Gülmek ve şımarmak. Son dönemde yargılanan ve adeta infazı gecikmiş iki duygumuz. Gülmenin ve güldürmenin son dönemdeki en önemli aktörlerinden bir de twitter’da, Eyüp Sabri Esankal, nam-ı diğer Eyüp Sabri Bey. Eyüp Sabri Bey’in yaratıcısı ile bugün röportajımızın 2. bölümü küfür ve hayat üzerine. Gazeteport için.
Kutlu Esendemir ([email protected])
Küfür konusunda müthiş yaratıcısınız.
Genel olarak küfür eden bir adamım. Hep söylerim; küfür dilin cilasıdır. Yerinde edilen her küfür beni etkile. Maksat küfrün yerinde ve zamanında edilmesidir.
Ne gibi?
Küfür dışarıdan bakıldığında kötüdür aslında ağır ve sansürsüz kelimelerin buluşmasıdır. Kibarlıktan çok uzak bir davranıştır. Ancak bazen kibar olmak işe yaramıyor.
Mesela?
Örneğin kadınlar çok küfür etmek ister ama yapıları gereği içinden ederler. Karşısındakine dümdüz küfür etmek ister ama yapamaz. Bence küfür insanın asıl vermek istediği tepkidir.
Neden?
Çünkü o an yaşadıklarını ifade edebilen bir kelime ya da cümle yoktur. İşte küfür burada insanın imdadına yetişir. Kesin ve nettir dolaylı değildir. Karşındakine bir şeyi söylemek istediğinde sayfalar dolusu yazılar yazarsın; anlamaz ama küçük ve sevimli bir küfür, o sayfalar dolusu yazının anlatmak istediğini bir çırpıda anlatır. Karşındakine soğuk duş etkisi yaratır. Ve sen de o etkiyle linç etmeye başlarsın. (Gülümsüyor.)
Küfür bir ihtiyaç mı?
Küfür ihtiyaçtır ama küfürün de yeri ve zamanı olmalı. Ağzında sakız gibi sürekli küfür eden insan küfürbazdır, terbiyesizdir ama yeri ve zamanı geldiğinde taşı gediğine oturtur gibi küfür eden bir adam hazır cevaptır. İşte o zeki ve yaratıcı biridir. O beklemiştir sabretmiştir ve en sonunda da son noktayı koymuştur. O küfürün üzerine laf edilmez zaten. Alan alacağını almıştır. Yine söylüyorum; küfür dilin cilasıdır, küfrü bodoslama değil de, zarif bir şekilde etmek lazım. İşte o zaman küfür küfür oluyor.
Akrabalardan da nefret ediyor Eyüp Sabri Bey?
Akrabaların çıkar ilişkilerinden, dedikodularından, kıskançlıklarından nefret ediyor ve bu nedenle de sevmiyor onları. Aslında birçok kişi akrabalarını sevmez çünkü hepsinin başında aynı dert vardır. Neymiş efendim; akraba ilişkileri çok önemliymiş. Valla… Eyüp Sabri için önemli değil. Kuyusunu kazan, kıskanan, dedikodusunu yapan akrabalar olmayıversin. Bu onun hayatında hiçbir eksiklik yaratmaz ve yaratmıyor da.
Nedir onlarla alıp veremediği?
Eyüp Sabri akrabalarına küfür ettikçe, onların haysiyetsizliği hakkında yazdıkça, takipçileri de kendilerinden bir şeyler buluyor. “Evet” diyor, “Benim dayım da böyle” ya da, “Benim amcam da yavşak.” İşte burada da Eyüp Sabri akrabasından nefret edenlerin sesi oluyor. (Gülümsüyor.) Senelerce söylemediklerini bir tweet’te özetliyor ve duygular açığa çıkıyor.
Trollüğün bir felsefesi, ideolojisi, bir misyonu var mı?
Bence trollerin çizgisi olmamalı. Bir trol her şeyi trolleyebilmeli. Eğer kendini çok kısıtlarsa zaten o trol değildir, sıradan bir kişidir. Mümkün olabildiğince yarattığı karakterin diliyle konuşabilmeli, gerçek hayatındaki duygularını arkada bırakabilmeli. Bir trol olayları değerlendirirken hiç bilinmeyen ve kimsenin aklına gelmeyen tarafıyla değerlendirmeli ve en önemlisi cesur olabilmeli.
Başka?
Trol de olsa sonuna kadar dediğinin arkasında durabilmeli. Eğer o konu onun için hassas ise yazmamalı. Yani trol her şey hakkında yorum yapacak diye bir kural yok bence. Eyüp Sabri’nin en çok dikkat ettiği şey çocuklar. Kesinlikle çocuklarla ilgili olayları trollemez ve bir de Atatürk hayranlığı var. Bunun dışında çok fazla kısıtlamıyor kendini.
