Teoman’dan AKP ve Erdoğan eleştirisi…Cumhuriyet gazetesinden Ceren Çıplak’a röportaj veren Teoman son dönem AKP Türkiye’sini de değerlendirdi. Bülen Arınç’ın çıkışını, Erdoğan’ın ruh halini ve AKP’nin kadına bakışını sanatçı gözüyle anlattı.
İşte o röportajdan bazı bölümler;
“Gökdelenlerden tükürdüm dünyaya”
-Ben büyürken kendimi gerçekleştirirken dünyadaki birçok şeyi de eleştirirdim kafamda. Dünyanın tüm sistemi ahlaksızlık üzerine kurulmuştu, insanlar sahtekârdı ve her yerde güçlüler, güçsüzleri eziyor diye düşünürdüm. Neredeyse herkesi de ahlaki prensiplerden ve inceliklerden yoksun, kaba bulurdum. “Gökdelenlerden tükürdüm dünyaya” o tiksintinin ifadesi. Hâlâ aynı şekilde görüyorum dünyayı gerçi ama eski kızgınlığım yok artık. İnsanlara daha şefkatle yaklaşıyorum.
“Bülent Arınç bile islamcı muhafazakarların tavrından tiksiniyor”
-Üniversitedeki ilk yıllarımdan itibaren İslamcı tabir edilen öğrencilerle ilişkim olmuştu, beni sever, bazı toplantılarına filan çağırırlardı. Mert, dürüst, ahlaklı çocuklardı, çok saygı duyardım onlara. Ayrıca, muhafazakârların hakir görülmesi oldum olası beni rahatsız ederdi, ahlaksızca bulurdum. Herkesin mutlu olabileceği bir Türkiye olabilirdi, uzlaşmazsak hiçbir zaman huzur gelmeyecekti bu ülkeye. Bir de şimdi kendini İslamcı/muhafazakâr sayan bloğa bakın. Aslında Bülent Arınç niye rahatsız biliyor musunuz? Ömrünü verdiği onurlu davasının kendini kepaze edişine tanıklık ediyor diye. O bile olanlardan tiksiniyor.
“Erdoğan’ın Brad Pitt’ten daha ünlü bir aktör olma ihtimali daha yüksek”
-Mutlu olmadım, bana büyük bir problemi hatırlattı. Türkiye’de eğitim halihazırda berbat durumda. Sınav sonuçlarına baktığımızda ortaokul ya da lise sınavlarında öğrencilerin başarı ortalamaları yerlerde sürünüyor. Fen bilimlerinde dünya sonuncularıyla yarışıyoruz. Bunlara bir de bütün okulların imam hatipleştirilmesi eklendi. Sünni İslam bütün çocuklara dayatılmaya çalışılıyor. Bunun ahlaken çok yanlış olduğu çok açıkken hem de. Devlet dini eğitim almak isteyen vatandaşlarına bunu tabii ki sunmalı ama bu zorlama hangi mantığa sığıyor? Şimdi de müfredatın değişmesinden bahsediliyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında bir sürü saçmalık yapıldı, güneş-dil’ler, milli tarih yazımı vs. Şimdi de muhafazakârların saçmalama sırası mı? Nasıl bir tarih uyduracağız acaba kendimize bu sefer? Baştarihçimiz Kadir Mısıroğlu mu olacak? Çocuklarımızı kindar yetiştirelim diye, nefret duygusunu mu körükleyeceğiz? Yeni Osmanlılık imkânsız ve boş bir hayal değil mi? Recep Tayyip Erdoğan’ın halife olma ihtimali, Hollywood’a gidip Brad Pitt’ten daha ünlü bir aktör olma ihtimalinden daha düşük. Lise öğrencilerinin başkaldırmasını önemsiyorum, haklılar. Trigonometri öğrenmek isteyen çocuklara, zorla Hz. Ebubekir’in hayatını öğretemezsiniz.
‘Erdoğan’ın en büyük eksiği iyi bir arkadaşı olmaması. Ona kendisiyle ilgili gerçekleri söylerdi…’
“AKP’nin kadına bakışı: Erkekler iş yapar, yaşar…Kadınlar ayak işleri yapar”
-Binali Yıldırım’ın bir fotoğrafı var; iki tane upuzun masa yan yana. Birinde Binali Yıldırım bir sürü erkekle beraber oturuyor, diğer masada karısı tek başına yemek yiyor. İşte AKP’nin ve ait olduğu kültürün kadına bakışı. Erkekler iş yapar, yaşarlar, kadınlar da onların arkasını toplar, ayak işlerini yaparlar, erkeklerle eşit değillerdir. Geçmiş yüzyıllardan miras kalan gelişmemiş muhafazakâr anlayış kadını kendi başına bir varlık olarak görmüyor. Hatta eğer bir erkeğin yanında değilse ya da çocuk -elbette ki erkek çocuk- üretmezse işlevi bile olmadığını düşünüyor. Çok uzağa gitmeye gerek yok, kuzenim, Bedia ablama kızım olduğunu söylemiştim telefonda. “Olsun” dedi “Kızı veren Allah, oğlanı da verir inşallah!” Ben de güldüm tabii. Neyse, dünyadaki her konuda, her şeyi bilen Erdoğan bu konudaki fikrini de söylemiş işte. Hiç şaşırmadım. Erdoğan’ın en büyük eksiği iyi bir arkadaşı olmaması. Ona kendisiyle ilgili gerçekleri söylerdi…