Gazeteport

IŞİD’in Kaçırdığı Askerden Erdoğan ve Demirtaş’a Mesaj

IŞİD, Türkçe yayınladığı aylık Konstantiniyye dergisinde, geçen sene Eylül ayında kaçırdığı Türk askeri Sefter Taş ile yaptığı röportajı yayımladı. Taş, röportajda Tayyip Erdoğan’a  seslenerek, “Sayın Recep Tayip Erdoğan; sen rahat yerde oturuyorsun, eşin, oğlun ve kızın yanında. Niye bana sahip çıkmıyorsun?” ifadelerini kullanıyor.

IŞİD Türkçe yayımladığı Konstantiniyye dergisinin bir önceki sayısında esir tuttuğu Türk askeri Sefter Taş ile röportajı yayınlayacağını duyurmuştu. O röportaj yayımlandı. IŞİD, geçen sene Eylül ayında Kilis sınırında kaçırdığı Taş ile yaptığı röportajı yayımladı. Taş ile yapılan röportajda çarpıcı ifadeler var. İşte o röportajdan başlıklar;

“Vurulduktan sonra beyaz bir pikabın arkasına beni atıp ellerimi bağladılar. Kan kaybından ölmemem için üniformamın kemerimi çözüp yaralı ayağıma bağladılar. Yaklaşık olarak 15 dakika pikapla gittikten sonra beni indirip bir yere götürdüler. Daha sonra kulübe gibi bir yere götürdüler ve orada ilk müdahaleyi yapıp yaramı tedavi ettiler. Yaralı olduğum halde beni hücre gibi bir yere götürdüler. Hafif birkaç tokat attılar. Sonra Arapların kaldığı bir hücreye götürdüler. Daha sonra doktor getirip yaramı tedavi ettiler ve bundan sonra hiç dayak yemedim.”

 

Demirtaş’a: Sözünde dur ve beni İslam Devleti mücahitleri ile değiştir

“Sayın Abdullah Öcalan, Selahattin Demirtaş ve Suriyeli Salim Müslim’e mesajım; sizler ne pahasına olursa olsun Kürt vatandaşlarınıza sahip çıkan insanlarsınız. Sayın Selahattin Demirtaş, haberlerde sürekli olarak diyorsun ki; benim için önemli olan Kürt halkıdır. Ne olur sözünde dur ve beni İslam Devleti mücahitleri ile değiştir.”

 

“Türkiye’m neden bana sahip çıkmıyor?”

“Sayın Recep Tayip Erdoğan, kardeşim ve babam evi geçindirmek için çalıştılar. Bu benim zoruma gitti. Çünkü benden bir yaş küçük kardeşim çalışıyordu. Sakat kardeşime bakmak için okulumu bıraktım, askere gelinceye kadar çalıştım, hayvanlara baktım, Ankara’da da çalıştım. Çok sırtım kırıldı. Bir ara sınırda nöbetçiyken karakola gittim ve evimi aradım. Annemle konuştum, anacığım, sevdiğim kız köye geldi mi, dedim? Anacığım, sen de dedin ki sadece bir gün geldi. Teyze kızımı çok sevdiğim için karakolda ağlıyordum. Bu yazıyı yazarken de ağlıyorum elim titriyor ve zannediyorum ki; anacağım, babacığım, kardeşlerim, ailem ve sevdiğim kız hep yanımdasınız. Ve hep bunu düşünerek ağlıyorum. Niye ben bu hale geldim. Türkiye’ye asker olduğum için mi? Türkiye’m neden bana sahip çıkmıyor?”

Erdoğan’a: Sen rahat yerde oturuyorsun.Niye ben ailemin yanında değilim?

“Sayın Recep Tayip Erdoğan; sen rahat yerde oturuyorsun, çayın, yemeğin, suyun yanında. Eşin, oğlun ve kızın yanında. Niye ben ailemin yanında değilim. Niye bana sahip çıkmıyorsun? Ben sana ne yaptım? Arkadaşım boğazından vuruldu, ben de ayağımdan vuruldum. Türkiye için askere geldim. Gece gündüz yatmadan nöbet tuttum. Sen sıkı korunuyorsun sana kurşun gelmesin diye. Sana gelen kurşun hemen bir ananın evladını vuruyor. Niye ben vuruldum biliyor musun başbakanım? Türkiye’ye kaçak mal geçmesin diye. Sen de bana sahip çıkmıyorsun. Şimdi düşünüyor musun? Anam, babam sana ne diyecek biliyor musun? Neden evladımızı kurtarmadın, dediklerinde sen ne diyeceksin? Senin evladın şerefsiz miydi diyeceksin. Senin evladın Türk değil de Kürt olduğu için mi kurtarmadım, diyeceksin. İlk esir olduğum gün dayak yedim. Ailem için direndim ve hala direniyorum. Her gün ağlıyorum ailem yok diye, niye kurtarmıyorsun?”

“Dört duvar arasında esirim”

“Anacığım hatırlıyor musun? Sen bir gün kardeşlerime; bu beşiğe bir şey olursa sizi öldürürüm, bu beşik en büyük oğlum, yani abiniz Sefter’in beşiği, onun mürüvvetini görüp torunuma vereceğim, demiştin. Ve ben de ağladım, hatta öyle ağladım ki, gözlerim şişti. Ve hala aklıma geldikçe ağlıyorum anacığım. Dört duvar arasında esirim. Ne olur dua edin, Türkiye’m beni kurtarsın da sizin kullarınıza koşayım. Ve teyzemin kızını kendime eş alayım.”

 

“HDP’yi destekliyorum”

Savaş istemiyorum. HDP’yi destekliyor ve onların kazanmasını istiyorum. Barış istiyorum.

Exit mobile version