07 Ocak 2023 Cumartesi
Ana sayfa » Matematik Neden Hayattır?
Matematik Neden Hayattır?

Matematik Neden Hayattır?

Merhaba sevgili Shithappns bu hafta olan röportajımıza senle devam ediyoruz, matematiğe olan hayranlığını ve sevgini çok iyi biliyorum, benim de matematiğim çok iyiydi sadece matematik yapabiliyordum o kadar iyi yani, hoş geldin diyorum.

Merhaba ve hoş buldum, sanki Bursa’dan gol haberi varmışçasına, sanki Mansur Yavaş seçimleri kazanmışçasına heyecanlandım yahu.. Demek matematiğin iyiydi, sana özel hazırladığım şu matematik sorularını çözmeni istiyorum öncelikle!? Şaka şaka.. Cıvıtmayayım en baştan..

İnsanlık 200 Bin yıldır Dünya’da evrimine devam ediyor, Matematiği nasıl keşfettiler nereden başlıyor insanlığın ve matematiğin macerası.

İnsanlıktan önce bir doğaya çok kısa değinmek gerek aslında. 150 milyon yıl önce sahra çölünde yaşayan bir karınca koca çölde yuvasını bulabiliyor. Biz kafamız iyiyken evin yolunu bulamıyoruz o ayrı. Hayvanların bile mesafe algısı var ve zaman, mesafe algısı evrimsel süreçte her canlıya ayrı şekilde yerleşmiş. Matematik kalıplara, örüntülere, etrafımızdaki her şeye anlam yüklemek için doğmuş. Evrenin dili yani. Tüm dünyada konuşulan ortak dil nedir diye soruyorum, İngilizce cevabını alıyorum. Aslında bu sorunun cevabı matematik. Çook eski zamanlarda elin vahşisi saymayı bilmiyor tabi, kuzularını otlamaya götürüyor, mağaradan çıkarken tasın içine her kuzu için bir taş atıyor. Döndüğünde yine mağaraya soktuğu her kuzu için bir taşı cebine atıyor. Bir bakıyor ki tasın içinde taş kaldı. Ayvayı yedik geberesice kurt kapmış bizim kuzuyu diye ver yansın ediyor. Duvarlara çentikler atıyorlar, ortalık çentikten geçilmeyince, el ve ayak parmaklarındaki boğumları kullanıyorlar sayıları ifade etmek için sonrasında semboller oluşturuyorlar. Matematiksel işlemler içerdiği belirtilen ilk kaynak M.Ö 1800 yıllarına ait, Babilliler zamanında yapılan Plimpton 322 adlı bir tablet. Tableti bulan adam 10 dolar karşılığında Kolombiya Üniversitesine satıyor. Adam bilseydi bu kadar önemli olduğunu kesin daha fazla para isterdi.

Matematik kelimesinin etimolojisi nereye dayanıyor?

Yanlış hatırlamıyorsam, kelime “matesis” ten türemiş, bugünlere kadar gelmiş. matesis, antik yunanda “ben bilirim” demekmiş. E tabi, adamlar bilgiye aç, her şeyi merak söz konusu, sürekli bir paylaşım var. Birbirine yeni bir şeyi anlatırken matesis, matesis diye hava atıyorlarmış.

Özellikle Matematik yanlış bilmiyorsam Mısırlılar ve Babilliler tarafından geliştirildi, buna bir çok örnek verebiliriz, mesela Piramitlerin yapımında inanılmaz bir geometri zekası kullanılmış, Ortadoğu’da Matematik inanılmaz bir gelişimle ilerlemiş onları bu denli Matematiğe iten neydi.

Evet, Babilliler zamanında matematik yol almaya başlıyor ama gerçek anlamda matematik işlevsel olarak Mısırlılar zamanında kullanılmaya başlıyor. Nil nehrinin kıyısında tarım yaparak yaşıyor ahali ve nehir zaman zaman taşıyor. Nehrin taşma zamanını, taşma zamanları arasında geçen süreyi, toplanılan hasatı ve -lanet olsun o zamanlarda da varmış maalesef- verilecek vergiyi hesaplamak için yani özünde günlük hayat ihtiyaçlarını kolaylaştırmak için matematik yapmaya başlıyorlar. Piramitler zaten kafa yeme sebebi, o devasa yapıları yapmaları “altın oran” ı ve Pisagor teoremini ispatından 2000 yıl önce bilmeden de olsa kullanmaları harika bir olay. Mısırlılar hesaplamalarında binary sistem (0 ve 1) leri bile kullanmışlar. X files dizisine selam çakıp “I want to believe” demek istiyorum. Kesin uzaylılar gelmiş çökmüş Mısırlıların tepesine..

