Gazeteport

Erdoğan’ın Hakaret Günü

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Saray’da  düzenlenen 19. Muhtarlar Toplantısı’nda konuştu. Hem “barış bildirisi”ni imzalayan akademisyenleri hemde CHP lideri kemal kılıçdaroğlu’nu hedef aldı. Ve açtı ağzını yumdu gözünü…

İşte Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları;

“Çeyrek porsiyon bile etmiyorlar”

-Cem Karaca bu lümpen aydınlar için ne diyor biliyor musunuz? “Yarım porsiyon aydın” diyor. Bugün aydın diye geçinenler yarımı bırak çeyrek porsiyon bile değil. İşte bu lümpen aydın takımı geçtiğimiz günlerde yine harekete geçti. Gerçek yüzlerinin bir bölümünü çok açık şekilde gösterdiler. Bu durum milletimizin tarihine, değerlerine olan kinlerini her fırsatta kusuyorlardı, terör örgütlerinin propagandasını yayınladıkları bildiriyle alenen açıkladılar. Hem bu milletin birliğini, beraberliğini bozmaya çalışacaksınız hem de hiçbir bedel ödemeden elinizi kolunuzu sallaya sallaya devletten aldığınız maaşla hayatınızı sürdüreceksiniz. O günler geride kaldı. Hukuk devleti olan Türkiye’de kendine akademisyen diyenlerin, suç işleme imtiyazı yoktur. Türkiye, teröristlerle niye mücadele ediyor? Bizim Mehmetçiklerimiz, polisimiz, polis yavrularımız, köy korucularımız şehit olacak, onları şehit edenlerin arkasında olanlara biz ses çıkarmayacağız öyle mi? Kimse bunu bizden beklemesin.

“Bunlar sadece vicdansız değil, aynı zamanda ahlak yoksunu!”

-Siyasetçi millete efendi olmaya değil hizmetçi olmaya gelirse değer kazanır. Akademisyen dediğinde özgün bilimsel çalışmaları ile konuşur bu bildirici güruhun çoğunun ne ülkemize ne de insanlığa katkılarının olduğunu duymadık görmedik.Bunların ağababaları da öyleydi. Osmanlı devrinde Osmanlı düşmanı, Milli Mücadele döneminde düşman olmak… Devir değişiyor ama zihniyet aynı. Siz eleştirince düşünce özgürlüğü, ben eleştirince düşünce özgürlüğüne saldırı. Bunlar sadece vicdansız değil, ahlak yoksun da.

 

 

“Ne terör örgütü, ne de partisi, muhatap alınacak. O iş bitti!”

Önümüzdeki süreçte ne bölücü terör örgütü ne de onun güdümündeki parti ve diğer yapılar asla muhatap alınmayacaktır, o iş bitmiştir.

“Bu zihniyetten tiksiniyorum”

Terör örgütünün kamu görevlilerine saldırmasına kendince akademik veya siyasi fetva veren, sivillerin öldürülmesini ise ‘yapmasa iyi olur’ diye karşılayan bu zihniyetten, açık söylüyorum, tiksiniyorum. Herkes meşrebine, karakterine, şahsiyetine uyan işi yapacak. Bunlar, içlerinde bulundukları ihanet çukurunda çırpınacak. Bunu iyi bilelim. Biz de ülkemizin ve milletimizin geleceği için çalışacak, gayret edeceğiz.

 

Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na: “Yüzüne tükürsen yağmur yağıyor sanır; bu da öyle pişkin!

Aslında söyleyene bakarak kesinlikle girmemem gerek mevzu var. Cevap vermediğimde kendisinin hakkı olduğunu düşünecek ve buna inanacak cahil ve ahlaksız olduğunu bildiğim için cevap vermem gerek. Sabır, sabır, sabır. Yine çirkin yüzünü gösterdi. Bu zat şahsımla, ailemle ilgili, ağzına ve kişiliğine yakışmayan şekilde namus ve şeref edebiyatı tutturmuş gitmiş. Kazandığım tazminatlar artarak devam ediyor. Kendisine karşılık veremeyeceği şekilde defalarca ifade ettim. Ama bazı insanlar var ki yüzüne tükürsen yağmur yağıyor sanır, bu da öyle pişkin bir tip. Hiçbir sözün kafi gelmediğini görüyoruz. Bu defa bana değil, hakim, savcı, YSK’yı hedef almış. Bu da serseri mayın gibi. Ne zaman, kime bulaşacağı belli olmuyor. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin adresini bilmeyenlere kaybedecek zamanım yok demiştim. Bakınız, 2016 Ocak bitiyor, bu zat hala 7 Haziran’ın davasını görüyor. Siyaset bilmiyor, hesap da bilmiyor. Bahsettiği konunun ne yemin, ne anayasa ile ilgisi yok. Türkiye’nin geleceği için güçlü bir parlamento yapısını temenni etmem bu zatı niye rahatsız etti bilmiyorum. Aslında bu zatın karın ağrısını da ortaya döküyorum ama hicap duyarım. Bunca sıkıntı varken, bu namus ve şeref fukaraları için zaman harcamak bana zul geliyor. Teröristleri de savunan bu değil mi?

 

 

 

Exit mobile version