Charlie’nin çikolata fabrikası/ Matilda gibi çok satan eserlerin yazarı İngiliz Roald Dahl’ın aynı adlı romanından uyarlanan, yaşam ve hayal gücü dolu Big Friendly Giant (Koca Sevimli Dev)’ın yönetmen koltuğunda usta yönetmen Steven Spielberg oturuyor. Çocukların renk ve macera dolu yaşama bakış açılarının fantezi dünyasıyla birleştiği filmin senaryosu, geçtiğimiz Kasım ayında yaşamını yitiren ‘E.T. Kundun, Alaca Karanlık Kuşağı’ filmlerinin senaristi Melissa Mathison’a ait.
The BFG
Kimsesi olmayan, İngiltere’de bir yetimhanede kalan, 10 yaşındaki Sophie her gece saat 3’te canavarların geldiğine inanır ve onların gelmesini korkuyla bekleyerek uykusuz kalır. Bir gece Giant adlı iyiliksever dev, Sophie’yi yetimhanedeki yatağından alır ve onu devler ülkesine götürür. Diğer devlerin aksine çocukları yemeyi reddettiği için arkadaşsız kalan Giant ve küçük kız arasında yakın bir arkadaşlık doğar. Sophie, onunla birlik olup insan yiyen devlere karşı mücadeleye girişirler.
Spielberg ve Fantastik
Fransız-Bulgar filozof ve tarihçi Tzvetan Todorov, Fantastik adlı eserinde; “ ‘Fantastik Edebiyat’ deyimi bir edebiyat çeşidini ya da genel deyişle; edebi bir türü belirtir.” diyerek Fantastik türünün edebiyatta önemli bir yeri olduğunu vurgular. Bana göre Spielberg filmlerinin ana teması ebeveyn hasretidir. Genelde tüm filmleri bu tema üzerine kuruludur. Ljubljana Üniversitesi öğretim üyesi ve Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü araştırmacısı olan Slovenya’lı filozof Slavoj Zizek, Steven Spielberg ve filmleri için; “Steven Spielberg filmlerinde sinsice işlenen tema, baba otoritesinin çıkmaza girmesi ve yeniden tesis edilmesi’ der.
Devler Diyarı
Edebiyatta devlerin işlendiği yapıtlar, söylen bilimi Mitoloji’ye kadar gider. Fakat benim BFG filmini izlediğimde çağrışım yapan eserlerden bir kaçı şu şekilde: Öncelikle sevimli dev Giant’ın elinde tuttuğu huni şeklindeki rüya üflediği cisim bana Fransız Aydınlanma çağı yazarı, tarihçisi ve düşünürü François Marie Arouet Voltaire’in 1752 tarihli Micromegas adlı eserini çağrıştırdı. Micromegas’ta; Satürn gezegeninden Dünya’ya gelen iki dev, insanlarla karşılaştığında ellerinde BFG karakterinin tuttuğu cisme benzer bir aletle insanları dinler ve görürler. Filmdeki karakter de benzer cisimle insanlara rüya üfleyerek güzel rüya görmelerini sağlar. Aynı şekilde Rönesans düşünürü, Fransız yazar François Rabelais’in Gargantua adlı başyapıtında sevimli bir devin, neşeli, aykırı, hicivle karışık hayat dersi veren hikâyesini anlatır. İrlandalı yazar Jonathan Swift ise, Güliver’in Gezileri kitabında farklı zaman ve mekân ölçülerine sahip dünyalara giderek devler ve cüceler ülkesindeki maceralarına yer verir.
İYİ SEYİRLER DİLERİM
Efe TEKSOY