Yunanlılarda Matematiğin gelişimi için çok çaba harcamışlar, çok büyük isimler çıkarmışlar Yunanlıların Matematiği için ne demek istersin.

Antik yunan matematiği kutsalım, adamlar bir ellerinde uzo bir ellerinde kalem bilginin peşinde koşup dururlarmış, kendilerine müritler yapıp bilgilerini paylaşırlarmış. Pisagorcular varmış mesela; bunlara katılmak isteyenler tüm mal varlıklarını okula bırakırmış, bunlar da vejetaryenmiş. Hacı, otur soru çöz, et niye yemiyorsun ki? Ana yollarda dolaşmaz, fazla ossurmamak için baklagil yemezlermiş. Pisagor da manyakmış hani, dersini bir perdenin arkasında verirmiş başarılı olana kadar kimse görmezmiş üstadı. Thales var mesela, adamla dalga geçiyorlar “sen fakirsin” diyerek. Mevsimin nasıl geçeceği, güneşin ne kadar uzun kalacağını hesaplıyor, az parasını zeytin presleri kiralamak için kullanıyor. Daha sonra millete daha pahalıya satıyor bu makineleri. Amaç, filozof da para kazanır isterse dedirtmek. Öklid var, “geometrinin babası” lakabını vermişler adama. Şimdi okuduğumuzda çok basit gelebilecek kurallarla geometrinin temellerini atmış. Saymakla bitmez daha, sıkıldın mı?? Yaw ciddi söyle sıkıldıysan keselim, RIP der biralara devam ederiz.

İnsanlık tarihi Abaküsün (sayı boncuğu) keşfiyle başlayıp bilgisayarı keşfine doğru iten bir Matematik gerçeği var; hala gelişmekte olan teknolojide Matematiğin sence önemi var mı?

Tabi ki var, matematik olmasaydı teknoloji şu anki gibi olmazdı. Ha şu soru akla gelebilir, bu zamana kadar matematik alanında yapılan çalışmaların üstüne yenilerini eklemeye gerek var mı? Yeni ispatlar, yeni teoremler bulmaya? Buna içinde merak duygusu olan hiçbir bilim insanı hayır gerek yok diyemez sanırım.

En çok merak ettiğim şeylerden biri de pi sayısı (π) bunun üzerine birçok şey yazıldı, çizildi, birçok filmde bile geçti, pi sayısının (π) bu denli önemi neydi, kim buldu bu sayıyı bizim hayatımıza etkisi nedir, bize bahsetsene.

Mısırlılar, MÖ.2000 lerde 3,16 ; Arşimet ise M.Ö 250’de 3,1428.. olarak buluyor. Havluyu falan unutup “eureka” diye hamamdan fırlayan Arşimet, π sayısını virgülden sonraki iki basamağı doğru olacak şekilde hesaplıyor. Aslında şu veya bu buldu demek çok doğru olmaz, nitekim sayının virgülden sonrası sonsuza kadar devam etmekte. Sembolü ortaya koyan matematikçi Leonard Euler’dir. Tanımını merak eden yazsın gugıla baksın okusun, π sayısıyla ilgili en ilginç olan şeyi söyleyerek bitireyim bu soruyu; bir sayı düşünün ki basamaklarının içinde dünyadaki bütün telefon numaraları, oluşturulmuş olan bütün şifreler, bütün doğum tarihleri, bütün kimlik numaraları ve daha nicesi mevcut. Ciddi ilginç bir durum bu.. Bu yüzden bu sayıyla ilgili çalışmalar hala sürmekte.

Fizik ve Matematiğin bir birine çok sıkı bağlar ile bağlı olduğunu biliyoruz, Matematik ve Fizik birbiriyle olan bağları için ne demek istersin, Matematiği Fizikten ayıran özellikler nedir?

Aklıma Newton geldi bir anda, bu Newton var ya kedi kapısının mucidi imiş, sırf işim bölünmesin, zaman harcamayım diye bir kaç tane pantolonu üst üste giydiği olurmuş. Mükemmelin ötesinde bir fizikçi ve matematikçidir. Neyse, kendimi kaybetmeden devam edeyim, fizik matematikte can bulur, ayırmak imkânsız, menemen fizikse, soğan+ domates+pul biber matematiktir.

Ülkemizde öğrenciler tarafından Matematik pek sevilmiyor onu bu denli onlara sevimsiz yapan şey nedir? Sadece ezbere dayalı eğitim sistemi desek doğru mudur? Matematikten korkan öğrenciler için ne demek istersin?

