07 Ocak 2023 Cumartesi
Ana sayfa » Çoklu Kişilik Bozukluğu
Çoklu Kişilik Bozukluğu

Çoklu Kişilik Bozukluğu

Günümüz korku ve gerilim sinemasının efsane yönetmeni M.Night Shyamalan’ın son filmi Parçalanmış(Split) vizyona girdi. 9 Milyon dolar bütçeyle çekilen yapım Amerika’da 116 milyon dolarlık gişe yaptı. Film dünyada çoklu kişilik bozukluğu hastası ve azılı suçlu Billy Milligan’ın hayatıyla benzerlikler taşıyor.

Parçalanmış/Split

4

Bünyesinde 23 farklı karakter barındıran çoklu kişilik bozukluğu hastası Kevin (James McAvoy), Psikiyatr Dr. Karen Fletcher (Betty Buckley) gözetiminde tedavi altındadır. Son bir 24. kişilik daha vardır ki, o da çok vahşi bir karakterdir. Kevin zincirlerinden kopan içindeki şeytani gücün etkisiyle 3 genç kızı kaçırarak alıkoyar. Şimdi çaresiz kızlar; Dr. Fletcher’ın da yardımıyla hem Kevin’ın farklı kişilikleriyle başa çıkmak hem de hayatta kalabilmek için kurtulmanın yolunu aramak zorundadır.

Benliğin Parçalanışı

1973 yılında Flora Rheta Schreiber’in yazdığı Sybil en meşhur çoklu kişilik bozukluğu eserlerinden birisidir. Dr. Cornelia B. Wilbur ve hastası Shirley Ardell Mason’ın terapileri referans alınarak yazılmış bu roman tek bir kişiye ait 17 farklı karakter sahibi Sybil Isabel Dorsett’in yaşamını anlatır.1976 ve 2007 yıllarında aynı isimle filme de uyarlanmıştır. Parçalanmış filminde yer alan terapi seansları için bu romandan da yararlanıldığından kuşku yok.

Hedwig ve Çocukluk Nevrozu

1

Kevin karakterinin sahip olduğu kişiliklerden biri olan (çocuk) Hedwig karakterini incelemek için Paris Psikoloji Enstitüsü’nden Psikopatoloji ve deneysel psikoloji diplomaları olan Fransız düşünür ve sosyolog/psikolog Michel Foucault (D.1926- Ö.1984), başvurulacak kaynakçaların başında gelir. 1954 yılında yayınlanan ‘Akıl Hastalığı ve Psikoloji’ adlı felsefi çalışma kitabında, hastanın nezdinde çocukluk dönemine gerilemesi ve nevroların açığa çıkmasına değinir. Foucault; çocuksu davranışın bir sığınak olduğundan bahseder ve ‘’Hasta geçmişle hesaplaşmayı çözüme kavuşturamazsa çocuksuluğun nevrotik doğasını açığa çıkaramaz ve bu doğayla ilişkili kurumların gerici özelliğine başvurur’’ der.

Psikopatoloji ve Cinsel Sapkınlık

Kevin’ın sahip olduğu kişiliklerden en tehlikelisi Dennis. Kaçırdığı kızlardan Maria (Jessica Sula)’nın kendisini gördüğünde eteğini çekiştirdiğini anlayınca kızın üzerine saldırır. Psikanalitik kuramın kurucusu Avusturyalı Nörolog Sigmund Freud, ‘Psikopatoloji’ adlı araştırma kitabında cinsel sapkınlık gösteren hastaların çocukluklarında dövüldüğünden bahseder. Tıpkı filmde gördüğümüz Kevin’ın çocukluğunda annesi tarafından azarlanması ve dövülmesi gibi. Freud şöyle devam eder; ‘’Dayak sonrası cinsel işlev kendini vaktinden önce bağımsızlaştırır ve saplantıya dönüşür.’’ Filmde eteğin çekiştirilmesi Kevin/Dennis’in beynindeki algı merkezini etkileyerek saldırmasına yol açıyor.

Sanatta Çoklu Kişilik Bozukluğu

Parçalanmış filminin alt yapısına girebilmek için öncelikle sinemada ve edebiyatta yararlanılan eserleri incelemek gerekir. 1960’ta Alfred Hitchcock’un kitaptan uyarladığı Sapık (Psycho) çoklu kişilik bozukluğunun işlendiği en ünlü korku filmi olarak sinema tarihine geçmiştir. İtalyan film yönetmeni Michelangelo Antonioni,1966 yılında Arjantin’in en büyük yazarlarından Julio Cortazar’ın kısa öyküsünden uyarladığı Cinayeti Gördüm (Blow-Up) farklı bir bilinçaltı hastalığının anlatıldığı yapımdır. Bu filmde bir fotoğrafçı bilinçaltında yarattığı cinayete tanık olur.

Fotoğrafını çektiği mankenlerin kendisine yüz vermemesi sonucu kendi bilinçaltında kadınlar yaratarak onlarla yaşaması ve eğlenmesi derin bir alt metinle anlatılır. 2000 yılında Jim Carrey’nin başrolünde oynadığı ‘Ben, Kendim ve Sevgilim’ (Me, Myself & Irene) filmi çoklu kişilik bozukluğuna verilecek önemli bir örnektir. Edebiyattan örnek vermek gerekirse en bilinen yapıt elbette İskoç yazar Robert Louis Stevenson’ın 1886’da kaleme aldığı ‘Dr Jekyll ve Mr Hyde (Strange Case of Dr Jekyll and Mr Hyde)’tır. Fakat İngiliz yazar Virginia Woolf 1928 yılında ‘Orlando’ isimli kitabıyla edebiyatta çığır açar. Bu eserdeki Orlando karakteri, 300 yılı aşan bir zaman diliminde erkek ve kadın cinsiyeti ve kişiliği arasında değişim gösterir. 1992 yılında Tilda Swinton’ın oynadığı fantastik/dram filminde de uyarlanmıştır.

Aynı Sinematik Evren

Film afişinde görülen çatlamış cam, M. Night Shyamalan’ın 2000 yılında çektiği Ölümsüz (Unbreakable) filminin orijinal afişine göndermedir. Ayrıca ‘Ölümsüz’ filminde yer alan oyuncu bu yapımda da sürpriz bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bu da; her iki filmin aynı sinematik evrende geçtiğinin kanıtıdır. Yani bir nevi Parçalanmış, Ölümsüz filminin devamı niteliğinde. Yönetmen M. Night Shyamalan bunu doğruladı ve 3. bir filmin yakın zamanda izleyicilerle buluşacağı mesajını verdi.

Parçalanmış/Split filmi gerilim, gizem ve korku severlerin kaçırmaması gereken bir yapım.

İyi Seyirler Dilerim

Efe TEKSOY