FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan Ahmet Altan’ın oğlu Kerem Kerem Altan’ın evinde ölü bulunan Defne Joy Foster’ın dosyası, Gülen cemaatinin Altan’ı kurtardığı iddiasıyla yeniden gündeme gelince gözler Hıncal Uluç’a çevrildi. Uluç o dönem Defne Joy Foster’ın ölümüyle ilgili “Sus testisi su yolunda kırıldı” diyerek Kerem Altan’ı savunmuş ve davanın kapatılmasında büyük rol oynamıştı. Uluç o dönem bu yazısı nedeniyle kamuoyunda büyük tepkilere neden olmuştu.
İşte Hıncal Uluç’un yandaş Sabah gazetesinde o dönem yazdığı “Bu nasıl mahalle baskısı” başlıklı yazısı;
“Perşembe sabahı, evde kahvemi içip gazetemi okurken, Fatoş geldi. Evdeki yardımcım..
“Hıncal Bey haberiniz var mı, Defne Joy ölmüş.. Evinde ölü bulmuşlar” dedi..
Defne Joy’la tanışmayız. Televizyon izleyen biri olmadığım için, sokakta yanımdan geçse tanımam.. Ama hele son zamanlardaki ününü hemen her gün gazetelerin magazin sayfalarında okuyorum. Acun’un, her programı olay olan, bence günümüzün 1 nolu yapımcısı Acun’un son yarışması “Yok Böyle Dans”ın yıldızlarından.. Yarışmayı kazanacağını kimse tahmin etmiyor, ama kimse de elenmesini istemiyor. Öyle sempatik, öyle hayat doluymuş..
Hatta Sevgili Yüksel (Aytuğ) “Acun bu kız elenirse onu sunucu yap, kaybetme” diye öğüt de veriyordu geçen hafta, Yakın Kumanda’da..
İşte ölen, o daha iki gece evvel seyircilerini coşturan hayat dolu kız..
Hemen TV’ye davrandım.. Haberleri izliyorum.. Ekranın başında donup kaldığımı hatırlıyorum..
Arka arkaya şoklar..
Defne Joy’un ölü bulunduğu yer kendi evi değil. Bir bekar erkeğin evi..
Bekar erkek, benim küçük kuzenim, Sanem’in kardeşi Kerem..
Beni donduran, Defne’nin ölü bulunduğu evin önünde canlı yayın yapan NTV habercisinin sözlerinden biri oldu.
“Defne Joy Foster’in kocası İlker Yasin Solmaz, az önce buraya geldi. Çok üzgün görünüyordu..”
İşte o an, orda kalakaldım.
O çarşamba sabahı, dünyada yerinde olmayı istemeyeceğim bir tek kişi vardı.. İlker Yasin Solmaz..
Düşünebiliyor musunuz?..
Sabaha karşı telefonunuz çalıyor ve haber veriyorlar.
“Eşiniz öldü. Gelin cenazeyi alın..”
“Nerde, nasıl, ne zaman?..”
“Sabaha karşı bir bekar evinde ölü bulundu. Polis soruşturuyor..”
Ne hale gelirsiniz?.. Ne düşünürsüz?..
Ne olursunuz?..
Dün sabah gazeteme baktım..
Tonla haber, tonla yazı.. Defne üzerine.. Ölen Defne’nin dramı üzerine..
Ama asıl ölü, hem de “Yaşayan Ölü” İlker Yasin Solmaz’la ilgili tek satır yok.. Asıl trajediyi yaşayan adamın adı geçmiyor nerdeyse, haberler ve yorumlarda..
İnsanlık ölmüş sanki..
Defne öldü.. Onun için her şey bitti..
Ama bu genç adam yaşayacak.. 18 aylık bebeği ile yaşayacak..
Yarın o bebek aklını başına toplayacak yaşa geldiğinde “Baba bana annemi anlat” diyecek?..
Ne anlatacak İlker Yasin?.
Gencecik, hayat dolu karısı, 18 aylık bebeğinin annesi beklenmedik şekilde ölmüş.. Ona mı ağlayacak İlker Yasin.. Yoksa bir bekar evinde, sabaha karşı kanında tonla alkolle ölü bulunmuş, ona mı çıldıracak?..
Empati, mempati.. Hadi kendinizi İlker Yasin’in yerine koyun dostlarım..
“Acun yarışmayı durdursun.. Kupayı da Defne’nin 18 aylık bebeğine versin” diye hamasi bir tavsiyede bulunan Sevgili Yüksel’e sorum var..
