24 KASIM 1928
Her yılın 24 Kasımında, önemli bir gününü kutlamak için hazır oluruz… 24 Kasım, aydınlık geleceğimizin pırıl pırıl beyinlerini yetiştiren eğitim ordumuzun Atatürkçü neferlerinin/öğretmenlerimizin günüdür çünkü… 24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Kemal Atatürk’ün, “Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliği“ni kabul ettiği gündür.
1 Kasım 1928’de ilan edilen “Harf Devrimi”nden sonra, “Başöğretmenimiz Kemal Atatürk” tarafından Cumhuriyet gençliği için yeni harflerle/Latin harfleriyle büyük bir okuma-yazma seferberliği başlatılmıştır ve bu önemli gün de başlatılan eğitim seferberliğinin nirengi noktasını teşkil etmektedir.
Bakın, o gün için nasıl seslenmiş bize Büyük Atatürk:
“Öğretmenler!
Yeni kuşağı, cumhuriyetin özverili öğretmen ve eğiticileri, sizler yetiştireceksiniz. Yeni kuşak sizin eseriniz olacaktır. Eserin değeri, sizin ustalığınız ve özveriniz derecesiyle orantılı olacaktır. Yeni Türkiye’nin birkaç yıla sığdırdığı askeri, siyasal ve yönetimsel devrimler sizin toplumsal ve düşünsel devrimdeki başarınızla doğrulanacaktır. Hiçbir zaman hatırlarınızdan çıkmasın ki cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür kuşaklar ister.”
Müsaadenizle –pek bilinmeyen– bir anekdot aktarmak isterim size…
Alev Misali Bir Eğitmen
Naci Alev’i, 1970’li yılların sonunda, Marmara’nın incisi Şarköy’de tanıdım… 1930’ların ilk yarısında Balıkesir’de riyaziye (matematik) öğretmenliği yaptığını söylerdi… Asabi yaradılışı yanında, onurlu duruşu da her halinden belli ediyordu kendini…
Lafa yekûn tutup Kemal Atatürk’le alakalı anısına geleyim:
Kemal Atatürk, Balıkesir ziyaretinde Naci Alev’in matematik dersine girer… Öğretmen masası teklif edilir ama –alışıldığı üzere– Gazi Hazretleri bunu kabul etmez ve ön sıralardan birine oturup dikkatle dersi takip eder (geometri dersine denk gelmiş sanırım)… Ders bittiğinde –gene alışıldığı üzere– talebelere iki çift söz edip hocaya teşekkür edeceği beklenirken, bu sefer farklı bir şey olur; talebelere iki çift sözünden sonra Naci Hocaya döner ve talebelerin bir kısmının da duyacağı şekilde, “Hocam, teşekkür ederim etmesine ama esasına bakarsak ben bu dersten pek bir şey anlayamadım” der sitemkâr bir eda ile!
Naci Alev’in cevabı akıllardan çıkmayacak türdedir: “Haklısınız Paşam, siz ilk derste yoktunuz?!”
Bu onurlu ve biraz da sert (!) çıkışa karşı Naci Hocaya ne yapılmıştır, dersiniz?
Neticeyi bildiğim için hemen cevaplayabilirim: Taltif edildi elbette!
.*.
Hoş kalın!…