02 Temmuz 2024 Salı
Ana sayfa » “Biz Tek Adam Değil Çok İnsanız”
“Biz Tek Adam Değil Çok İnsanız”

“Biz Tek Adam Değil Çok İnsanız”

HDP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş TRT Haber’de seçim konuşması yaptı. Demirtaş konuşmasında, 20 ay değil 20 yıl da olsa boyun eğmeyeceğim” dedi.

” Biz Tek Adam Değil Çok İnsanız”

HDP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş TRT Haber’den 10 dakikalık seçim konuşması yaptı. 20 ay sonra ilk defa halka seslenen Demirtaş’ın konuşmasının tam metni şöyle:

“Bu seçim kampanyasından Edirne F Tipi’nden sesleniyorum. 20 ayı aşkın süredir hukuksuz şekilde tutuluyorum. Sadece 2 defa hakim karşısına çıkarıldım. Hakkımdaki suçlamaların tamamı sizlere yaptığım konuşmalardır. Tek nedeni AKP’nin benden korkmasıdır.

Ben sizin yalanlarınız Bu zorbalık bu hukuksuzluk benimle sınırlı olsaydı bunları dile getirmeyi çok da gerekli görmezdim. Ama sizler bu tür zorbalık ve hukuksuzluklarlı her gün yaşıyor veya çevrenizde yaşandığını görüyorsunuz. Bu zulmün mağdurusunuz zaten. Hayatınızın her anının büyük bir trajediye dönüştüğünü görüyor ve duyuyorum.

Toplumun tamamını esir almaya çalışan derin bir umutsuzluk, korku ve karamsarlık var. Kamplaşma, kutuplaşma ve gerilim ürkütücü boyutlara ulaştı. Komşu komşudan, kardeş kardeşten korkar hale geldi. Bunun yanı sıra işsizlik, yoksulluk, enflasyondaki durdurulamayan artış yaşamı iyiden iyiye çekilmez hale getirdi.

“Milyonlarca yurttaşımız ekmeğe muhtaç hale getirildi”

AKP yönetimi saraylarda, köşklerde, villalarda lüks içinde gününü gün ederken milyonlarca yurttaşımız ekmeğe muhtaç hale getirildi. Siyasi çıkarları uğruna içeride ve dışarıda ölümü kutsayan savaş politikaları evlatlarımızın canı pahasına sürdürülüyor.

Sevgili kardeşlerim, elbette demokratik rejimlerde seçimler son derece önemli karar aşamalarıdır. Vereceğiniz oylarla yasalarımızı yapıp ülkeyi yönetecek temsilcilerimizi seçeceksiniz. Alacağınız karar sadece bugünü değil yarınlarımızı, çocuklarımızı ve torunlarımızı da yakından iilgilendiriyor olacak. 24 Haziran seçimlerinde oldukça kritik bir kavşağa gelmiş olan ülkemizin bundan sonra hangi istikamate doğru yol alacağına sizler karar vereceksiniz. Tercihinizi AKP ve Erdoğan’dan yana kullanmanız halinde bundan sonra ülkenin tamamının kaderi tek bir kişinin iki dudağı arasında olacak. Yasama, yargı ve yürütme güçlerinin çok önemli yetkileri tek bir kişide toplanmış olacak.

“81 milyonun kaderi tamamen bir kişinin insafına terk edilmiş olacak”

O tek kişinin yapacağı en küçük hatayı bile denetleyecek, kontrol edecek ya da sınırlayacak hiçbir kurum olmayacak. 81 milyonun kaderi tamamen bir kişinin insafına terk edilmiş olacak. Dünyanın geri kalanı demokrasi yolunda ilerlerken Türkiye çağdışı bir yönetim anlayışıyla yalnızlaşacak. Otoriter, baskıcı, demokrasiden kopmuş bir ülkeye dönecek. Cumhuriyetin artısıyla eksisiyle bütün demokratik kazanımları bir gecede ortadan kaldırmış olacak. Tek adam rejimi ile karşı karşıya kaldığınız adaletsizlikler, haksızlıklar için başvurabileceğiniz hiçbir yer kalmayacak. Ne mahkemeler ne de diğer devlet daireleri sizin derdinizi derman olmayacak. Her şey tek adamın isteğine, keyfine, çıkarlarına göre düzenlenecek. Bir korku ve istibdat rejiminde nefes alamaz hale gelecek, boğulur gibi hissedeceksiniz. Bunları tahminlerime veya öngörülerime dayanarak değil son birkaç yılda bifiil yaşananlara bakarak söylüyorum.

