Gazeteport
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dün akşam sürpriz bir yemekte Saray’da Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Sonra da Abdullah Gül – Bülent Arınç görüşmesi Ankara’yı hareketlendirdi. Bütün olanlar Fazilet Partisi dönemini çağrıştırıyor. Orada da ilk fitili Bülent Arınç ateşlemişti. Ankara kulislerinde konuşulanlar ise şöyle;
-Abdullah Gül’ün sarayda Erdoğan’la görüşmesi bir arabuluculuk değil. Gül’ün bu tavrı “ben de rahatsızlıklara katılıyorum.”anlamına geliyor. Gül’ün bu hamlesi şimdilik “uyarıcı ve balans ayarı” olarak yorumlanmalı
-Abdullah Gül ilk kez Saray’a gidiyor. Bunun anlamı da ” bak senin liderliğin tamam ama her şeye tek başına karar vermeye devam etme. Böyle giderse parti dağılacak” mesajı taşıyor
-AKP şu aşamada 3 farklı ayrışma içinde. Erdoğan ve ona biat edenler, Abdullah Gül ile eski kurucular ve Ahmet Davutoğlu ekibi. Burada kilit rol Ahmet Davutoğlu gibi duruyor. Davutoğlu son seçimde alınan yüzde 49.5 oyu kendi başarısı sayıyor. Ve “ben de bir gücüm tavrı” var. Bu tavrı bırakıp 3. kol olmaktan vazgeçip Gül ile hareket ederse Erdoğan’ın işinin çok zor olacağı kesin görülüyor
-Bugünden AKP’de büyük bir ayrışma olacağını söylemek pek doğru değil. Ama çatlak artık var. Ve bu çatlak daha çok su kaldırır.
-Abdullah Gül ilk kez “bu iş böyle gitmez” diyerek ortaya çıkıyor. Seçim dönemlerinde bile bu çıkışı yapmayan Gül’ün bu tavrı bu zamana kadar yürüttüğü sesiz ve derinden stratejisinin değişmesi olarak görülüyor. Bülent Arınç’ın evine Hüseyin Çelik’le gitmesi de ” bu açıklamalara katılıyorum” mesajı.
-Bülent Arınç Özgül ağırlığını test etti. Yanına bazı eski bakan (Sadullah Ergin, Suat Kılıç v.s) ve önemli isimleri (Hüseyin Çelik gibi ) aldığını görünce temaslarını artırdı. Taner Yıldız, Beşir Atalay gibi isimlerin de rahatsızlığını belli etmesi ile Gül Erdoğan buluşması gerçekleşti.
-Bülent Arınç Fazilet Partisi’nden yenilikçi isyanın ilk işaret fişeğini ateşleyen isimdi.
-Bütün bunlar olurken Erdoğan ne yapacak?. Erdoğan yapılanları doğru bulmuyor. Ve şimdilik açıktan savaşmayacak. Ancak fırsatını bulduğu anda bu ekibi dağıtacak. Bunun sabır noktası başkanlık sistemi.
-Gül ve beraberindeki ekibin net olduğu konulardan biri de başkanlık sistemi yerine parlamenter sistemi tercih etmeleri. Bu konuda sadece siyasetten değil AKP bürokratlarından da destek almış durumdalar. İşin en son kopma noktası ‘başkanlık mı parlamenter sistem mi?’nin karar aşamasında olacak.
-Erdoğan’ın başkanlık sisteminden vazgeçmeyeceği açık. Her iki taraf açısından da “müslümanların iktidarını yıktı” suçlamasının üstlerine kalma korkusu var. Bunun için hamleler daha açıktan yerine sessiz ve derinden olacak. Ta ki başkanlık sisteminin olup olmayacağı kesinleşene kadar.
-Erdoğan’ın “Eyy Amerika” çıkışının arkasında ABD’nin Suriye konusunda Genelkurmay’ı direkt olarak muhatap alması yatıyor. Gül ve ekibi de bunun farkında
