Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Twitter’den ortalığı karıştıran Saray Sözcüsü İbrahim Kalın paylaşımının yankıları sürüyor. Melih Gökçek’in Melih Gökçek’in paylaşımı hem İbrahim Kalın için Stratfor iddialarını hatırlattı hem de Melih Gökçek’in AKP kuruluş yıllarında ABD’de yaptığı ılımlı İslam modelinin liderliği kulislerini hatırlattı. Melih Gökçek İbrahim Kalın Tweet’ini Bülent Arınç’la yaşadığı sert bir polemik ertesinde attı. Bülent Arınç polemiğinde Gökçek’e açıktan ne Saray ne de AKP’den açık bir destek geldi.
2012 yılında Wikileaks, ele geçirdiği Amerikan özel istihbarat kuruluşu Stratfor belgelerini yayımlamıştı. CIA’nin gölge sivil toplum kuruluşu olarak gösterilen Stratfor’da İbrahim Kalın İçin neler söylenmiş ve İbrahim Kalın ne demişti onu görelim;
“Büyük Kaynak”
Belgelerde dönemin Başbakan Danışmanı İbrahim Kalın’ın Stratfor’la kurduğu yakın ilişki dikkati çekiyordu . Stratfor yöneticileri Türkiye’ye geldiklerinde İbrahim Kalın onlara araç temin ediyor. Stratfor Başkanı Friedman, İbralim Kalın için “Bu adam büyük bir kaynak… Bu adamla kurduğum ilişki ve yaptığım görüşme kesinlikle gizli kalmalıdır” diye söz ediliyordu. İbrahim Kalın, Stratfor’un Türkiye’de yayımlanmasını istediği konularda aracılık ediyor. Örneğin 7 Eylül 2010 tarihinde Friedman’a gönderdiği e-postada şöyle diyor: “George ve Kamran, bazı medya kuruluşlarına Stratfor’un Türkiye ve Balkanlar hakkındaki raporunu haber yapmalarını söyledim ve ürettikleri haberlerin linklerini aşağıda gönderiyorum. İbrahim.”
“Gülen ile Aranızı İyi Tutun”
Stratfor maillerinden olduğu iddia edilen bir başka belgede Stratfor Direktörü George Friedman’ın Kalın’a “Gülen Hareketi ile aramızı düzeltmemize yardım et” çağrısı yaptığı ve 48 saat sonra olumlu cevap aldığı belirtiliyordu.
“Asılsız ve Gerçekdışı”
İbrahim Kalın Straffort belgeleri haberlerini tekzip etmiş ve şunları söylemişti;
“Taraf Gazetesi’nin 7 Mart 2012 tarihli nüshasında şahsımla ilgili yapılan haber, yorum ve değerlendirmeler tamamen asılsız, gerçekdışı ve uydurmadır. Stratfor adlı kuruluşa dayandırılan haberler ve bu haberlerin veriliş biçimi, gazeteciliğin temel mesleki ve ahlaki ilkelerinden yoksundur. Taraf Gazetesi’nin 4’üncü sayfasında yer alan haber ve Ahmet Altan’ın 11’inci sayfada yer alan “Neler Var” başlıklı köşe yazısında, Stratfor kaynak gösterilerek söylenti, dedikodu ve muhayyel senaryolar, gerçek haber gibi verilmekte ve bu çarpıtmalardan hareketle asılsız iddialarda bulunulmaktadır. Bu iddiaların habere konu yapılması sırasında şahsımızla görüşülmemiş, bilgimize başvurulmamış, adeta yargısız infaz ve kasıtlı karalama yapılmıştır.”
Melih Gökçek bu Amerika derin ilişkilerini anlatan linki Tweetlerken kendi Amerikan geçmişini de tartışmaya açtı. Gazeteci Mustafa Hoş’un Bigboss kitabında BOP eş başkanlığı arayışında adaylardan birisinin de Melih Gökçek olduğunu anlatmıştı. Kitaptaki o bölüm şöyle;
“BOP’un eş başkan adaylığına en çok yeşillenen bir isim aradan sıyrılmaya çalışıyordu. O isim Melih Gökçek’ti. RP içinde başlayıp sonra da FP içinde iyice şekillenen yeniliklçi-gelenekçi ayrışmasında yenilikçi tarafa meyletti Gökçek. Önündeki isimler artık sadece 2 taneydi. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül.
