Gazeteport

Offshore’culara Hükümet Göz Yummuş

Panama Belgeleri’nde Türkiye bağlantılı şirket ve kişiler de ortaya çıktı, Milyarlarca liralık vergi kaybının kaynağı da… Peki deşifre olan bu kişi ve kurumlara bir yaptırım uygulanabilecek mi? Mevcut durumda hayır. Sebebine gelince, AKP hükümeti Kurumlar Vergisi Kanunu’nda değişiklik yaptı ancak Bakanlar Kurulu vergi cenneti kabul edilecek ülke adlarını belirlemedi. Örneğin Panama bağlantılı ticari işlerden vergi alınmıyor.Yani vergiler yasal yoldan kaçırılmış görülüyor.İşte detaylar…

Cumhriyet Gazetesi’nden Pelin Ünker’in haberine göre, hükümet vergi kaybını önleyebilecek olmasına rağmen harekete geçmemiş.

Yasa değişti ama ülke isimleri belirlenmedi

Türkiye’de Ocak 2006’dan itibaren, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesinin 7 No’lu bendi değiştirilerek, vergi cenneti ülkelerinde yapılan ticari işlemlerde yüzde 30 stopaj yapılması kararlaştırıldı. Ancak Bakanlar Kurulu hangi vergi cenneti ülkeleri olduğunu belirlemediği için on yıldır bu uygulanamıyor. Bu yüzden Maliye Bakanlığı harekete geçemiyor. Hazine ise gelir kaybına uğruyor.

İşte o ilgili madde;

KVK’nin 30/7 maddesi ise şöyle: “Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulu’nca ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara (tam mükellef kurumların bu nitelikteki ülkelerde bulunan işyerleri dahil) nakden veya hesabın yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya ödeme yapılan kurumun mükellef olup olmadığına bakılmaksızın yüzde 30 oranında vergi kesintisi yapılır.”

Vergiler göz göre göre mi kaçırıldı?

Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bumin Doğrusöz “Böyle bir kararın çıkması çıkması için Dışişleri Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’nın uyum sağlaması gerekir. Maliye Bakanlığı bunu tek başına yapamaz. Bu uyumun sağlanamadığını düşünüyorum. Stopaj o ülkelerde yapılan mal alım satım işlemlerinde uygulanacak. Özetle ödeme olması arada ticari ilişki olması gerekiyor. Sermaye ve ana parada stopaj olmayacaktır. Örneğin okyanusta Panama bandıralı bir gemiye yakıt alırsa bir kişi bu yakıt bedelinden stopaj yapılması lazım. Sermaye gönderimi, mevduat hesabı için stopaj yapılmıyor. Özetle Türkiye’deki şirketlerle Panama’da geçen offshore şirketler arasındaki ticari işlemler için vergi alınabilirdi” dedi.

“10 yıldır göz yumuluyor”

Kocaeli Bağımsız Denetçiler Derneği Başkanı Mali Müşavir Şakir Süloğlu, Türkiye’de kanunların yorumlanmasının çok zor ve şeffaflıktan uzak olduğunu belirterek şunları söyledi: “Kanunun 30/7 maddesi Türkiye’ye gelen para için değil Türkiye’den yurtdışına çıkan para için konuldu. Maalesef 10 yıldır Bakanlar Kurulu ülke isimlerini belirlemedi. Bunun peşine düşmek devletin işi. Bu paralar milli bankalar aracılığıyla dışarı çıkarılıyor. Gönderen belli, adres belli. Bakanlığın görevi vergi kayıp kaçağını önlemek olmalı ki ekonomiye can suyu olsun.”

Türkiye 2014’te gri bölgeden çıkarıldı

Diğer yandan Türkiye, OECD bünyesindeki Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu FATF’nin üyesi. Türkiye’nin 24 Eylül 1991’de üye olduğu FATF’nin 34 üyesi var. 2014’te Türkiye’yi gri listeden çıkaran FATF, Türkiye için dördüncü tur değerlendirmesini 2017 yılında yapacak.

Yolsuzlukla mücadelede sondan dördüncü olduk

Türkiye yolsuzlukla mücadelede ise G20 içinde sondan dördüncü. Uluslararası Şeffaflık Örgütü, G-20 ülkelerinin yolsuzlukla mücadele konusunda bulundukları konumları içeren “Paravan Şirketler Küresel Raporu”nda Türkiye’nin G-20 kriterlerinden yalnızca birine tam uyum sağladığnı belirtmişti.

Raporda “Son üç yılda tüzel kişilere ilişkin kara paranın aklanması ile mücadele konusunda herhangi bir değerlendirmenin gerçekleştirilmediği” belirtilirken şu ifadeler yer almıştı: “Türkiye, G20 üst düzey ilkelerinden sadece bir tanesine tam uyum sağlıyor. Türkiye’de şirketlerin gerçek lehtarlık bilgisini beyan etme zorunluluğu olmadığı için, yetkililerin de bu bilgilere sınırlı erişim hakkı bulunuyor. Bununla birlikte gerçek lehtarlık bilgisinin resmi kaydı tutulmuyor. Kara paranın aklanması ile mücadele mevzuatı, kişi veya şirketlerin gerçek lehtarlarını bağımsız olarak kanıtlamasını zorunlu kılma ile geliştirilebilir.”

 

Exit mobile version