Yönetmen Ceyda Torun, İstanbul’u tur defterlerinden ve gazete manşetlerinden farklı bir şekilde göstermek istiyordu. Ve bunu ‘Kedi’ belgeseli yaptı. Kedi !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nde gösterilecek..
Hürriyet’ten İpek İzci Ceyda torun ile röportaj yaptı. O röportajdan bir bölüm.
Neden kedi belgeseli çektiniz?
-Çocukluğumda Boncuk diye bir kedim vardı. Altı sene içinde 23 çocuğu oldu, hepsine baktım. Kedinin sizi seçme tarafı var, bir bireysellik var. Sizinle vakit geçirirse sizinle vakit geçirmek istediği içindir. Bir odada on kişisinizdir, kedi gelir bir kişiye gider. Hayatlarının içine alıyorlar gibi geliyor. Herhalde o yüzden kedi.
Burada şehrin yerlisi mi kediler?
-Aynen. Hatta şehri bizden daha iyi tanıyorlar. Bizim giremediğimiz yerlere girip çıkıyor, şehri göremediğimiz açılardan görüyorlar. En son ne zaman yerden 30 santim yukarıdan bu şehri gördünüz?
Kente bir kedinin gözünden bakmayı öğrendiniz mi peki?
-Bir derece. Çünkü onların gidebildiği ama benim gidemediğim çok yer oldu. İstanbul’un gerçek gizemini onların bizden çok daha iyi anladığına eminim.
İstanbul’da kedi olmak neye benziyor sizce?
-Hindistan’da inek olmak gibi. Tabii ki o kadar tapıldıklarını düşünmüyorum ama İstanbul’da kedi olmak İstanbul’u yaşanması gerektiği gibi yaşamak demek. Sahilde saatlerce kayığı seyrediyorlar. Tam bir keyif.