93 sene evvel bugün, bir güzellik doğdu!… 93 sene evvel bugün, çağcıl yaşamın kapıları ardına dek açıldı: tüm güzelliklere layık olan Türk insanına!…

Cumhuriyetin ilk yıllarında yaklaşık % 10 olan (erkekler % 17,4 – kadınlar % 4,6 ) okuma-yazma oranını göz önüne aldığımızda, “Cumhuriyet Devrimleri”nin çok kısa bir zaman zarfında uygulanabilir olmasını, tertemiz bir ruh ve hürriyet aşkıyla yanan Türk milletinin demokrasi pınarında gürül gürül akan duru bir suya olan özlemiyle açıklayabiliriz kanısındayım. Bu durumda, Hektor’un torunu sayabileceğimiz “Anadolu’nun son kahramanı Mustafa Kemal ATATÜRK”ün önderliği daha anlaşılır olmaktadır/kılınmaktadır. Tam Bir Devrim O, üç aşamasını da tam anlamıyla hazırlayıp sunarak noksanı-fazlası olmayan bir devrim gerçekleştirmiştir: mevcut düzene karşı sosyal birlik anlayışının halka anlatılması, çağa uygun bir yönetim için yapılan ihtilal ve kültür-sanat-eğitim alanındaki çağcıl düzenlemeler… Mustafa Kemal ATATÜRK, bize hakkımız olanı verdi: ne eksik ne de fazla! Nereden Nereye! “Baksanıza, şimdilerde baş gösteren özlem ‘Cumhuriyet Devrimleri’nin tam aksi istikameti işaret ediyor!” diyen vatansever halkımıza verilecek cevap ise bellidir aslında: Türk halkının “hürriyet ve demokrasi” basıncıyla ve coşkuyla atan nabzı, Kemal ATATÜRK’ün işaret ettiği ritimden bir derece dahi kaymadı, kayamaz ve kaymayacaktır: Merak etmeyin; endişelenmeyin!… Tarih boyunca -yönetimler el değiştirse de- süreklilik arz eden devlet anlayışımız (Devlet-i ebed-müddet/Civitas eterna), yolumuza ışıklar döşemeye devam edecektir!… Ruhumuz genç ve dinç kaldığı sürece, bu asil millet bir milim dahi geri adım atmaz: Merak etmeyin; endişelenmeyin!… Bu tür dönemler, olsa olsa gündelik farklılaşmalardan dolayı ortaya çıkan ve çağın gerçekliğine diyalektik bir açılım getirmek için ders almamızı gerektiren geçici/sahte karartmalardır; hepsi bu! En önemlisi de bu türdeki sahte karartmaların eşi benzeri görülmeyen devrimlerimizin güçlü ışığında boğulmaya mahkûm olacağıdır!…

Gönlünüz rahat, Cumhuriyetimiz kutlu olsun!

Hoş kalın!…