Küba Devlet Başkanı Raul Castro, devlet televizyonundan yaptığı açıklamada abisi Fidel Castro’nun yaşamını yitirdiğini açıkladı. Duygulu konuşmasının sonunda Küba Devrimi’nin sloganı olan “Her zaman zafere doğru” diyen Raul Castro, Fidel Castro’nun naaşının kendi isteği üzerine yakılacağını ve naaşın krematoryuma gönderileceğini duyurdu.
Castro’nun cenaze töreni 4 Aralık’ta yapılacak.
Ölümüne kadar emperyalizme kafa tutan devrimci Fidel Castro’nun hayatından bazı kesitler şöyle;
Fidel Castro 13 Ağustos 1926’da doğdu.
Havana Üniversitesi’nde hukuk eğitimi gördü ve 1950 yılında doktorasını kazandı.
Üniversite yıllarında sol ve anti-emperyalist politikaları benimsedi ve öğrenci mücadeleleri içinde yer aldı.
1947 yılında, sosyal adalet, temiz yönetim, siyasi özgürlükler gibi politikaları savunan Sosyalist Parti’ye (Partido Ortodoxo) katıldı.
1952yılında yapılacak seçimlerde adaylığını koymayı düşünüyordu ancak hükümet General Fulgencio Batista tarafından devrildi, seçimler iptal edildi.
Batista’ya şiddetle karşı olan Fidel Castro, yönetimi değiştirmek amacıyla birkaç kez hukuk yoluna başvurdu, fakat bunlardan bir sonuç alamayınca her şeye sırtını dönerek, kendisini Batista’nın kanlı ve yolsuz rejimini devirmeye adadı.
“Hareket” adında bir örgüt kuran Castro kardeşi Raul ile birlikte, Batista diktatörlüğünü devirmek amacıyla, 1953 yılında Santiago de Cuba kenti dışındaki Moncada askeri kışlasına saldırı düzenledi.
Amaçları, o bölgedeki yoksul şeker kamışı işçileri arasında isyan teşvik etmek ve bunu daha sonra ülkenin diğer bölgelerine yaymaktı.
İspanyol sömürgeciliğine karşı bağımsızlığın lideri olan Jose Marti’yi kendilerine örnek alıyorlardı.
Fakat, askeri kışla saldırısı başarısızlıkla sonuçlandı ve arkadaşlarıyla birlikte yakalanıp yargılanan Castro 15 yıl hapse mahkum oldu.
Cezaevinde, adını Moncada kışlası saldırısının tarihinden alan, 26 Temmuz Hareketi’ni kurdu ve dışarısı ile sürekli temas halinde bu örgütü inşa etmeye başladı.
Fidel, kardeşi Raul ve 25 arkadaşı ile birlikte 1955’te çıkarılan aftan yararlanarak salıverilmesinin ardından, Küba’daki baskıların yoğunlaşması nedeniyle Meksika’ya gitti.
Meksika’da Che ile tanıştı
Meksika’da o dönem genç bir devrimci olan Ernesto “Che” Guevara ile tanıştı.
Castro, Kasım 1956’da yalnızca 12 kişi taşımak için tasarlanmış olan bir botun içinde silahlı 81 yoldaşıyla birlikte Küba’ya geri döndü.
Ve tarihin en başarılı gerilla savaşını başlatmak üzere Küba’nın dağlarına çıktılar.
İki yıldan kısa süre içinde de zafer kazanarak, Batista’nın ülkeyi terk etmesine yol açtılar.
Şubat 1959’da Fidel Castro Küba’nın yeni başbakanı olduktan sonra, Marksist-Leninist bir programı kabul etti.
Kamulaştırma başladı, ABD’den ambargo geldi
Castro hükümetinin ülkedeki ABD’lilerin mülklerini kamulaştırmaya başlaması ardından, ABD ile ilişkiler daha da kötü bir seyir izledi.
1960’da Küba’ya yönelik ekonomik ambargolar uygulamaya konuldu.
Nisan 1961’de Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA), Kübalı mültecilerin ülkeyi işgal etmesini teşvik etti; ancak tarihe Domuzlar Körfezi olarak geçen bu olay, ABD için bir fiyaskoyla sonuçlandı.
CIA’in ardı arkası gelmez suikast girişimlerive darbe planları devam etti. Ama amaçlarına ulaşamadılar hatta komik durumlara da düştüler.
Bir CIA çalışanı; “Ona bir pudra vermeyi düşünüyorduk. Bunu sakalına sürer sürmez, sakalları dökülecek, bütün Küba halkı ona gülmekten kırılacak ve böylece halk önünde küçük düşecekti. Bu ne kadar umutsuz bir halde olduğumuzu gösteriyordu.” diyordu..
Birçok Kübalı, Fidel Castro’nun yönetimi sırasında sunulan parasız eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlandı.
Castro, 1990’larda Türkiye’yi ziyaret etmişti.
Atatürk’ün kendileri için esin kaynağı olduğunu söyleyen Castro, “Bandırma gemisiyle Samsun’a çıktı. Büyük bir zafer kazandı. Biz de tam 40 yıl sonra, ülkemizden faşistleri kovmak için gemiyle Havana’ya çıktık. Biz de zaferle kucaklaştık” demişti.
Fidel Castro, 80’inci yaş gününü kutlamaya birkaç gün kala, Ağustos 2006’da bağırsak kanaması geçirerek ameliyat oldu.
Ve 1959 yılında başbakanlık koltuğuna oturmasından beri geçen 47 yıl zarfında ilk kez yetkilerini geçici olarak birine devretti.
Bu kişi, kardeşi Raul Castro’ydu.
Küba Devlet Başkanı Castro, dünyanın en uzun süre iktidarda kalan lideriydi.
Görevi devretmesinin ardından kamuoyu önüne pek çıkmamayı tercih etti. Devlet gazetesinde “Yoldaş Fidel’den Yansımalar” başlıklı köşe yazıları yazmaya başladı.
Küba devriminin lideri, 20. yüzyıla damgasını vuran en önemli devlet adamlarından Fidel Castro, Küba’da 25 Kasım günü 90 yaşında yaşama gözlerini yumdu.