Cumhuriyet soruşturmasında 9 yazar ve yönetici tutuklandı ama savcılığın delil diye sundukları ya uydurma belgeler oldu ya da zorlama yorumlar.
İşte savcılığın soruları ve ona verilen yanıtlar..
Savcı: Ahmet Faik İnsel isimli PKK ile ilişkili şahıs, Aydın Engin’e 250.000 TL’lik havale göndermiştir, aşağıda dökümü vardır, bu nedir?
Aydın Engin: ‘O arkadaşım, yazar Ahmet İnsel’dir. İkimiz de o kadar parayı bir arada görmemişizdir. Bu olsa olsa Ahmet’in bana, Hrant Dink için hazırladığımız internet sitesinin masrafı olarak gönderdiği 250 TL’dir’ dedi. Bu dosya, 250 TL’nin 250.000 TL yapıldığı, olduğu bile şüpheli yasadışı fişleme işlemleriyle insanların yaftalandığı bir dosyadır.
Savcı: FETÖ/PDY ve PKK/ KCK silahlı terör örgütleriyle ile iltisaklı bağlantısı olan şirketlerin Cumhuriyet gazetesiyle herhangi bir yasal bağı var mıdır? Bu şirketlerden ilan, sponsor ve reklam aldınız mı?
Cumhuriyet avukatları: Boydak Grup’tan biz 7 ilan almışız. Hürriyet 70, Sabah 86, Star 32, Yenişafak 53 adet ilan almış. Biz onların onda biri ilan aldığımız için şu an buradayız. Bu durum soruşturmanın çöküşüdür. Tutuklama kararı sonrası kayyım atanması için savcılık manipülasyon yapıyor.
Savcı: (Şubat 2016 tarihli, PKK’nin Ankara’daki askeri araçlara yönelik saldırısı ve Suriye’de savaşa giren Rusya’nın Azez’de sivilleri vurması ile ilgili Zaman gazetesiyle denk gelen manşetler gösterildi.) Cumhuriyet gazetesinin bu şekilde manşet atmasıyla ilgili bilginiz var mıydı? Bu şekilde manşet atmasındaki amaç neydi? Daha önceki baskılarınızda benzer bir manşet yokken bu şekilde aynı manşetin atılması yönünde birileri tarafından talimat mı geldi?
Cumhuriyet avukatları: Bilirkişi raporundaki ifadeler, sadece siyasi hezeyanlardan ve kişisel görüşlerden ibarettir. 7 gazete daha önce aynı manşeti atmıştı. Gazete haberlerinin görsellerini biraraya getirerek propaganda yapıldığını gösteriyorlar. Nasıl oluyorsa bu! Basın savcıları bakmış ve aylarca neler olduğunu görmüşler. Hiçbir soruşturma açılmamış, takipsizlik veya düşme kararı verilmiş haberlere dair, aradan aylar geçtikten sonra manipülasyon yapılıyor diye soruşturma başlatılmış. Eğer bir suç unsuru olsaydı basın savcısı aylar önce soruşturma başlatırdı. Şehit savcımızla ilgili habere ilişkin soruşturma başlatıldı, savcılık takipsizlik kararı verdi. ‘Erdoğan’ın yok dediği silahlar’ manşetiyle ilgili Can Dündar ceza aldı. Bu haberin tekrar tekrar ceza alması mı gerekir?
Savcı: (Gazetemiz eski yazarı CHP Milletvekili Mustafa Balbay’ın, ‘Cumhuriyet’te FETÖ’cülükten Kürtçülüğe kadar her şey serbest ama CHP milletvekili olarak yazı yazmak yasak’ tweeti gösterildi.) Cumhuriyet Gazetesi bu şekilde haber yapmış mıdır? Köşe yazarlarınıza ve Genel Yayın Yönetmeninize talimat verildi mi?
Cumhuriyet avukatları: Okur temsilcisi Güray Öz ve dönemin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, vakıf tarafından görevlendirildi. ‘Dünya ölçeğine yakışan yayın çizgisi benimseyelim, okurlarımıza duyuralım’ dediler. Oturduk, çalıştık. Yayın ilkelerimizi belirledik. Vakıf da kabul etti. Mustafa Balbay’ın kendisinin imzası olduğu bu yayın ilkelerinin arasında ‘siyasetle gazeteciliği karıştıramazsınız’ ifadesi yer alır.
Mustafa Balbay, çok özel koşullardan dolayı Cumhuriyet gazetesinde çalışırken milletvekili seçilmiş ve gazeteciliği sürdürmüştür. Ancak özgürlüğüne kavuştuktan sonra bir seçim yapması gerekirdi. Durum, Balbay’ın altında imzası bulunan yayın ilkelerine aykırıydı.
Savcı: Cumhuriyet gazetesinde FETÖ/PDY ve PKK/KCK silahlı terör örgütlerini övücü veya onları destekleyici yazılar yazıldı mı? Yazıldıysa bu yazılar kimin talimatıyla yazıldı? Bu haberleri yapmak için birilerinden maddi destek alındı mı?
Cumhuriyet avukatları: Türkiye’de Fethullahçılarla ilgili ilk haberi yapan ve ısrarla yıllarca sürdüren Cumhuriyet gazetesidir. Kemal Göktaş son dönemde bu konuda en iyi çalışmayı yapmıştır. Yazı dizisini size sunuyoruz. FETÖ ortaya çıktığından beri Cumhuriyet gazetesi kadar mücadele eden başka bir basın yayın organı yoktur. Son üç yıldır da FETÖ ile mücadele anlamında yazıları daha da artmıştır.
Gazetenin çizgisi dünya çapında bilinen bir gazetedir. Hiçbir zaman terörden, şiddetten yana yayın politikası izlememiştir. Bu suçlamalarla Cumhuriyet’i ilişkilendirmek, o kadar saçmadır ki; insanların aklına şu gelmektedir: Acaba hukuk değil de, başka bir şey mi devrede. Acaba siyaset grubu, tepeden talimat mı verdi? ‘Hükümete muhalif diye oralardan gelen bir şeyler var denilmektedir. Toplumdaki bu absürdlüğü sona erdirmek sizin görevinizdir. Hukukun devrede olduğunu gösterin.