Türkiye üzerinden Yunanistan’a geçmeye çalışırken Didim yakınlarında batan ve çoğu çocuk 46 kişinin öldüğü facianın ayrıntıları yeni dramları ortaya çıkarıyor. BBC Türkçe’den Hatice Kamer faciadan kurtulan Ciwane ile Heme Tevfik Abdullah çifti ile konuştu. 22 Yaşındaki Ciwane facia anını şöyle anlattı;
-Tekneyi görünce binmek istemedik ama kaçakçılar binmezsek bizi öldüreceklerini söylediler.
-Mecburen bindik. Bir saat sonra tekne su aldı ve şiddetli bir dalgayla alabora oldu. Kızlarım gözlerimin önünde boğuldu.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden Ciwane Heme Tevfik Ebdulla, faciada üç yaşındaki Jivan, iki yaşındaki Jale ve 9 aylık Jila’yı kaybetti.
BBC’ye konuşan 22 yaşındaki Ciwane, altı yıl önce kendisinde bir psikolojik hastalığın baş gösterdiğini, düzenli tedavi görmesi gerektiğini ancak uzun zamandır tedavi olamadığını söyledi.
IKBY’de son bir yıldır yaşanan ekonomik kriz ve saldırılardan dolayı tedirgin olduklarını söyleyen Ciwane, eşinin eski Peşmerge olduğunu ancak aylardır maaş alamadığını ve geçinemediklerini belirtiyor.
Daha İyi Bir Yaşam İstedik
Hastalığından dolayı her ay 35 bin dinarlık (32 dolar) ilaç satın alması gerektiğini ama maaş alamadıkları için ilaç da alamadığını aktarıyor ve ekliyor:
-Çocuklarımızın daha iyi yaşam koşullarında büyümesi için, bir de daha iyi tedavi imkânlarına sahip olmak için bu yola çıktık.
Çocuklarım Gözümün Önünde Boğuldu
-Balıklara yem olmasınlar diye ellerini bırakmadım. Soğuktu ve 3 saat 20 dakika denizin içinde çırpındık. Kimse yardıma gelmedi. Yardım geldiğinde ortanca kızım Jale halen yaşıyordu ama hastaneye yetişemedi yavrum.”
1500 Dolar Ödedik
Ciwan’ın eşi Hiva ise iki katlı teknede 70 kişinin olduğunu, sadece 26 kişinin kurtulabildiğini söyledi.
-Teknenin üst katına çıktık, ama alt katta da insanlar varmış’
-Yunanistan’a götürecek kaçakçılarla İstanbul’da iletişime geçtik ve kişi başı 1500 dolar ödedik
‘Kaçakçılar bizi öldüreceklerini söyledi’
İzmir’e gitmek için 15 kişilik bir minibüse 37 kişinin bindirildiğini aktaran baba, 05:00 gibi İzmir’e geldiklerini ve kıyıda iki katlı küçük bir tekneye zorla bindirildiklerini anlatıyor:
-Tekne çok küçüktü. Biz binmek istemedik. Tehdit ettiler. Biz üst kat çıktık, sonra öğrendik ki alt katta da bir sürü insan varmış. Teknedekilerin tamamı Irak’tan gelen Kürtlerdi. Boğulanların çoğu ise alt kattakilerdi.
Neden bu riskli yolculuğa çıktıkları sorusuna ise şu yanıtı verdi;
-İşsizdim. Eşim hastaydı. Paramız yoktu, Kürdistan’da umudumuz tükenmişti. Siyasiler bu sorunu çözmek için ciddi girişimlerde bulunmuyorlar. Herkes kendisini düşünüyor. Ben de eşimi ve çocuklarımı düşünmek zorundaydım. Arabamı sattım ve bir umutla yola çıktım. Ancak Ege üç çocuğumu aldı.