Defne senin eşin olsaydı, dikkat et, sadece “Olsaydı” diyorum.. O “Mesela” yı okurken bile ne hale geldiğini tahmin ettiğim için.. “Defne senin karın olsaydı, gene bu yazıyı yazar mıydın..”
Kerem’in adını duyunca, Gökmen Özdemir’i aradım, Vatan’dan.. Arkadaşı..
“Sor bakalım kerataya, evli barklı ve çocuklu kadını niye götürmüş evine” dedim. “Sordum bile ağbi” dedi, Gökmen.. “Vallahi daha o gece tanıştık. İkimizin de kafası iyiydi. Gittik işte” demiş, Kerem..
Defne’yi nerdeyse “Azize” ilan eden Ayşe kardeşim..
İşte anlatmak istediğim bu..
Bizim zamanımızda Aşka düşülürdü.. Falling in love..
Daha tanıştığın gece, eve, yatağa koşmanın adı da love.. Ama onun fiili başka.. Aşk Yapmak.. Making love..
Benim aşka düşmeye saygım var.. Ama aşk yapmaya yok..
İnsan evliyken de âşık olabilir. Evli birine de âşık olabilir.. Gönül ferman dinlemez, demiş eskiler.. Durup dururken dememişler.. Yüzlerce yıllık deneyim..
Gönül ferman dinlemez tamam ama, 18 aylık bebeği olan evli genç kadın da, daha o gece tanıştığı erkeğin evine koşmaz..
Bunu bana kimse kabul ettiremez. Ben mahalle baskısından da korkmam. Kafamı kesseler düşündüğümü söylerim..
Defne boşanma kararı almış mı?. Mahkemeye baş vurmuş mu?. Evini ayırmış mı?. Ayrı mı yaşıyor eşinden, bebeğinden..
Bilmiyorum.. O konuda satır okumadım, ne öncesinde magazin sayfalarında. Ne de ölümü sonrası haberlerde ve yorumlarda..
Yani..
Ortada çok açık, çok seçik bir “İhanet” var.. Hem de aşk aldatması bile değil. Bir gecelik macera/ One night stand için, aldatılan bir koca ve unutulan bir bebek..
Ölmüş.. Allah rahmet eylesin..
Ama böyle bir insana, öldü diye saygı duymamı kimse benden beklemesin..
Kimse de, onu Azize ilan ederek, gençliğin önüne “Rol model” diye koymaya kalkmasın..
Defne Joy Foster’in ölüm sebebi bilinmiyor..
Astım hastasıymış. Fena halde sarhoşmuş. Bilinen o.. Alkol mü?. Son zamanlarda zararı bilimsel araştırmalara konu olan, bir nevi doping, enerji içeceklerinin aşırı kullanılması mı?. Uyuşturucu mu?. 10 gün içinde Adli Tıp gerçeği açıklayacakmış.. Öğreneceğiz.
Ama benim görüşüm değişmeyecek.
Defne’nin ölümü tipik bir “Su testisi, su yolunda kırıldı” olayıdır!..”
Gazeteci Mustafa Hoş Hıncal Uluç’un o yazısı üzerine şu soruları kaleme almıştı;
İşte Hoş’un 4 Şubat 2011’deki yazısı;
Hıncal Uluç, Defne Joy Foster’ı tek taraflı didiklerken istemediği bir şeyin de önünü açtı. ‘keratası’ Kerem Altan’ı da didikleme hakkı doğurdu. Hıncal’ın yazdıkları toplumsal ahlak bekçiliği maskesiyle tanıdığı birini koruma manipülasyonudur. Seksist ve gaddarca tek taraflı bir manipülasyondur. Çok açık ve net bir şey var. Kerem Altan yerine başka biri olsaydı bulgulara bakılınca kesinlikle gözaltına olurdu. Oysa zanlı bile değil
Şimdi durumu biraz didikleyelim?
-Neden ambulans hemen çağrılmadı?
-Kerem Altan’ın evde fenalaşan birini bırakıp kapalı poliklinikte dolaşması bir kurgu olabilir mi? Klinik önündeki o görüntüleri kim nasıl servis etti.
Adli tıp raporu ortada yokken neden ölüm nedeni diye ön rapor adli tıp raporu olarak servis edildi
-Hıncal’ın ‘kerata’sına uyuşturucu testi yapıldı mı. yapıldıysa sonuç ve bulgular nedir?
-Kerem Altan’ın telefon kayıtları incelendi mi. hangi saatlerde kimle ne kadar konuşmuş?
-Kerem Altan’ın olay günü kan örnekleri alındı mı?