“Dik duruşunuz aydınlık yarınların teminatıdır”

Bugünlerde yaşadıklarımız tek adam rejiminin sadece fragmanıdır. Filmin asıl korkunç bölümü başlamadı bile. İşte 24 Haziran’da bu korku atmosferinin başlayıp başlamayacağına siz kendi oylarınızla karar vereceksiniz. Bu kararınızın demokrasi ve özgürlüklerden yana olacağından kuşkum yoktur. Bunca zulme ve tehdide rağmen boyun eğmeyen dik duruşunuz Türkiye’nin aydınlık yarınlarının teminatıdır. Bu karanlık tablo karşısında umutsuzluğa, korkuya yılgınlığa düşmeye gerek yok. Sonu belirsiz bir karanlık tünele girmeden önce önümüzde ciddi bir fırsat var. Bu fırsatı hep birlikte doğru değerlendireceğiz. Ve göreceksiniz ülkemizi bu uçurumun kenarından çekip alacağız. Öyle devletin bütün imkanlarını sınırsızca kullanarak seçim kampanyası yapan, valisiyle, kaymakamıyla, yargısıyla, medyasıyla, bütün bürokrasiyi AKP’nin emrinde çalıştıran buna rağmen meydanları dolduramayan kof kabadıyının tehditleri cesaretinizi kırmasın. Bunların bir oyluk canları vardır. Meydanlarda bağırıp çağırarak, insanlara hakaret edip düşmanlaştırarak halka boyun eğdireceklerini zanneden bu siyasi karikatürlere halkın kim olduğunu ve gücünü göstermek hiç de zor değil.

“Oyunuzu kullanın, sandıklara sahip çıkın”

24 Haziran’da sandığa atacağınız zarfın içine demokrasi isteğinizi gösteren iki pusulayı HDP ve Demirtaş oylarını koyun ve gerisini bize bırakın. Seçim akşamı sandıklar açıldığında görün o parmağını sallayan, damarları çıkana kadar bağıran sahte kabadayılar ne hale geliyor. Kendini dünya lideri zanneden bu üçüncü sınıf kasaba politikacılarına güzel bir ders verme fırsatını kaçırmayın. Bu nedenle mutlaka sandığa gidin. Oyunuzu kullanın ve sandıklara sahip çıkın.Özellikle genç arkadaşlarım. Bulundukları yerlerde müşahitlik için görev almalılar.

“En çok kadınlar ve gençlere güvenerek aday oldum”

Ben buradan en çok da kadınlara ve gençlere güvenerek aday oldum. Benim buradaki imkanlarım çok kısıtlı. Yüksek güvenlikli bir hücrede oturuyorum ama biliyorum ki benim adıma seçim kampanyasını sizler inançla, coşkuyla sürdürüyorsunuz. Yine biliyorum ki aynı inanç ve coşkuyla sandıklara sahip çıkacaksınız. Beni merak etmeyin. Sizler iyi oldukça ben de iyi olacağım. Sizler özgür oldukça ben özgür olacağım.

“20 ay 20 yıl daha hücrede tutsalar bile zulme boyun eğmeyeceğim”

Beni değil 20 ay 20 yıl daha hücrede tutsalar bile zulme boyun eğmeyeceğim. Barış için, demokrasi ve özgürlükler için burada sizler adına direnmeye devam edeceğim. Bizi hapisle, hücreyle, ölümle korkutacaklarını zannedenler kendi gölgelerinden korkar hale geldiler. Onları kendi korkuları ile baş başa bırakıp bizler el ele güneşli güzel günlere yürüyelim.

Peki kimiz biz? Kürdüz, Türküz, kadınız, erkeğiz, Aleviyiz, Sünniyiz ama önce insanız. Birbirimize yoktur üstünlüğümüz, sadece zulme karşı öfkemiz. Serez’in esnaf çarşısında Şeyh Bedrettindir adımız, Pir Sultan’dır bir yanımız. İşkence tezgahlarında hallacı mansur olduk İbrahimdik mazlumduk biz. Darağacına yürürken başımız dikti, Deniz’dik, Hüseyin’dik, Yusuf’tuk. Bolu Beyine boyun eğseydik Köroğlu’na çıkmazdı adımız. Mahir olmazdık cesaret timsali. Kuyuda Yusuf’tuk, Kerbela’da Hüseyin. Sürgünde Ahmet Kaya, Yılmaz Güney’di namımız.

“Bir gider bin geliriz”

Ekilir ekin geliriz. Ezilir un geliriz. Bir gider bin geliriz. Bizi vurmak kurtuluş mu diyerek yola çıktık. Bizim farkımız budur işte. Biz tek adam değil çok insanız. Bu kadar çok insan bir tek adamdan korkacak değiliz. Biz hep birlikte ülkemizin, çocuklarımızın yarını için yürek yüreğe verip düze çıkacağız. Bizi idamla tehdit edenlere boyun eğmeyeceğiz. 24 Haziran’da sandığa atacağınız zarfın içine korkuyu değil geleceğe yazılmış umut dolu mesajınızı koyun. “Bir oy HDP ‘ye bir oy Demirtaş’a” deyin. Karanlığa, korkuya, kabusa değil aydınlığa,umuda, huzura güvene ve barışa şans verin. Bunu başaracağımıza inanalım ve birlikte yapalım. Unutma seninle değişir her şey. Hepimiz kazanalım.

TRT’ye tepki: Hakkımı helal etmiyorum

Cezaevinde yaptığım konuşmanın birinci bölümünü bitirmeden önce TRT ‘yi de adaletsiz ve haksız uygulamalarından dolayı eleştirdiğimi, bunları yapan yöneticilere hakkımızı helal etmediğimi bununla birlikte TRT ‘nin bütün emekçilerini de saygıyla selamladığımı ve bu adaletsizlikte onların rolünün olmadığını belirtmek istiyorum.

Bu duygularla sizleri bir kez daha saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Mübarek Ramazan Bayramı’nızı kutluyor, hepinize mutlu, umutlu yarınlar diliyorum.