Havuz medyası eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un 5 ay önce Yargıtay 16. Ceza Dairesinde yaptığı savunmaya yeni gibi “Başbuğ da Darbe Dedi” diye bugün servis etti. 7 Ekim 2015’deki savunma tam 3.5 saat sürmüş ve o tarihte bütün gazetelerde yayınlanmıştı. Havuz medyasının bugünkü haberinde 17/25 Aralık ile ilgili sözleri yeni gibi verilirken AKP iktidarını ve Tayyip Erdoğan’ı çok sert eleştiren bölümler ise sansürlendi. Başbuğ Erdoğan ve AKP iktidarının sorumluluğu için ” Cemaat devleti ele geçirmeyi hedeflemiş ise bu tehdidi görmezlikten gelmek gaflettir, ihanettir” diyordu. Havuz medyası İlker Başbuğ’un savunmasında Fethullah Gülen Cemati’ne ilişkin sözlerine yer verdi Ama Erdoğan ve AKP iktidarı eleştirleri yok sayıldı. İlker Başbuğ savunmasında ne demişti?
İşte satır başları;
-ABDde de aynı yapılanma söz konusudur. Pentagon, Dışişleri Bakanlığı ve CIA bu yapılanmanın temel taşlarını oluşturur. Ama, son söz Başkana aittir. Türkiye içinde aynı durum geçerlidir. Başbakanın siyasi yetkisi ve sorumluluğu tartışılamaz. Eğer, burada bazı yanlışlıklar olmuş ise de, herhalde sorumluluk siyasi otoritede aranmalıdır.
-Amerikan yönetiminden bahsettim, siyasi iktidar ‘Ne istediler de vermedik’ ve ‘aldatıldık’ dediler, açık. Cemaat ise işlenen hukuk cinayetlerinin asli failidir. Bu cinayeti yargı ve emniyet içine yerleştirdikleri kadroları vasıtasıyla işlemiştir. Siyasi iktidarlar, siyasi partilerdir, partidir, anayasamızda belli. Başı bellidir, sonu bellidir. Sonuçta, seçimler ile millet siyasi partilerden hesap sorar. Demokrasi bu. Cemaat deyince, başı bellidir ama sonu belli değildir. Görmüyorsunuz. Hele bu cemaat devleti ele geçirmeyi hedeflemiş ise bu tehdidi görmezlikten gelmek gaflettir, ihanettir.”
-Siyasi iktidar “Ne istediler de vermedik” ve “aldatıldık” ifadeleri ile Cemaate gerekli desteği verdiklerini, zaten kendi sözleriyle açıkça belirtmiştir. Cemaat ise işlenen hukuk cinayetlerinin asli failidir. Bu cinayeti yargı ve emniyet içine yerleştirdikleri kadroları vasıtasıyla işlemiştir. Siyasi iktidarlar, siyasi partilerdir. Başı bellidir, sonu bellidir. Ne olursa olsun partiler ile hukuk çerçevesinde kalarak mücadele edilebilir. Sonuçta, seçimler ile millet siyasi partilerden hesap sorar. Ama Cemaat, başı bellidir ama sonu belli değildir. Görülmezdir. Hele bu yapı Devleti ele geçirmeyi hedeflemiş ise, bu tehdidi görmezlikten gelemezsiniz. Hanefi Avcı, son kitabında “17 Aralık’ta başlayan operasyonun amacının yolsuzluğu ortaya çıkarmak değil darbe olduğunu, rakibini devirmeyi ve iktidarı ele geçirmeyi hedeflediğini, ortada evet bir yolsuzluğunda olabileceğini ancak, Cemaatin hiçbir zaman yolsuzluğu önlemek ve bu yönde görev alma gibi bir hedefinin olmadığını” yazmıştır. Bu çerçevede, elbette Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı en önemli ve en büyük sorunlardan birisi; Cemaatin illegal yapılanmasıdır. Yalnız bu düşünceyi bazıları gibi ben ilk defa bugün dile getirmiyorum. Genelkurmay Başkanlığı dönemimde açıkça bu tehdide işaret ettiğim, herkesin malumudur.
Havuz Medyası Nasıl Çarpıttı?
Havuz Gazeteleri İlker Başbuğ’un savunmasına “Asıl hedef Erdoğan ” ara başlığıyla bir bölüm ekledi. Oysa bu bölüm kendi yorumları ve İlker Başbuğ’un savunmasında yok. Havuz medyasındaki haber Şöyle ;
“28 Şubat darbesinin yıldönümünde yaşanan mağduriyetler bir kez daha hatırlanırken, bir başka darbe girişimine eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’dan teyit geldi. İlker Başbuğ, 17 Aralık’ın yansıtılmaya çalışıldığı gibi yolsuzluk operasyonu olmadığını, aksine iktidarı devirme amaçlı olduğunu ifade etti. Başbuğ, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde Ekim 2015’te görülen Balyoz Davası’nın temyiz duruşmasında yaptığı savunmada 17/25 Aralık darbe girişimiyle ilgili önemli tespitlerde bulundu. Başbuğ, Hanefi Avcı’nın son kitabından alıntı yaptığı savunmasında özetle şunları söyledi: “Hanefi Avcı son kitabında diyor ki, 17 Aralık’ta başlayan operasyonun yolsuzluğu ortaya çıkarmak değil, darbe olduğunu, rakibini devirmeyi ve iktidarı ele geçirmeyi hedeflediğini, ortada evet bir yolsuzluğun da olabileceğini ancak cemaatin hiçbir zaman yolsuzluğu önlemek ve bu yönde görev alma gibi bir hedefinin olmadığını yazmış.”
17 ARALIK DARBEDİR
Ben de katılıyorum Hanefi Avcı’ya. Diyorum ki, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı en önemli ve en tehlikeli sorun, cemaatin illegal yapılanmasıdır. Yalnız bu düşünceyi ilk defa bugün dile getirmiyorum. Genelkurmay Başkanlığı dönemimde açıkça bu tehdide işaret ettim, ‘Bugün bize, yarın size’ dedim ama dinlemediler. Her şey, net olarak ortada.”
Havuz Medyasında 5 ay önceki savunmasının sansürlenerek yayımlanmasına Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ twitter’den tepki gösterdi. Yeni bir açıklamam olmamıştır diyen Başbuğ, o savunmasının tam metnini de paylaştı.
İşte İlker Başbuğ’un o paylaşımları;
Benimle ilgili bazı haberler görüyorum, yansıtıldığı gibi yeni bir açıklamam olmadı
— İlker Başbuğ (@ilkerbasbugcom) 1 Mart 2016
Merak edenler Yargıtay’daki temyiz duruşmasında yaptığım konuşmamın tamamına bakabilir https://t.co/8x0rXwVRAi
— İlker Başbuğ (@ilkerbasbugcom) 1 Mart 2016