Biatsız bir medya…
Gazetecilerin söz ve karar sahibi olduğu bir medya…
5 yıl önce “abluka” diyerek bu günleri söyledim.
Linç…İşsizlik…İtibarsızlaştırma…Tecrit oldu karşılığı…
İş aramıyorum, mesleğimi arıyorum diye karşılık verdim…
3 tane kitap yazdım…
3 yıl güdümlü mahkemelerinden uyduruk/sahte suçlarla izin alip telefonlarımı, evimi dinlediler…
Yetmedi, telefonla helikopter düşürdüğümü söyleyip “terör örgütü üyesi” diye fezleke düzenlediler…
Sayısını unuttuğum davalar açıldı. Halen toplam 8 yıl hapis cezası ve tazminat istenen davalar sürüyor..
Hepsi sadece gazeteci olduğum için…
Ve bütün bu vahşetin ortasında ne gazeteciliği elimden alabildiler ne de hayallerimi.
Burası, yani Neo Türkiye…
Gazeteciliği alçakça sarayın muhafızlığına dönüştürenlerin, Erdoğan’ın kullanışlı
Aptallığından, Abdullah Gül, oradan sekince Ahmet Davutoğlu yanaşmalığına
terfi edenler cenneti.
Ya da “Abluka”da susan…Biat ayininde zikir yapan….Parasız kalmayı göze alamayıp onursuz olmayı içine sindirenler cenneti..
Ben 5 yıl boyunca kendi cehennemimde hayal kurdum…
Şimdi hayali gerçeğe dönüştürme zamanı…
Gazeteport ile bir hayali gerçeğe dönüştürmek için yola çıkıyoruz…
Bu medya artık bitti. 13 yıllık suç ortaklığı enkazının üstünde artık gazetecilik yapılamaz. O yüzden yeni bir medya şart.
Yeni medya için önce internet haber portalı ‘Gazeteport’ ile başlıyoruz. Sonra internet televizyonu ve internet radyosu gelecek.
Şimdilik çok azız. Ama bu bir kar topu ve yuvarlanmaya başladı, büyüdükçe büyüyecek.
Le Monde benzeri editoryal/finansal bir yapılanması olacak.
Henüz yolun başındayız. Biliyoruz ki, Neo Türkiye’nin panzehiri hafızadır. Ve
bu hafıza için gazetecilere/haberciliğe ihtiyaç var. Bizim de sizlere…
İyi ki varsınız.
Cesaret de bulaşıcıdır.