Türkiye O’nu CNN Türk Ekranlarındaki “Aykırı Sorular” programıyla tanıdı. Şimdi işsiz…Enver Aysever Nokta Dergisinde Armağan Çağlayan’a röportaj verdi. Aysever “Programımın kaldırılmasına siyasi baskılar ve derin CNN Türk neden oldu” dedi.
İşte Nokta dergisindeki Enver Aysever röportajından başlıklar;
“Erdoğan programımın formatından hoşlanmıyordu”
-Televizyonculuğun kendi içinde, siyasetten bağımsız olan derin televizyon yapılanmaları var. Entrika. Haber kanallarında da bunlar diridir ama oradaki kavgalar daha az oluyormuş gibi durur. Oysa ki orada da kavga var. Bir kere Aykırı Sorular’ın kaldırılması çok açık bir biçimde siyasi olarak iktidarın hoşlanmamasından. İsim vermeyeceğim ama, şuan ki Cumhurbaşkanı’nın bizim formatımızdan hoşlanmadığı, yani benim sorduğum sorular karşısında, ülkenin çok farklı isimlerinin, örneğin Huysuz Virjin’inden Metin Akpınar’ına kadar, Zeki Alasya’sından Pınar Altuğ’una kadar yani beklenmedik isimleri de siyasallaştırdığım için bunun hiç hoş sonuçlar vermeyeceğini söylemiş, bu benim o gün çalıştığım grubu derinden rahatsız etmişti. Birincisi buydu.
“Derin CNN…Onlar kovulmaz”
-İkincisi bence daha önemli. Bazen de yine bunu çok iyi bildiğiniz bir şey olduğunu düşünüyorum. Sizin yakınınızdaki insanlar da bu iklimden faydalanıp ayak oyunu yaparlar. Mesela bana bunu somut bir şekilde yapan Ahmet Hakan oldu. Somut yaptı. Yazdı. Çıktı. Dolayısıyla CNN Türk’te Aykırı Sorular gibi en olmayacak saatte 20.45’te 21.05 arasında 20 dakika sıkışmış bir yerde bu kadar gündem yaratan bir şeyi derin CNN kadrolarını rahatsız etti. Derin CNN var mı? Var. Her kurumda var. Yani onlar kovulmaz, atılmaz, ölmez, kaybolmaz. Hep orada olurlar. Bazen görünür olurlar bazen görünmez olurlar.
“Siyasette yanlış hüküm veren bedel ödemekle yükümlüdür. Kandırıldık demekle olmaz”
Sami Selçuk Star Gazetesi’nden bundan dolayı kovuldu. Yani onların da saygı duyduğu bir isimdi. Şimdi dönüyor Ergun Özbudun idi, onların teorisyenleri ve ‘biz kandırıldık.’ Yahu bir Anayasa Profesörü kandırıldık deme hakkına sahip mi? O zaman şöyle bir şey oluyor. Bir bina yapıyor. Bir mühendis bina yapıyor. Bina çöküyor ve sen yanlış hesaplamışım diyorsun. İyi misiniz? Siyaseten yanlış hüküm veren herkes bedel ödemekle yükümlüdür. Yani ben burada seçmen olarak yanlış tavır almakla toplumu ikna etme noktasında, birde bir şey eklemek istiyorum. Mesela diyelim ki Enver ekranda 50 bin kişiyi etkileyecek güçtedir. Sezen Aksu 5 milyon kişiyi etkileyecek güçtedir.
“Muhalif söz söyleyen hak etmediği halde halk kahramanı olabiliyor çünkü…”
Hiç hak etmediği halde bir muhalif cümle kuran insan, halk kahramanı olabiliyor. Neden? Çünkü çıt çıkmıyor. Çöl, çölde vaha oluyor. Bir kere bunu bir tarafa koyalım. Demek ki yoğun bir muhalefet talebi var toplumda ama bu karşılanmıyor. Bu önemli bir sorun. İkincisi şu ezberden kurtulmak lazım. Türkiye’nin iktidar değil muhalefet sorunu var. Buna katılmıyorum. Türkiye’de sonuç itibariyle ister CHP, ister HDP, ister parlamento dışı deyin, ister sokakta insan deyin itiraz eden milyonlarca insan var. Bu insanlar bombayla, hapislerle, baskılarla korkutuldular yani. Ne yapacaklar ki bu insanlar. O da bir ezbercilik gibi geliyor.