PEDER VALENTINE’DEN MEKTUP VAR!
Ben, 3. yüzyılda Roma İmparatoru Marcus Aurelius Claudius Augustus Gothicus’un (MS 213/214 – 270) döneminde yaşayan bir Hıristiyan papazıyım. İmparatoruma, II. Claudius (Claudius, Latince “aksak/topal” anlamına gelir), derler kısaca. Size şimdi, “14 Şubat Sevgililer Günü”nün nasıl ve nereden kaynaklandığını anlatacağım. Açın kulağınızı ve iyi dinleyin; birinci ağızdan, kaynağından öğreneceksiniz!
Claudius II, başımızda olduğu zaman zarfında –hangi akla hizmetse– askerlerin nişanlanmalarına ve evlenmelerine yasak getirmişti. Takdir edersiniz ki bu durumda askere adam bulmak bir hayli zorlaşıyordu. Ülkemi düşündüğüm için –ölümü göze alarak– askerleri gizlice sevgilileriyle birleştirmeye karar verdim. Bu yaptığım insanlık görevi (hem vatanım hem de çiftlerin muhabbeti için) ortaya çıktığında da tahmin edeceğiniz gibi ölüm kararım verildi. Kiminiz yakılarak, kiminiz başımın kesilmesi suretiyle ve kiminiz de sopa ile dövülerek öldürüldüğümü duydunuz. Bu işin tek doğrusu vardır ve bunu da en iyi bilen benim; ama konumuz bu olmadığı için bu tarihi hakikati kendime saklayacağım: affedin bu faniyi!
Neden 14 Şubat?
Nerede kalmıştık?… Hah, hatırladım: Prosedür gereği, infazımdan evvel bir süre hapse attılar beni. Bu davaya başımı koyduğum için (siz şimdi, “Anlaşıldı, başı kesilerek infaz edildi!” diye düşünüyorsunuz: düşünün düşünün!) hapishanede de rahat durmadım. Yüce Tanrı’nın bize bahşettiği en büyük güzellik olan sevgi ve birliktelik adına, kalbime set vurmadım ve gardiyanın güzel kızıyla seviyeli bir birliktelik kurdum. (Yanlış anlamayın hemen: hapishane orası garsoniyer değil!) İnfaz edilmeden evvel de bu gönül dostuma -üzerine “Senin Valentinin” yazıp– sevgiyi ve aşkı anlatan bir mektup bıraktım. Tarih: 14 Şubat 269
Atalarımın yanına gönderilmemden tamı tamına 1571 sene sonra (1840), kurnaz bir Amerikalı olan Ester A. Howland’ın ilk “St. Valentine’s Day” kartını bastırıp bunu bir sanayi haline dönüştürdüğü haberi geldi bizim tarafa! Pek sevindim, inanın… Düşünsenize, ismim dünya döndükçe sevenlerle beraber anılacak: az şey mi! Sizin memlekete de –Amerika üzerinden aşırarak– Hıncal Uluç nam bir gazetecinin tanıttığı söyleniyor bu ismimle anılan günü (gönül adamıymış sağ olsun)… Gerçi Türk diyarında, alışveriş hovardalığı yapıyor, diye karşı çıkanlarınız da yok değilmiş hani!… (Duymayayım bir daha!)
Netice Olarak…
MS 496 senesinde, ileriyi gören bir Papa olan Gelasius tarafından “Aziz” ilan edildim ve bu karardan sonra, bir nebze olsun kemiklerimin sızısı geçti, diyebilirim. Ne de olsa bir çeşit “aklama”dır bu.
Aman sevenler, siz yakınlarınızın kıymetini öyle senelerce bekleyip de teslim etmeyin; hiç vakit yitirmeden, hemen şimdi bir kırmızı gül alıp gönül dostunuzun penceresinden atıverin!…
Tanrı sizi sevecektir, merak etmeyin!
.*.
Hoş kalın!…