Gökçek, şark kurnazlığında en önde koşan siyasetçilerden biriydi. Ama sadece şark kurnazlığı. Erbakan’a karşı tavır geliştirme ikileminin yaşandığı bir dönemde Ankara il kongresinde Erbakan’ın adayının karşısına isim çıkardı ve kazandı. Bu Gökçek’i daha da cesaretlendirdi. Ve BOP’un eş başkanlığı için ABD’nin yolunu tuttu .Yıl 2001. Erdoğan’ın siyasi yasağını da göz önüne alan Melih Gökçek Yahudi lobi kuruluşları ile temaslarda bulundu. Zaten ABD’ye girmeden Büyükelçi Robert Pearson’la uzun uzun konuşmuş yol yordam ve akıl danışmıştı. Gökçek’in bilinir en önemli teması Washington Enstitüsü Başkanı Alan Makovsky oldu. Özal’dan sonra 4 eğilimi kendisinin birleştireceğini FP çizgisinde 3 büyük kentte (İstanbul/İzmir/Ankara) üst üste belediye başkanı seçilen tek isim olduğunu, son seçimde FP yüzde 17 oyl alırken kendisinin oyunun yüzde 34 olduğunu ve her partiden oy aldığını anlattı da anlattı.. ama bir şeyi ıskalıyordu Gökçek ABD kendi gibi şark kurnazı çok kişiyi ‘Yeşil Kuşak’ projesinde tanımıştı. Şimdi BOP için ‘iyi oyuncu’ zamanıydı. Ve Melih Gökçek mahzun bir şekilde döndü ABD’den. O mahzunlukta rotayı da bir ara kaybetti. Merkez sağda yeni bir parti kurmaya çalıştı. Mehmet Ağar DP falan derken baktı durum kötüye gidiyor hemen Erdoğan’ın arkasında soluğu aldı. Ne de olsa bu topraklarda hala geçerli akçeydi Şark kurnazlığı..
16 Nisan 2001 tarihli Hürriyet haberinde ise ilginç ve bugünlere referans olan bilgiler vardı. “Özal’ın Devamı Benim” başlıklı haberde şöyle deniliyordu;
“Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, ‘Metro incelemesi’ için gittiği Washington’daki temasları ve Amerika’daki en güçlü Musevi lobisi ‘Yakın Doğu Araştırmalar Enstitüsü’nde yaptığı konuşma, partisi FP’yi karıştırdı. Gökçek, Amerika’nın önde gelen Türkiye uzmanlarından Alan Makovsky’nin yönettiği oturumda yaptığı konuşmada, ‘FP’nin kapatılma olasılığının yüksek olduğunu’ belirtirken, ‘‘Turgut Özal’ın devamı benim’’ diyerek, kuracağı partiye destek aradı. Hürriyet’e ulaşan bilgilere göre, Gökçek bir danışmanıyla birlikte bir hafta önce gittiği Washington’da ‘kapatılma olasılığına karşılık FP sonrası gelişmelere’ ilişkin temaslarda bulundu. Gökçek, ‘Yakın Doğu Araştırmalar Enstitüsü’nde basına kapalı yaptığı konuşmada FP’yi masaya yatırdı. ‘FP’nin, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılma olasılığının yüksek olduğunu’ belirten Gökçek, parti kurma hazırlığından söz etti. Gökçek, kuracağı partide Recep Tayyip Erdoğan’ın da ‘rol alabileceğini’ ima etti. Gökçek’in, ‘‘Özal’ın devamı benim’’ diyerek, kuracağı parti için destek aradığı da öne sürüldü.
RANDEVU VERMEDİLER
Programının önemli bölümünü Washington’daki Türk Büyükelçiliği’nin bilgisi dışında gerçekleştirdiği de öne sürülen Gökçek’in, Amerikan yönetiminden ise randevu alamadığı iddia edildi. FP yönetimi ise Gökçek’in bu temas ve açıklamalarından rahatsız oldu. FP’den üst düzey bir yetkili, Gökçek’ten önce de Gül’ün Washington’a gittiğini, iki çocuğu ABD’de eğitim gören Erdoğan’ın da yakında Washington’a gitmeye hazırlandığını belirterek, şöyle dedi: ‘‘Gökçek yeni gitti. Erdoğan ve Gül ise daha önce bir çok kez gittiler. Erdoğan’ın yakında yine gideceği söyleniyor. Öyle görülüyor ki, Türkiye’de bu işlerin nasıl yürüdüğünü iyi öğrenmişler. Zaten bütün bu gezilerin amacı bu, Amerika’dan icazet almaya çalışıyorlar.’’