02 Temmuz 2024 Salı
Ana sayfa » Mimar Sinan’a Arkadaş Kıyağı (!)
Mimar Sinan’a Arkadaş Kıyağı (!)

Mimar Sinan’a Arkadaş Kıyağı (!)

AYASOFYA MI SELİMİYE Mİ?

KUBBE GENİŞLİKLERİ MUAMMASI?!

Bu hafta sizi, araştırılması gereken/kafamı kurcalayan bir konuya/meseleye davet etmek isterim: Ulu mimarımız Koca Sinan, Ayasofya’nın kubbesini acaba neden -o büyük mabetten yüzyıllar sonra verdiği eserlerde dahi- çap olarak geç(e)memiştir?

Nakkaş Sâî Çelebi, Tezkiretü’l-Bünyan” ve “Tezkiretü’l-Ebniye’de (Yapılar Kitabı), arkadaşı Koca Sinan’ın ağzından (ilk “nehir söyleşi” bu olabilir mi acaba!) şunları aktarıp Ayasofya ve Selimiye’nin kubbe çaplarını kıyaslamaktadır:

“Bütün dünya halkının ‘Olabilirlik ölçülerinin dışındadır’ demelerinin bir nedeni şudur: Ayasofya kubbesi gibi büyük bir kubbe İslam Devleti’nde yapılmamıştır diye, kâfirlerin mimar geçinenleri, ‘Müslümanlara karşı galebemiz vardır’ derlerdi. Yanlış görüşlerince, o kadar büyük bir kubbeyi durdurmak son derece zordur. ‘Benzerini yapmak mümkün olsa yaparlardı’ dedikleri, bu zavallının yüreğinde bir ukde olup kalmıştı. Sözü edilen cami binasında çalışıp çabalayarak, ihsan sahibi Allah’ın yardımıyla, Sultan Selim Han’ın zamanında kudret gösterip bu yüce kubbeyi Ayasofya kubbesinden altı zira daha yüksek ve çevresini dört zira daha geniş yaptım.”

İstese Yapardı
Bu kıyaslamadan da anlaşılacağı üzere, Mimar Sinan -ya da onun adına Sâî Çelebi- bu işi onur meselesi yapmış gözükmektedir. Ancak aşağıda da aktarılacaktır ki Ayasofya’nın kubbesi Selimiye’den çap olarak daha geniştir! (Acaba, Mimar Sinan, ne sebeple Selimiye’nin kubbesinin -öyle olmadığı halde- Ayasofya’dan çap olarak daha geniş olduğunu söylemiştir?)

Hocaların hocası Prof. Dr. Doğan Kuban’ın Sinan’ın Sanatı ve Selimiye isimli eserindeki değerlendirmesi, bu konu için oldukça açıklayıcıdır; ama, evvela kubbe çaplarının mukayesesini verelim: “Ayasofya’nın kubbesi çeşitli dönemlerde yapılan onarımlar yüzünden tam yuvarlak olmaktan çıkmıştır. 1990-93 yılları arasında yapılan lazerli okumalarda Ayasofya kubbesinin çapı, kuzey-güney ekseni üstünde duvardan duvara 34,709 metre (galeri kornişleri arasında 31,805 metre) ve doğu-batı ekseninde 33,092 metre (galeri kornişleri arasında 30,855 metre) olarak saptanmıştır. Selimiye’de Prof. Dr. Doğan Kuban’ın teodolitle yaptığı ölçümlerde, kubbe genişliği kuzey-güney aksında 31,7 metre, doğu-batı aksında 31,2 metre olarak saptanmıştır. Buna karşın Selimiye kubbesi, yarım küre profiliyle daha basık profilli Ayasofya kubbesinden 20-30 cm daha yüksektir. Buna karşılık kubbenin yerden yüksekliği Ayasofya’da çok daha fazladır. Camilerin yerden kubbe yükseklikleri Ayasofya da 55,60 metre, Selimiye de 42,25 metredir.”

Son Söz Kuban’ın
“Sinan’ın Ayasofya kubbesinin çapını ya da çevresini doğru ölçmemiş olması olanaksızdır. Gerçekten Ayasofya kubbesinden daha büyük bir kubbe yapmak isteseydi, bunu gerçekleştirmemesi için, statik ya da yapı tekniği açısından bir neden yoktu. Kanımca, Sinan Ayasofya büyüklüğünde bir kubbe tasarlamış fakat bir yarış içine girmemiştir. Bu boyutları ve anlatımı Sâî Çelebi eklemiş olmalıdır.”

İsterseniz, gelin biz buna -amiyane tabirle- arkadaş kıyağı (!) diyelim.

Hoş kalın!…
Mini pusula: Sâî Mustafa Çelebi tarafından kaleme alınan Tezkiretü’l-Bünyan, Tezkiretü’l-Ebniye ve Tuhfetü’l Mimarin isimli yazmalar, Aptullah Kuran tarafından 1987 yılında yayımlanmıştır.