Tabi matematiğe karşı ön yargıları olan geniş bir kitleye matematiği sev, aaa niye sevmiyorsun demek çok saçma. Ders zaten soyut, ezbere dayalı eğitim sistemi, bu günlere kadar üretilen saçma sapan eğitim politikaları ve beklentileri zorla dayatmak korkunun başlıca nedenleri. “Göster oğlum amcalara pipini” tadında bir matematik geçmişi var ülkenin, küçükken, okuyor musun? dersler nasıl? dan sonra “7 kere 8″ , ” 5 kere 9″ diye sorarlardı hep. Böyle böyle, nice minnak çocuklar matematikten korkup nefret etmeye başladı, matematik bilmeyen çocuktan hiçbir şey olmaz vurgusu yapıldı hep. Bunda tabi ki bir kısım matematik öğretmenlerinin de anne, babaların da suçu var. Herkes profesör olmalı, çok iyi matematik bilmeli diye bir şey yok. Zaten olamaz. “Matematik ne işe yarar?” veya “sınavlarda önemli yer tutar.” ifadeleri üzerinden bir ders sevilmez. Matematik, sezgileri kontrol etmeyi, yaratıcılığı kuvvetlendirmeyi, eleştirel bakmayı sağlar. Herkes kendine yetecek kadarını en iyi şekilde öğrenmeye çalışmalı.

Seni bu denli Matematiği sevdiren şey neydi, neyinden etkilendin gerçekten çok merak ediyorum.

Küçükken arabaların plakalarındaki sayıları toplar, çıkarır, böler, çarpardım. Bölünebilme kurallarını arardım plakalarda, girdiğim mekânlarda geometrik desenleri inceler, yerlerdeki fayans sayısına kadar sayardım. Günlük hayatta çözemediğim 2 soruyu öyle içselleştirmişimdir ki içeriğini hatırlamadığım bir rüyadan sonra masa başına oturup çözmüşümdür. Tam bir psikopatlık sanırım. Şeyh Pir’in dediği gibi “bu sayılara hastayım.”

Özellikle sinemada Matematik konulu birçok film çevrildi, beni en çok etkileyen film The Imitation Game filmiydi, Matematiğin ikinci dünya savaşına ne kadar etkisinin olduğunu filmi izleyenler iyi bilirler, izlemeyenler içinde tavsiye ediyorum, o film için ne demek istersin? Gerçekten Matematik aslında hayatımızın her yerinde fakat biz mi görmüyoruz?

Kesinlikle en etkileyici biyografik filmlerden biridir. Bilim insanlarının birçoğunun kıymetinin bilinememesi çok iç parçalayıcı maalesef. Neyse duygusallaşmadan devam. Şu an içten içe merak etmekteyim, okuyanlar bayıldı mı diye 🙂 Matematik tabi ki her yerde, görmüyor olmaktan öte önemsemiyoruz. Herkesin derdi, “telefonunda Bahattin dayı’yı büyütmek.” Tüm ülkeyi mideye indiren Ezgi Sertel ruhuna sahip insanlar. Sadece tüketmek amaç. E tamam da bunun bir bilimsel alt yapısı var dimi. Sokağa çıktığınızda avukat, doktor tabelalarını her yerde görüyoruz ama “matematikçi”, “getirin bütün sorularınızı çözeyim” yazılı tabelalar görmüyoruz. Arka planda her daim matematikle uğraşan insanlar var, ve olmak da zorunda.

Matematik konulu sinemaya aktarılan hangi filmleri önerirsin?

John Nash’in hayatı temalı A beautiful mind, Fermat’ın Kapanı, tarihin ilk kadın matematikçisi olan Hypatia’nın hayatını anlatan Agora, Cube triology, 21, Good will hunting, The Man Who Knew Infinity, hatırladıklarım.

Cahit Arf, “Matematik de resim, müzik ve heykel gibi bir sanattır” diyerek matematiğin sanatsal yönünü vurgulamıştır, Prof. Dr. Cahit Arf için ve bu söylediği söz için ne demek istersin.

İsmini taşıyan Cahit Arf Amfisinde zamanında ders almış olmak bile ayrı güzel bir duygu. Ülkenin gururudur tek kelimeyle, ve evet matematik bir sanattır, şiirdir, estetik bir duruşu vardır görebilene..

Röportajımızın sonuna geliyoruz bana bu hafta ilginç bir konuda konuk olduğun için teşekkürler Shithappns son olarak Matematik hakkında okuyucularımıza ne demek istersin.

Uyudunuz mu :)) Matematik kitabı neden çok üzgünmüş? Biliyor musunuz? Çünkü içinde çok fazla problem varmış.. Kitapta olur öyle, siz çözemediklerinizin peşinden koşturun, pes etmeyin..aşk da buna dahil..

Röportaj yapan: Ozan – @norskdark twiiter

Röportaj veren: Shithappns – @shtfckhppns twitter