” 1923’te darbe yapıp Cumhuriyeti kurdular” diyen, AKBİL davası sanığı AKP’li Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu‘nun organize ettiği panelde Sultan Abdülhamit’in 5. kuşak torunu Nilhan Osmanoğlu konuştu. Lise öğrencilerinin getirildiği panelde Nilhan Osmanoğlu “Devletin çıkarlarının başladığı yerde basın özgürlüğü bitmiştir” dedi.
Osmanoğlu, Bir öğrencinin “Sultan Abdülhamit Han döneminde baskıcı bir dönem ön plandaydı. Neden böyle bir baskı yapma gereği duymuş?” şeklindeki sorusuna, “O şekilde lanse edildi; diktatör, aynı bugün olduğu gibi. Bir kere özgürlüğün tanımını iyi biliyor olmak lazım. Ne kadar özgürsünüz, basın ne kadar özgür? Yani şimdi şunu iyi anlıyor olmak gerekiyor, o dönemde de eli kalem tutanlar, hep Sultan Abdülhamit Han’ın okuttuğu insanlar onu taşlamıştır zaten. Bu dönemde de olduğu gibi. Aslında aydın dediğimiz kesim hep onları, hükümeti sonuçta kötüleyenler. Şunu anlamak gerekiyor. Ne derecede özgürsünüz başkasının özgürlüğünün başladığı yerde siz özgür değilsiniz. Dolayısıyla toplumun bazı gelenek görenekleri örf adetleri, bu çerçevede özgürsünüz. Devletin çıkarlarının başladığı yerde basın özgürlüğü bitmiştir. Sultan Abdülhamit Han da bu politikayı izlemiştir. Dolayısıyla bundan dolayı eğer diktatör deniliyorsa o şekilde lanse ediliyorsa bugün de o şekilde bahsediliyorsa doğru bir politikadır izlediği” diye yanıt verdi.
Başka bir öğrencinin, “Bir Osmanlı Hanedan üyesi olarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili ne düşünüyorsunuz?” sorusuna, Osmanlı Hanedanı adına cevap veremeyeceğini fakat şahsi düşüncesini söyleyeceğini belirterek cevap veren Osmanoğlu, “Ben her zaman söylüyorum. Tarihimi her zaman ailem olarak görüyorum. İyisiyle, kötüsüyle, hatasıyla, yanlışıyla ailem olarak görüyorum. Düşünün ki, ailenizde bir hata olmuş. Bir Paşa yüzünden veya nasıl söyleyeyim, Osmanlı döneminde devşirmelere laf söylerler. Neticede Mimar Sinan da, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa da çok sağlam devşirmelerdir. Sonrasında gelen Paşalar yüzünden ihanete uğramışlar. Yani bu Paşalar da bizim paşalarımızdı. Dolayısıyla ben iyisiyle kötüsüyle, sahip çıkma taraftarıyım. Seviyor muyum, sevmiyor muyum? Bu beni ilgilendirir. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama herkes herkese saygı göstermek zorunda. Yani buna zorunda olduğunuzu hiçbir zaman unutmayın. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama saygı göstermek zorundadır. Dolayısıyla, Mustafa Kemal Atatürk benim aileme saygı göstermemiş olabilir ama ben ailemden aldığım adaptan ötürü kendisine saygı gösteriyorum.” ifadelerini kullnadı.