Kocaeli’nin Körfez ilçesindeki pistte, 2008 yılında sıralama turları sırasında kaza geçiren ve o günden bu yana bitkisel hayatta olan motosikletçi Aydın Erkan‘ın ailesi, Türkiye Motosiklet Federasyonu’na açtıkları davayı kazandı. İki çocuk babası Aydın Erkan 9 yıldır bitkisel hayatta.
Aydın Erkan’ın kardeşi Aylin Usta yaşadıklarını Twitter hesabından şöyle anlattı:
-İzninizle bir şey anlatmak istiyorum çünkü çok tuhaf hissediyorum. Uzun olacak, kusura bakmayın.
-Abim, 2008 yılında körfez pistinde yapılan motosiklet yarışlarında yaptığı kaza sonucu beyin kanaması geçirdi.
-Uzun süre komada kaldı ve halen de bu sebeple bitkisel hayatta. 9 yıldır yani. Bitkisel hayatta.
-Düştüğü yer taş toprak. Kaza bu:
-Yıllardır bu videoyu izleyip izleyip helak oluyorum. Çıkmayacaktı o yarışa, öyle demişti, pistin bok gibi olduğunu söylüyordu.
-Ama motorcular bilir, bu işin tüm tehlikesine rağmen garip bir bağımlılığı var. Son anda öğrendim, gitme dedim, bu son dedi.
“BU SON DEDİ VE GİTTİ”
-Abimden 3 ay önce pistin aynı yerinde Sinan Sofuoğlu kaza yapmıştı. Çamurun içinden çıkardılar Sinan abiyi. Hastaneye yetişemeden öldü.
-Pist çok sorunluydu, asfaltta yamalar vardı, yarışçı düştüğünde güvenle durmasını sağlayacak kum havuzları lastik bariyerler vs yoktu.
-Bu yüzden pist kapatılmış, federasyona yüklü miktarda para aktarılmış ve gerekli düzeltmeler yapılması istenmişti. Bilin bakalım n’oldu?
-Göstermelik iki kamyon kum döktüler sağa sola. Sonra yine pisti açtılar ve yapılacak ilk yarışın sıralama turlarında düştü abim.
-Sonrası bizim için can havli. Aylarca yoğun bakım ünitesinin kapısında ondan en ufak bir iyi haber alabilmek için bekledik.
-Doktorlar hep ölür dediler. Ölmedi abim. İyi olmadı ama ölmedi de işte, direndi ve bize bir gün düzeleceğine dair umut vermeye devam etti.
“DOKTORLAR ÖLÜR DEDİLER, ÖLMEDİ ABİM”
-Başta gelen gidenler oldu ama hızla herkesin ayağı kesildi. Herkes vazgeçti ondan. Bana en dokunan yeri de hep bu kısmı oldu.
-Onu ne kadar özlediğimden, onun ağzından bir kez daha adımı duyabilmek için nelerden vazgeçebileceğimden filan bahsetmeyeceğim.
-İşin bu kısmı anlatarak tarif edilecek şeyler değil. Yazık ki anlatınca hafifleyecek şeyler de değil.
-Başından beri bunun sonuçlarının bu kadar ağır olmasının pist kusurundan kaynaklandığını biliyordum.
-Motor yarışlarında düşmek her zaman ihtimal dahilindedir elbette. Ancak pistin tüm hesaplamalar yapılarak güvenli hale getirilmesi gerekir.
“ŞAMPİYONDU BENİM ABİM”
-Abim çocukluğundan beri motor kullanan, bir sürü motorcu yetiştiren, bu spora yıllarını vermiş iyi bir yarışçıydı. Şampiyondu benim abim.
-Dava açmaya yeltendikçe bir yere varamazsın deyip durdurdular beni hep. Durdum başta, dedim ki abim iyileşsin o zaten ne yapacağını bilir.
-Ama zaman geçip o iyileşmeyince, iyileşmeyeceği doktor raporlarıyla belgelenince, bir yere varamayacak olsam da çocukları için açtım davayı.
-Dava 7 yıl sürdü. Bu arada 29 duruşma gerçekleşti, 5 hakim değişti, emsal bir dava olmadığı için karar vermekten sürekli kaçındılar.
“7 YIL SÜREN DAVA”
-Bu 7 yılda defalarca abimin bitkisel hayatta olduğunu ispatlamamı istediler. Rapor aldım yenisi dediler, yine aldım daha yenisi dediler.
-Her seferinde ambulansla ve dört kişinin yardımıyla sedyeye koyulabilen abimle hastanenin o kapısı senin bu kapısı benim dolaştık.
-Her doktora tekrar tekrar ayrı ayrı durumu anlatmak, hasta yakınlarının sorularına maruz kalmak, abimi görünce korkup ağlayan çocuklar
-Bin tane bok püsür. Hatırlamak istemediğim bir sürü şey. Her haliyle çok çok zor günler.
-Dün Türkiye Motosiklet Federasyonuna karşı açtığım davanın karar duruşması vardı. Ve sonuç: Kazandık.
-Kazandık. Yani abimin pist hatası yüzünden bu hale geldiği hukuksal olarak kabul edildi. Sevinmem gerekir belki ama taş gibi oldum.
-Yani onların yüzünden abim bu hale geldi. Kazandık dediklerinde abimin birden eski günlere dönmesini bekliyordum herhalde.
-Çünkü adalet ancak böyle sağlanabilir. Bana abimi geri verirlerse.
-Yine de en azından onun hakkını aradığım, çocuklarının geleceği için bir şey yaptığım için acılı bir mutluluk duyuyorum.
-Dün gece elini tutup kulağına tüm bu olanları fısıldadım. Belki biraz iyi hissetmiştir, belki içinden bir oh demiştir.
-Sırtıma pıt pıt vurarak sarılmışsınız gibi hissediyorum. Çok teşekkür ederim.
İzninizle bir şey anlatmak istiyorum çünkü çok tuhaf hissediyorum. Uzun olacak, kusura bakmayın.
— Aylin Usta (@AylinBalboa) 16 Şubat 2017