15 Temmuz darbe girişiminde Fetullah Gülen’in 1 numaralı sanık olduğu ve darbeyi planladığı iddia edilen aralarında Akın Öztürk, Mehmet Partigöç, Mehmet Dişli ile Ali Kalyoncu’nun da bulunduğu 38 kişilik sözde ’Yurttu Sulh Konseyi’ üyeleri ile birlikte 221 sanık ‘FETÖ Genelkurmay çatı davası‘ ile bugün ilk kez hakim karşısına çıktı
Sanıklar, cezaevi kampüsü içinde oluşturulan adliye binasına; her birinin yanında iki askerle birlikte yürütülerek salona getirildi.
Sanıklardan darbe girişiminin askeri kanadının bir numarası olduğu iddia edilen Hava Kuvvetleri eski Komutanı Akın Öztürk, kimlik tespiti sırasında 2 çocuğu olduğunu belirterek, “Adresi bilmiyorum. Tutukluyum” dedi.
“Oğlumun Katillerini Öldürün”
Kimlik tespiti sırasında, 15 Temmuz’da şehit olan Mucip Arıkan’ın annesi Saliha Arıkan, “Oğlumun katillerini öldürün. Yavrumu bana verin” diyerek, bağırdı. Arıkan’ın sanıklara yönelik bağırmayı sürdürmesi üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, duruşmaya engel olduğu gerekçesiyle şehit yakınının salondan çıkartılmasını istedi.
Şehit Yakını Bayıldı
Duruşma sürerken, müşteki yakınlarından bazıları, sanıklara yönelik sinkaflı sözler sarf etti. Mahkeme Başkanı Dik, özellikle Saliha Arıkan’ın sürekli bağırması nedeniyle dışarı çıkartılmasını istedi. Bu sırada, sanık avukatlarından biri de “Salondan çıkartılsın” deyince müşteki yakınlarının tamamı buna tepki gösterdi.
Şehit yakınları, avukatlara “Teröristleri savunanlar teröristtir” ve “Hepiniz teröristsiniz” diye bağırdı. Duruşma, bu nedenle bir süre durdu. Yaşanan tartışmalar sırasında baygınlık geçiren Saliha Arıkan, sağlık görevlilerinin yardımıyla salondan çıkartıldı.
Yürüyüş planlaması kapsamında Yurtta Sulh Konseyinin yöneticilerinden olduğu ileri sürülen eski YAŞ üyesi, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk ilk sırada getirildi. Öztürk, diğer sanıklarla birlikte elleri kelepçeli yürütüldü. Sanıkların salona getirilmesi esnasında gazetecilerin görüntü alması için özel bir düzenleme yapıldı. Basın mensuplarının görüntü alabilmesi için sanıklar önlerinden geçirildi.
“Vatan Haini FETÖ”
Sincan Ceza ve İnfaz Kurumundan jandarma komandoları eşliğinde çıkarılan Akın Öztürk, Mehmet Partigöç, Mehmet Dişli, Gökhan Şahin Sönmezateş ve İlhan Talu‘nun aralarında bulunduğu sanıklar, dava nedeniyle cezaevi önünde toplanan ve ellerinde Türk bayrakları bulunan çok sayıda vatandaş tarafından protesto edildi. Vatandaşlar, sanıklara doğru “İdam isteriz”, “Vatan hainleri”, “FETÖ’nün uşakları” diye bağırdı. Protestocular, “Bu millet ihanet edeni unutmaz”, “Vatan haini FETÖ”, “Katil FETÖ”, “Dursun bu hayasızca AKIN” yazılı dövizler taşıdı ve tekbir etirdi. Bu sırada sanıkların üzerine urgan atıldı.
Keskin Nişancılar Görevde
Sincan Cezaevi Kampusu’nde bulunan duruşma salonunda görülecek duruşma öncesinde cezaevi çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Cezaevine çıkan yollarda güvenlik noktaları oluşturuldu. Duruşma salonu çevresine jandarma ekipleri konuşlandırılarak, binanın çatısına keskin nişancılar yerleştirildi. Girişe polis ve jandarmaya ait TOMA’lar konuşlanarak önlem alındı.
Duruşma öncesinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Duruşmanın yapılacağı adliye binası üzerine uçaksavar yerleştirildi. Bu sırada bir drone da havadan görüntü kaydetti. Saat 10.00 sıralarında başlaması planlanan duruşma öncesi sanıklar cezaevinden duruşma salonuna alınırken, basın mensupları tarafından görüntü alınmasına izin verildi.
Akın Öztürk’ün savunması:Keşke şehit olsaydım da bu suçlamalara maruz kalmasaydım
Sanıklardan darbe girişiminin bir numaralı ismi olduğu ileri sürülen eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk savumasında,
“1970 yılında üniforma giydiğim Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 46 yıl boyunca yeminime sadık kalarak bana verilen görevleri üniformama halel getirmeyecek şekilde yerine getirdim. Yeminime ölsem dahi sadığım. Böyle bir suçlama ile yapılacak yargılama bana bu dünyada verilecek en büyük cezadır. Bir asker için bundan daha kötü ne olabilir. Silah arkadaşlarım ve milletim iyi bilsin ki bu hain darbe girişimi ile ilgili herhangi bir katkım ve haberim yoktur.
Ben silah arkadaşlarıma ve devletin kurumlarına silah doğrultacak biri değilim. Bu hain darbe girişimiyle hiçbir alakam yoktur. Şehit ailelerinin acılarını paylaşıyorum. Pilot olarak birçok kez ölümden döndüm. Keşke şehit olsaydım da bu suçlamalara maruz kalmasaydım. Bu nedenle içim çok acımaktadır.” ifadelerini kullandı.