Birini trollerken kurbanı neye göre seçiyorsunuz?
Aslında özel bir kriter yok. Hangi görüşten olursa olsun herkes trollenebilir. Buradaki asıl durum şu: Yazılan her şeye sazan gibi atlayan bir adam trollenmeyi hak etmiştir. Çünkü o gerisine ya da ilerisine bakmaz. Gözü kördür. “Bu adam böyle bir şey yazmış ama kimdir, necidir girip bir profiline bakayım” demez işte. Böyleleri trollenir. Bence burada trolleyen değil trollenen suçludur. Ben ortaya sahte bir yem atarım. Akıllı olsunlar, yemesinler. (Gülümsüyor.)
Troller yalnızca bireysel kişiler mi? Kurumsal troller var mı?
Bence bireyseller. Herhangi birinin resmini profil fotoğrafı yapıp, anlamsız şeyler yazmak trollük değil. Ama bir de şu var ki; senelerden beri hepimizi trolleyenler, gözümüzün içine baka baka bizimle dalga geçenler var. (Gülümsüyor.)
Ak trollerin ciddi bir organizasyon olduğunu düşünüyor musunuz?
Onlar ciddi bir organizasyon bence. Çok kalabalıklar ve birlikte hareket ediyorlar. Çok iyi ve çok hızlı bir şekilde kanalize oluyorlar ve kendi taraflarında amaçlarını gerçekleştirebiliyorlar.
Bir zeka parıltıları var mı?
Çok zeki değiller ve küçük küçük gruplar tarafından yönetildiklerini düşünüyorum. Aslında onları trol olarak görmüyorum.
Neden?
Çünkü yazdıklarına kendileri de inanıyorlar. Zaten bir görüşe körü körüne kayıtsız şartsız bağlı olan bir insan trol olamaz. Ancak planlı programlı hareket ettikleri için ve aynı dili konuştukları için amaçlarına ulaşabiliyorlar. O gruplara inanan kitleler kayıtsız şartsız onların yazdıklarını doğru olarak kabul ediyorlar. Hatta bazıları var ki; onların işinin sadece twitter ya da diğer platformlarda yazmak olduğunu düşünüyorum.
Biraz açarsanız.
Düzenli bir işleri yok sanırım. Tek işleri trollük yapmak, tabii ne kadar trol denilebilirse. Örneğin adamın biri çıktı dedi ki; “ 2+2=4’dür.” Bunlar çıkıyor, “Hayır! 5 eder” diyor ve onlara inanan kitleler de kayıtsız şartsız kabul ediyor. Bunların amacı kendi kitlelerinin onlara olan düşüncelerini hep pozitif tutmak.
Trollerin seçtiği PP’ler kendileri ile ilgili ipucu verir mi yoksa yanıltıcı mıdır?
Yanıltıcıdır. Örneğin adam “Scarface” filmindeki Tony Monta’nın resmini pp yapmış. Ama özünde tam bir gerizekalı. Ya da tarihin önemli figürlerinden biri olan Malcolm X’in resmini pp yapmış ama yazdıklarına bakıyorsun; en ufak bir zeka pırıltısı yok. Pp’ler çok yanıltıcı olabiliyor. Bu sebeple, “Neler yazmış bu adam?” diye bakmak lazım. (Gülümsüyor.)
Pp’nizdeki Yuri Andropov sağ olsa ve karşılaşsanız onun ve sizin tepkiniz ne olurdu acaba?
Yuri Andropov’un tipi bizden biri gibi. Sanki üst komşumuz Rıfat Amca gibi bir adam. Seviyorum bu tipi. Karşılaşsaydık ne olurdu; hiçbir fikrim yok ama herhalde Eyüp Sabri’yi resmini kullanıp saçmaladığından dolayı döverdi. Eyüp Sabri ise, “Bu adam benim aslında. Sen değilsin” diye adamı ikna etmeye çalışırdı. (Gülümsüyor.)
En unutamadığınız trollemeniz hangisi?
Aslında birden çok oldu ama hepsinde de çok eğlendim. Ama Rihanna’nın askeri yeşili bir üniformaya benzer bir elbise giydiği fotoğraf vardı. O fotoğrafa, “Abdullah Öcalan’ın kızı Rojin Hanna Öcalan dün gece gizlice İmralı’ya geldi” diye bir tivitim vardı. Birçok insan inanmıştı. “Yok canım! Bu da yapmaz” denilebilecek birçok kişi inanıp rt etmişti. Orada zeka düzeyimizi anlamıştım. (Gülüyor.) Bir de PP’mi türbanlı yapmıştım ve, “28 Şubat zulmünü protesto etmek için kapandım” demiştim. Birçok insan yine inanmıştı. Aslında her gün trollüyoruz. (Gülümsüyor.)