İngiliz The Economist dergisi, Reza Zarrab’ın itiraflarda bulunduğu duruşma için “Cumhurbaşkanı şu ana kadar itibarının uğrayabileceği zararı, medyayı susturarak sınırlı tutmayı başardı.” yorumu yaptı.
“İtibarını Medyayı Susturarak Korudu”
İngiliz The Economist dergisi, İran yaptırımlarının yasa dışı yollarla delindiği iddialarıyla ilgili olarak New York’ta görülen “davada ortaya çıkan dalaverelerin AKp Genel Başkanı Tayyip Erdoğan için sıkıntı yaratabileceğini” ancak esas risk altında olanın Türk ekonomisi ile bankaları olduğunu öne sürdü.
“New York’taki dava Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kızdırıyor”
Derginin bugün piyasaya çıkan sayısının basılı halinde “Altın komplosu”; internet versiyonunda ise “New York’taki dava Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kızdırıyor” başlığıyla bir makale yayımlandı.
Makalede, New York’ta görülen davada tanık kürsüsüne çıkan Reza Zarrab’ın ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımları ihlal ettiği yönündeki suçlamayı kabul ettiği, tanıklığı sırasında Halkbank ve Erdoğan’ın adını geçirdiği ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a rüşvet verdiğini itiraf ettiği belirtiliyor.
Economist, Zarrab’ın 17 Aralık 2013’te yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ilgili düzenlenen soruşturma kapsamında gözaltına alındığını ve Erdoğan’ın da bunu Gülen Cemaati’nin bir komplosu olarak nitelendirerek, soruşturmayı yürüten savcı ve polisleri görevden aldığını ifade ediyor.
Dergi, “Türkiye’de birçok kişi, Erdoğan’ın bu soruşturmanın arkasında Gülencilerin olduğu yönündeki görüşünü paylaşıyor. Ancak, bu soruşturmanın usulsüzlüklerle ilgili ortaya çıkardığı kanıtları göz ardı etme konusunda cumhurbaşkanları kadar istekli olanların sayısı ise çok daha az. ABD’de bir mahkeme salonunda ortaya çıkan dalavereler, Erdoğan için sıkıntı yaratma riski taşıyor” diyor ve yazı şöyle devam ediyor:
“Basın, rüşvet ve Erdoğan’ın talimatı itirafını sansürledi”
“Cumhurbaşkanı şu ana kadar itibarının uğrayabileceği zararı, medyayı susturarak sınırlı tutmayı başardı.
“Zarrab’ın eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a 60 milyon dolardan fazla rüşvet verdiğini itiraf etmesinden ve Erdoğan’ın iki bankaya daha bu sisteme dahil olma talimatı verdiğini söylemesinden bir gün sonra ülkenin büyük gazetelerinin çoğunda ve devlete ait haber ajansında bu haber sansürlendi.
Bir gün önce de, ana muhalefet partisinin lideri, Erdoğan’ın ailesini milyonlarca doları offshore hesaplara yatırmakla suçladığı sırada devletin haber kanalı bu konuşmanın canlı yayınını yarıda kesti.
Esas risk altında olan ise Türk ekonomisi ve bankaları. Nomura Bank’tan ekonomist İnan Demir, mahkemede sanıkların suçlu bulunması halinde Halkbank’ın yaptırımların delinmesinde oynadığı iddia edilen rolden dolayı çok ciddi bir para cezasına çarptırılmasının muhtemel olduğunu söylüyor.
“Türkiye’nin çıkacak karara uymaktan başka bir seçeneği yok”
“Demir, ‘Yaklaşık 5 milyar dolarlık bir cezadan bahsediyor olabiliriz’ diyor ve bu tahmini sayı, bankanın piyasa değerinin neredeyse iki katına denk geliyor. Halkbank, yasa dışı herhangi bir işlem yapmadığını söylüyor.”
Dergi, Türkiye’nin ABD’deki mahkemeden çıkacak karara uymak dışında başka bir seçeneği olmadığını ve para cezasını ödememesi halinde son bir yıl içerisinde dolar karşısında yüzde 10’dan fazla değer kaybeden lirada sert düşüşlerin görülebileceğini öne sürüyor.
Yazı, bir bankacının “Şu aşamada, Erdoğan’ın gücü üzerindeki tek kontrol mekanizması lira” sözleriyle sona eriyor.