Tayyip Erdoğan’ın davetini reddedip 7 Ağustos Pazar günü İstanbul ‘un Yenikapı semtinde yapılacak mitinge katılmayacağını açıklayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gerekçesini açıkladı: Erdoğan’ın dışarıda azalan şahsi itibarının muhalefet liderleri üzerinden yükseltilmeye çalışıldığı kuşkumuz var.
Pazar günü gerçekleştirilecek mitinge MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli katılacağını açıklarken, Kılıçdaroğlu, CHP’den bazı üye, yönetici ve vekillerin Yenikapı’ya gideceğini fakat kendisinin orada olmayacağını söylemişti.
“CHP olarak katılacağız. Parti yönetimi orada temsil edilecek”
Mitinge neden katılmayacağını Hürriyet’ten Murat Yetkin’e anlatan Kılıçdaroğlu, kendilerinin de miting düzenlendiğini aktardı: “Biz CHP olarak Yenikapı mitingine katılmıyor değiliz. Partililerimize katılma çağrısı yaptık. Partimizin yönetimini temsilen de arkadaşlarımız orada olacak. Kaldı ki biz de kendi demokrasi ve cumhuriyete sahip çıkma mitinglerimizi düzenliyoruz. İzmir’deki 4 Ağustos mitingimiz için de bütün vatandaşlara çağrı yaptık, Ankara’da, diğer yerlerde de demokrasi ve cumhuriyete sahip çıkmak üzere mitingler planlıyoruz.”
” İtibarını muhalefet liderleri üzerinden yükseltmeye çalışıldığı kuşkumuz var”
“Benim katılmak istememenin birkaç nedeni var. Birincisi, demokrasi ve cumhuriyet için birlik görüntüsü vermekten yana bir sıkıntımız yok. Karşı olduğumuz bilindiği halde olağanüstü koşullar gereği Saray’a gittim örneğin. Ama Erdoğan’ın, dışarıda azalan şahsi itibarının muhalefet liderleri üzerinden bu yolla yükseltilmeye çalışıldığı kuşkumuz var. İkincisi, Olağanüstü Hal ve Kanun Hükmünde Kararnameler konusundaki eleştiri ve önerilerimizi dikkate alınmadığına dair izlenimimiz var. Bunların Meclis’e getirilmesi, görüşülmesi gerekiyor. Böyle önemli bir dönemde, devletin yeniden yapılandırılması konusundaki kararları üç dört kişinin oturup kendi arasında alması doğru değil. İtirazlarımızın bilinmesini istiyoruz.”
“Özeleştiri güzel ama siyasi boyutu da var”
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın, Fethullah Gülen Cemaati’ne ‘inandığı’ için sarf ettiği, “Bu hain örgütün yüzünü ortaya dökememenin üzüntüsü içindeyim. Hem Rabbime, hem milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de, milletim de bizi affetsin” sözlerine de değindi.
“İtiraflar, özeleştiriler çok güzel ama bu işin bir de siyasi sorumluluğu var. Özeleştiri şu anlama geliyor: Ben devleti yönetemedim, benim üzerimden bir başkası yönetti. Ben bunların iyi niyetine inandım, kandırıldım, yanıldım. Yarın bir daha kandırılmayacağı ne malum? Bu itirafın bir siyasi maliyeti de olması lazım. Milletten özür dilemek yetmez. Demek ki bizim yıllardır eleştirilerimiz haklıydı, ‘İşte göz yumduk’ diye söylüyor. Ama bu konuyu şimdi öne çıkarmıyoruz, çünkü bunu gündeme getirmenin zamanı değil şimdi. Neden değil? Çünkü şimdi ülkenin atlattığı büyük tehlike sonrasında demokrasiyi güçlendirici adımları atmanın zamanı.”