Yönetmenliğini Deney/Das Experiment ve Çöküş/Der Untergang filmleriyle başarılı bir çıkış yapan Alman asıllı Oliver Hirschbiege üstlenirken, senaryosu Leonie-Claire ve Fred Breinersdorfer kardeşlere ait. Biyografi, dram ve savaş türünde ki film gerçek olaylara ve kişilere dayanıyor.

13 Dakika Önce

Faşizme, Adolf Hitler’in Yahudilere olan nefretine ve Gestapo’nun işkencelerine maruz kalan insanların acılarına tanık oluyoruz. Nazi askerlerinin Polonya’yı işgalinden iki ay sonra 8 Kasım 1939 günü,  Hilter, Münih’te Bürgerbraukeller salonunda konuşma yapacaktır. Nazi karşıtı marangoz Johann Georg Elser, bu haberi alınca suikast girişiminde bulunmak için plan hazırlar ve konuşmanın yapılacağı salona bomba düzeneği kurar. Hitler, konuşmasını kısa tutar ve beklenenden 13 dakika erken ayrılınca suikast girişimi başarısızlığa uğrar. Yönetmen Hirschbiege, geçmişe gidiş gelişlerle ana karakterin gözünden hayat hikayesini, suikast girişiminin arka planını farkı bir teknikle izleyiciye sunuyor.

Bunlar da mı insan?

Marangoz Elser’in suikast girişimini tek başına planladığına inanmayan SS subayların, acımasızca işkenceler yaptığı sahneler bana Yahudi asıllı İtalyan yazar Primo Levi’yi hatırlattı. Levi, 24 yaşında Polonya’da bulunan Nazi dehşetinin sembolü Auschwitz-Birkenau (Nazi toplama ve imha kampı)’ya gönderilen 650 kişi içinden hayatta kalmayı başaran 24 kişiden birisidir. Yazar, ‘’Bunlar da mı insan’’ adlı eserinde onlarca eziyete karşın kampta ki yaşam savaşını ve çektiği işkenceleri anlatır. Ayrıca; Elser karakterinin hücresinde çizilmiş pencere resimleriyse bana; 2007 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Britanyalı yazar Doriss Lessing’in ‘’Hayatta Kalma Güncesi’’ kitabında ana karakterin umutsuzlukla dolu/ tükenmiş olan bir dünyada kendisine kaçış yolu olarak pencereden bakıp hayaller kurmasını çağrıştırdı.

İyi Seyirler Dilerim

Efe TEKSOY