02 Temmuz 2024 Salı
Ana sayfa » Peki Bunları Nereye Koyacağız?
Peki Bunları Nereye Koyacağız?

Peki Bunları Nereye Koyacağız?

AKP milletvekili ve TBMM Cezaevi Alt Komisyonu Başkanı Mehmet Metiner, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra cezaevlerinden gelen kötü muamele ve işkence iddialarıyla ilgili inceleme yapmayacaklarını söylemişti. Aynı Metiner, Ensar Vakfı’ndaki onlarca çocuğun istismar edi,lmesini de “her camianın içinden yanlış insanlar, kusurlu insanlar çıkabilir. Çok fazla dernek, vakıf, tarikat ve benzeri kavramların altının çizilmemesi gerektiğine inanıyorum.” diyerek Ensar’ın sorumluluğunun üzerini örtmeye kalkmıştı. Metiner bugünkü yazısında günah çıkardı ve af diledi: Dilimle incittiğim herkesten af diliyorum. Kul hakkı için Allah’ın kullarından af diliyorum. Yakınlarımdan ve cümle dostlarımdan af diliyorum.

İşte AKP’li  Mehmet Metiner’in yandaş Star gazetesinde yayımlanan o yazısı;

“Af Diliyorum”

 

“Dünyevileştikçe yürek yanımız zayıflıyor.

Emellerimiz artıkça, amellerimiz eksiliyor.

Nefsimiz her geçen gün azgınlaşıyor.

Nefsimize gem vuracak yüreğimiz kirlerle ve günahlarla örtülü.

O yüzden nefsimize yenik düşüyoruz.

Kimimiz şu ölçekte, kimimiz bu ölçekte.

Ama bir biçimde nefsimize yenik düşüyoruz.

Utanacağımız yanlışlıklar yapıyoruz.

Başımızı öne eğdirecek günahlarımız hayatımızın bir parçasına dönüşmeye başlıyor.

Birimiz yükselmek için diğerinin ayağına basıyor.

Daha çok yükselme hırsı dur durak bilmiyor.

Daha çok kazanma hırsı yiyip bitiriyor o pak yüreklerimizi.

Kutsallarımız çoğu kez sözde kalıyor.

Pratik hayatımızı şekillendiren gerçekler üzerinden yeni ilkeler ihdas etmeye başladığımızda giderek kendimiz olmaktan çıkıyoruz.

Hayatımızı kutsallarımıza göre tanzim edeceğimize, sürüklendiğimiz yeni hayatlarımızı meşrulaştıracak yeni ilkeler ve argümanlar üretiyoruz.

Giderek kendimiz olmaktan çıkıyoruz.

Bir başka şeye dönüşüyoruz.

Kendimizle birlikte yakınlarımızı da kaybediyoruz.

En yakınlarımızı.

Geçmiş hayatıma bakıyorum.

Çok daha çetin koşullarda yaşadığım, çok daha kötü şartlarda yaşadığımız o eski hayatıma.

Eski hayatımı kutsallarıma daha uygun buluyorum.

O eski hayatımı özlüyorum şimdi.

Üzerime güneş doğduğunda kaçırdığım sabah namazı için yüreğimin paramparça olduğu, o eski hayatımı özlüyorum şimdi.

Kardeşimin nefsini kendi nefsime tercih ettiğim o eski günlerimi arıyorum şimdi.

Nefsime yenik düşüp, en ufak bir günah işlediğimde yürekten ağladığım o eski hayatımı özlüyorum şimdi.

Yerimde olmayı isteyen ne çok insan olduğunun farkındayım elbet.

Oysa ben o eski Mehmet Metiner’i arıyorum.

Başkalarını bilmem.

Başkalarını da kendim gibi görerek suçladığım zinhar sanılmasın.

Bu benim kişisel serüvenim.

Bu benim kişisel halet-i ruhiyem.

Bu benim kişisel mülahazam.

Ve işte buradan apaçık ilan ediyorum:

Pişmanım.

Sevaplarım günahlarımdan daha fazla olsa bile pişmanım, kimi yapıp ettiklerimden dolayı.

Eksikliklerim, yanlışlıklarım ve günahlarım boynumu büküyor.

Yüreğim çoğu kez kanıyor o yüzden.

İçinize sirayet etmiş günah mikropları kolayca temizlenmiyor ne yazık ki…

Af diliyorum.

Kişisel yanlışlarımdan, eksikliklerimden ve günahlarımdan dolayı Rabb’imden af diliyorum.

Bugüne kadar incittiğim herkesten af diliyorum.

Dilimle incittiğim herkesten af diliyorum.

Kul hakkı için Allah’ın kullarından af diliyorum.

Yakınlarımdan ve cümle dostlarımdan af diliyorum.

İnanın sevgili dostlar; dünyalık hiçbir şey, nefsanî hiçbir şey, hakiki bir imanla dolu yürek huzuru kadar değerli değildir.”