CEVAP VERECEĞİM?’
Konuşması sırasında sık sık gözyaşı döken Harun Görgülü, dayak iddialarını kesinlikle kabul etmeyip “Dayak konusunda karakola hiç şikayet edilmedim. Ben bırak dayak atmayı eşime elimi bile kaldırmadım. Çok sinirli biriydi. Ben de sinirlenirdim ama hep sabrettim. Eğer eşime elimi kaldırdıysam, ellerim kopsun. Üstelik o bir kadın. Çocuğumun annesi. Çile çekiyor. Ben ona nasıl el kaldırırım? Kadınlar çiçektir. Dövülür mü? Ancak intihar edeceğini hiç düşünmedim. Eğer böyle yapacağını bilseydim yine de dayanırdım” dedi. Harun Görgülü bundan sonraki süreçte ise bir yaşındaki bebeğini yanına alıp birlikte yaşamak istediğini söylerken gözyaşlarına boğuldu, “Oğlum bana annesini sorduğunda ben nasıl onun intihar ettiğini söylerim?” dedi.