Prof. Dr. İlber Ortaylı, önündeki deniz doldurularak yaya yolu yapma projesi nedeniyle çatlayan Şemsi Ahmet Paşa Camii’ndeydi…İlber ortaylı “Burayı genişletecekler, sonra oturup çay içecekler herhalde. Buraya kazık çakılacaksa Mimar Sinan’ın zamanında âlâsı çakılırdı. Niye Mimar Sinan denizi doldurmamış da sen dolduruyorsun?” diye sordu.
İlber Hoca “Cahillere” Tane Tane Anlattı
İstanbul Üsküdar sahilinde Boğaziçi’ne bakan cephesiyle tanınan, Mimar Sinan’ın elinden çıkma Şemsi Ahmet Paşa Camii, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaya yolu projesi denize çaktığı kazıklar nedeniyle çatlamış, olay tartışmalara neden olmuştu. Yoğun itirazlar sonucu İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şu an için çalışmaları durdurdu. Prof. Dr. İlber Ortaylı konuyu bizzat yerinde gözlemek için Şemsi Ahmet Paşa Camii’ndeydi.
“Sinan’dan çok bildiğini zannedenler var”
Mimar Sinan’ın önemli bir özelliği var; büyük, muhteşem camilerin yanında küçük, zarif camileri de sever. Onları yapmayı da bilir. İşte Şemsi Ahmet Paşa Camii onlardan biri. Karşıdaki Molla Çelebi Camii de öyle. Sinan’ın daha da sevdiği bir husussa modelleri küçültmektir; örneğin Tophane’de Kılıç Ali Paşa Camii Ayasofya’nın minyatürü gibidir. Şemsi Ahmet Paşa Camii’nin özelliği, kıyıda bulunması ve rüzgâra açık olmasıdır. Bu yüzden ne minaresine ne de kubbesine kuşlar konar. Halk, bu özelliğinden dolayı ‘Kuşkonmaz Camii’ demiş buraya. Bugün bile bakın, kuş konmuyor buralara. Nedense Sinan’ın bu pandantif eseri herkesi rahatsız ediyor. Fakiri de zengini de cahili de okumuşu da çok rahatsız ediyor. Sinan’dan çok bildiğini zannedenler var. İşte bu kazıklar… Burayı genişletecekler, sonra oturup çay içecekler herhalde. Güzel bir şey gördüler mi akıllarına hemen yiyip içmek geliyor bizim halkın. Bizim Topkapı’ya da dolma tencereleriyle gelirlerdi.
“Kazık çakılacaksa Mimar Sinan çakardı”
Buraya kazık çakılacaksa Mimar Sinan’ın zamanında âlâsı çakılırdı. Dönemin dalgıçları Venedik usulü kazık çakıyorlardı. Bu işin iyisi Hollandalılardır. Dönemin dalgıçları Hollandalılardan daha iyi kazık çakıp doldurma yapıyorlardı. Niye Mimar Sinan doldurmamış burayı da sen dolduruyorsun? Sana mı kaldı? Seni mi bekliyordu bu proje? Nasıl müsaade ediliyor?